Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  49 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 49 / 84 Next Page
Page Background

şekilleniyor ve kişi benliğini

besliyor. “Ben” duygusunun

kontrolüne giren birey ise

daha çok onaylanmak, daha

çok “beğeni” almak ve daha

çok alkışlanmak için çabalıyor.

Yani bir tür bağımlılık belirtisi

gösteriyor. Bu bağımlılık zamanla

narsistlik eğilimine kadar

ulaşabiliyor.

Sosyal medyada gerçekle sanal

arasındaki sınırların çizilmesi

neden önemli? Profil ve gerçek

kimlik arasındaki farkın kişide

yarattığı olası sonuçlar neler?

Bir yer düşünün ki; herkes

çok mutlu, çok güzel, çok iyi

işlere, evlere, arabalara sahip…

Sizce bu gerçeği ne kadar

yansıtıyor? Aslına bakılırsa

gerçeği yansıtmıyor; çünkü

sosyal medya bir illüzyondan

ibaret. Peki, bu illüzyonu kim

ortaya çıkarıyor? Tabii ki bizler!

Yukarıda bahsi geçen dürtülerin

de baskısıyla beğenilmek, takdir

ve onay görmek, ilgi çekmek

ve fark edilmek için yapıyor ve

gerçeklikten uzaklaşıyoruz. Yani,

gerçek ile sanal arasındaki sınırlar

ihlal edildiğinde ortaya çıkan

tablo tam olarak bu.

bir gerçeklik diyoruz; çünkü

iletişim sadece sözcüklerin

paylaşımı değildir. Gözlerin,

jestlerin ve mimiklerin emojilere

sığmayacak kadar derin

duyguları aktarma yoludur.

Kısacası, sosyalleşmek sadece

sözcük değiş-tokuşu değildir.

Bu durumun psikolojimize olan

etkisi ise yadsınamaz. Şöyle ki;

sosyal medya tüm hatlarıyla

gerçek bir mecra değildir. Sanal

bir gerçeklik, hatta gerçekliğin

sahte bir yansımasıdır. Orada

kurulan ilişkiler gerçek bir

zeminde gerçekleşmediği

gibi gerçekliği de tamamen

yansıtmamaktır. Gerçeklik ve

sanal dünya arasında sıkışıp

bocalıyoruz. Kimliksizleşiyor

ve merak duygusunun esaretine

kapılıyoruz. Bizi biz yapan

unsurlardan uzaklaştıkça

psikolojik olarak da erozyona

uğruyoruz.

Sosyal medyada takipçi

kazanmak, beğeni almak,

ilgi görmek bir nevi doyum

yaşatıyor. Bu durumun

kişide yarattığı etkiler neler?

Gelip geçici ve sanal olan

bu beğenilmek isteği nasıl

şekilleniyor ve psikolojimizi

nasıl etkiliyor?

Beğenilmek, arzulanmak, fark

edilmek, onaylanmak, değer

görmek… Tüm bu duygular

insan doğasının bir parçası.

Sosyal medya ise bu duyguların

maksimum düzeyde ortaya

çıktığı ve tatmin edilmeye

çalışıldığı kurgusal bir dünya.

Öyle ki, hayatın her anını

paylaştığımız sosyal medya

hesapları hayatımızın bir parçası

olmaktan ziyade artık hayatımızın

ta kendisi.

Onaylanmak, beğenilmek ve

buna paralel birçok dürtü sosyal

medya kullanımın artmasındaki

en büyük etken. Çünkü tüm

dürtüleri besleyen ve doyuma

ulaştıran en uygun alan sosyal

medya. Bu dürtüler gerçek

olmayan sanal bir dünyada

AŞIRI SOSYAL MEDYA KULLANIMININ

YOL AÇTIĞI SOYUTLANMA BEYNE ETKİ

EDEN HORMONLARI ZAYIFLATIYOR

VE

BU KİŞİLERDE YÜKSEK ORANDA

STRES, SALDIRGANLIK VE ANKSİYETE

GÖRÜLÜYOR.

KASIM 2017 49