

"Çocuk
yetiştirmeve
çocukeğitiminde
anne-babanın
yapacağı hatalar
çocuküzerinde
birömürboyu
derinden
etkileyecek
yaralar
oluşturabilir."
Dolayısıyla anlatılanlar, bilinçli
bir şekilde ve bu yaş grubuna
özel olarak hazırlanmamış bir
içeriğe sahipse, çocuğun iç
dünyasında dinin korkutucu,
Allah’ın cezalandırıcı, Müslüman
kimliğe sahip olarak yaşamanınsa
çok zor olduğu gibi bir durum
oluşabiliyor. Okul döneminde
kızlar ve erkeklerin dini gerekçeler
gözetilerek birbirlerinden
ayrılmaları, çocukların zihninde,
hiç olmaması gereken bir yaşta,
‘karşı cins tehlikelidir’ veya ‘ben
karşı cins için bir tehlikeyim’ gibi bir
algının oluşmasına neden olabiliyor.
Halbuki din bize, kadın yahut erkek,
belirli sınırlar dahilinde, kendini
ve karşısındakini koruyarak aynı
ortamda bulunabilme hakkını
veriyor. Fakat çoğu zaman aileler ‘ya
kontrol edemezsem’ veya ‘karşıma
çıkarsa ne yapacağımı bilemem’
kaygısıyla kız ve erkek çocuklarını
birbirinden ayırabiliyor. Bütün bu
engellemelerin sonuçları, tamda
çocuğun dini içselleştirebileceği,
kafasındaki sorulara cevap bulmaya
çalışacağı, duygu, düşünce ve
eylemle dinini yaşayabileceği
bir yaşta, hiç beklenmedik
durumlarla ortaya çıkabiliyor”
diye belirttikten sonra şunları da
ekliyor: “Maneviyatı güçlü bireyler
olmak ve böyle çocuklar yetiştirmek
istiyorsak, iyi bir Müslüman kul
olmak üzerine hemdüşünmeli,
hem bunu hissetmeli hemde buna
uygun eylemler yapmalıyız. Sadece
namaz kılmak, ama kul hakkına
özen göstermemek, göstermelik
ama içi boş bir Müslümanlık bence.
Bu nedenle çocuklarımız için
manevi eğitimi önemsiyorsak, önce
bu konuda ne kadar iyi bir örneğiz,
ona bakıp sonra çocuğumuzun
gelişimdönemlerine dikkat edip,
anlattıklarımızdan neyi ne kadar
alabileceklerine dair düşünüp sonra
da uygun yaşta, uygun dozda din
ve dini kavramlarla buluşturmamız
gerektiğini düşünüyorum.”
ÇOCUKYETİŞTİRMEK,
MANEVİYATVEDİN
ETKİSİNDENKOPUYORMU?
Yaşadığımız çağda çocuk yetiştirme
algısınınmaneviyat ve din
etkisinden koptuğu söyleniyor.
Marmara Üniversitesi İlahiyat
Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri
Bölümü’nden Doç. Dr. Ali Ayten,
bu kopuşun uzun vadede çocuk
ve aile üzerinde ne gibi etkilere
neden olacağını şu şekilde anlattı:
“Din eğitimi insan davranışlarına
çerçeve oluşturacak belli kültürel
bağlam içerisinde verildiği takdirde
amacına ulaşır. Şehirleşme
süreciyle birlikte kültürel aktarım
belli oranda yara almıştır. Bu
süreçten din eğitimi de nasibini
almıştır diyebiliriz. İnsanoğlu
dini ve manevi alandan güncel
hayatına dair meselelerde cevaplar
alabildiği takdirde bu eğiliminin
desteklendiğini düşünür ve bunu
gelecek nesillere aktarır. Şehirleşme
sürecinde bu zemin kaybolmuştur.
Nesiller arasındaki farklılıklar
artmıştır. Bir önceki neslin dini bilgi
şeması yeni nesile uymamaktadır.
Onların bir yönüyle ilgi alanına
girmemektedir. Ayrıca bir sonraki
nesil ebeveynin bir önceki nesille
olan ilişkisine şahit olamamaktadır.
Teknolojik gelişmelerdeki hız ve
modernleşme sürecinin getirdiği
sorunları kapsayacak düzeyde dini
bilgi üretimi yapılamamaktadır. Anı
yakalayan sorunları ele alan bir bilgi
üretimi yapmak yerine geçmişe
kaçışı hızlandıran bir formatta bilgi
üretimi yapılmaktadır. Mümkün
olduğunca bu nesiller arasındaki
farkı kapatacak bilgi üretimi ve
aktarımının yapılması gereklidir.
Bireyleşmeyle birlikte ötekini
düşünme ilkesi üzerine inşa edilen
ailevi değerler de aşınmaktadır.
Modern hayatın getirdiği cazip
bireysellik ve sorumluluktan kaçma
eğilimi, geleneksel öğretinin özgeci
değerlerini zorlamaktadır. Bu
durumhızlı bir şekilde bireyi daha
fazla yalnızlaştırmakta ve daha
fazla yükü omzuna yüklemektedir.
Bu dönüşümü okumak ve bu
dönüşümün gerektirdiği bireysel
ve kurumsal dönüşümü sağlayacak
bir bilgi üretimi sanırım çıkar yol
gibi görünüyor. Dini bilgi de genel
eğitimin bir parçası olduğu için bu
sürecin haricinde tutulamaz.”
Çocuğun psikolojik ve ahlaki
gelişiminde ebeveynlere büyük
sorumluluk düşmektedir. Çocuk
yetiştirme ve çocuk eğitiminde
anne-babanın yapacağı hatalar
çocuk üzerinde bir ömür boyu
derinden etkileyecek yaralar
oluşturabilir. Hayatımızda dış
faktörlerin bu kadar etkin olduğu
bir çağda, ne kadar iyi niyetli
olursak olalım ebeveyn olarak
iyi bir örnek oluşturmak için
yapılan en önemli hatalardan biri
‘mükemmel olmaya çalışmak’
olmuştur. Bu süreçte anne-babanın
yapması gereken, uygun yaş ve
uygun doz kavramlarını dikkate
alarak iyi bir örnek olmaya
çalışmaktır.
BEBEĞİNİZE HAKSIZLIK ETMEYİN
dosya
Yeşilay
28