Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  28 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 28 / 84 Next Page
Page Background

"Çocuk

yetiştirmeve

çocukeğitiminde

anne-babanın

yapacağı hatalar

çocuküzerinde

birömürboyu

derinden

etkileyecek

yaralar

oluşturabilir."

Dolayısıyla anlatılanlar, bilinçli

bir şekilde ve bu yaş grubuna

özel olarak hazırlanmamış bir

içeriğe sahipse, çocuğun iç

dünyasında dinin korkutucu,

Allah’ın cezalandırıcı, Müslüman

kimliğe sahip olarak yaşamanınsa

çok zor olduğu gibi bir durum

oluşabiliyor. Okul döneminde

kızlar ve erkeklerin dini gerekçeler

gözetilerek birbirlerinden

ayrılmaları, çocukların zihninde,

hiç olmaması gereken bir yaşta,

‘karşı cins tehlikelidir’ veya ‘ben

karşı cins için bir tehlikeyim’ gibi bir

algının oluşmasına neden olabiliyor.

Halbuki din bize, kadın yahut erkek,

belirli sınırlar dahilinde, kendini

ve karşısındakini koruyarak aynı

ortamda bulunabilme hakkını

veriyor. Fakat çoğu zaman aileler ‘ya

kontrol edemezsem’ veya ‘karşıma

çıkarsa ne yapacağımı bilemem’

kaygısıyla kız ve erkek çocuklarını

birbirinden ayırabiliyor. Bütün bu

engellemelerin sonuçları, tamda

çocuğun dini içselleştirebileceği,

kafasındaki sorulara cevap bulmaya

çalışacağı, duygu, düşünce ve

eylemle dinini yaşayabileceği

bir yaşta, hiç beklenmedik

durumlarla ortaya çıkabiliyor”

diye belirttikten sonra şunları da

ekliyor: “Maneviyatı güçlü bireyler

olmak ve böyle çocuklar yetiştirmek

istiyorsak, iyi bir Müslüman kul

olmak üzerine hemdüşünmeli,

hem bunu hissetmeli hemde buna

uygun eylemler yapmalıyız. Sadece

namaz kılmak, ama kul hakkına

özen göstermemek, göstermelik

ama içi boş bir Müslümanlık bence.

Bu nedenle çocuklarımız için

manevi eğitimi önemsiyorsak, önce

bu konuda ne kadar iyi bir örneğiz,

ona bakıp sonra çocuğumuzun

gelişimdönemlerine dikkat edip,

anlattıklarımızdan neyi ne kadar

alabileceklerine dair düşünüp sonra

da uygun yaşta, uygun dozda din

ve dini kavramlarla buluşturmamız

gerektiğini düşünüyorum.”

ÇOCUKYETİŞTİRMEK,

MANEVİYATVEDİN

ETKİSİNDENKOPUYORMU?

Yaşadığımız çağda çocuk yetiştirme

algısınınmaneviyat ve din

etkisinden koptuğu söyleniyor.

Marmara Üniversitesi İlahiyat

Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri

Bölümü’nden Doç. Dr. Ali Ayten,

bu kopuşun uzun vadede çocuk

ve aile üzerinde ne gibi etkilere

neden olacağını şu şekilde anlattı:

“Din eğitimi insan davranışlarına

çerçeve oluşturacak belli kültürel

bağlam içerisinde verildiği takdirde

amacına ulaşır. Şehirleşme

süreciyle birlikte kültürel aktarım

belli oranda yara almıştır. Bu

süreçten din eğitimi de nasibini

almıştır diyebiliriz. İnsanoğlu

dini ve manevi alandan güncel

hayatına dair meselelerde cevaplar

alabildiği takdirde bu eğiliminin

desteklendiğini düşünür ve bunu

gelecek nesillere aktarır. Şehirleşme

sürecinde bu zemin kaybolmuştur.

Nesiller arasındaki farklılıklar

artmıştır. Bir önceki neslin dini bilgi

şeması yeni nesile uymamaktadır.

Onların bir yönüyle ilgi alanına

girmemektedir. Ayrıca bir sonraki

nesil ebeveynin bir önceki nesille

olan ilişkisine şahit olamamaktadır.

Teknolojik gelişmelerdeki hız ve

modernleşme sürecinin getirdiği

sorunları kapsayacak düzeyde dini

bilgi üretimi yapılamamaktadır. Anı

yakalayan sorunları ele alan bir bilgi

üretimi yapmak yerine geçmişe

kaçışı hızlandıran bir formatta bilgi

üretimi yapılmaktadır. Mümkün

olduğunca bu nesiller arasındaki

farkı kapatacak bilgi üretimi ve

aktarımının yapılması gereklidir.

Bireyleşmeyle birlikte ötekini

düşünme ilkesi üzerine inşa edilen

ailevi değerler de aşınmaktadır.

Modern hayatın getirdiği cazip

bireysellik ve sorumluluktan kaçma

eğilimi, geleneksel öğretinin özgeci

değerlerini zorlamaktadır. Bu

durumhızlı bir şekilde bireyi daha

fazla yalnızlaştırmakta ve daha

fazla yükü omzuna yüklemektedir.

Bu dönüşümü okumak ve bu

dönüşümün gerektirdiği bireysel

ve kurumsal dönüşümü sağlayacak

bir bilgi üretimi sanırım çıkar yol

gibi görünüyor. Dini bilgi de genel

eğitimin bir parçası olduğu için bu

sürecin haricinde tutulamaz.”

Çocuğun psikolojik ve ahlaki

gelişiminde ebeveynlere büyük

sorumluluk düşmektedir. Çocuk

yetiştirme ve çocuk eğitiminde

anne-babanın yapacağı hatalar

çocuk üzerinde bir ömür boyu

derinden etkileyecek yaralar

oluşturabilir. Hayatımızda dış

faktörlerin bu kadar etkin olduğu

bir çağda, ne kadar iyi niyetli

olursak olalım ebeveyn olarak

iyi bir örnek oluşturmak için

yapılan en önemli hatalardan biri

‘mükemmel olmaya çalışmak’

olmuştur. Bu süreçte anne-babanın

yapması gereken, uygun yaş ve

uygun doz kavramlarını dikkate

alarak iyi bir örnek olmaya

çalışmaktır.

BEBEĞİNİZE HAKSIZLIK ETMEYİN

dosya

Yeşilay

28