Modern bir hastalık: Tüketime Bağımlılık - page 9

Prof. Dr. M. İhsan Karaman
Türkiye Yeşilay Cemiyeti Genel Başkanı
açıklanamaz bu durum. Çünkü burada lüks yaşamı olan
yüzdelik bir kısmın tüketiminin, kalan diğer yüzdelik
kısımdaki yoksul olanlarla arasındaki mesafe gösteril-
mekte. Komşumuz açken tok yatanın bizden olmadığı
bir düsturdan böylesi bir uçuruma gelmemiz ‘düştük dü-
şeceğiz’ sinyallerini veriyor. Türkiye artık yeme içmede
bile küçük Amerika. Asıl fit olan büyüklerimizden, çokça
tüketen obez bir nesil yetişiyor. Dünya olarak korkunç bir
sona doğru gidiyoruz. İnsanoğlu eşyanın tabiatını, can-
lıların fıtratını, insanın insanlığını bozdukça daha büyük
felaketlere uğrayacak… Her şeyi her an elde etmek için
her şeyin tabiatını, zamanını ve bununla birlikte lezzetini
bozmak zorunda kalacağız. Şekli, görüntüsü güzel, ama
tadı ve lezzeti ortalarda görülmeyen yiyecekler ile bun-
ları üretmek ve muhafaza etmek için akıl almaz ilaçlar,
hormonlar…
Dergimizin bu sayısını da herkesi elini vicdanına koyma-
ya çağıracağımız bir konuya ayırdık: Tüketim ve tüketime
olan bağımlılığımız. Çevresine ayak uydurma gayretiy-
le çok çalışmasına rağmen doyurulmamış duygular ve
çalışma bağımlılığı olan affluenza, niçin aldığımızı bil-
memekle birlikte sürekli alışveriş yapma isteği, sağlıklı
olandan kopup hızlı tüketime kaymak neticesinde olu-
şan obeziteyle birlikte, tüketim alanındaki birçok değerli
tespitleri uzman kalemler vasıtasıyla bu dergide sizlere
sunmuş bulunmaktayız.
Hızlı bir devinim içerisinde olduğumuz bu çağda peki ne
yapacağız? Öncelikle tüketme çılgınlığından vazgeçece-
ğiz. Bir milyar aç yatanın olduğu bir dünyada tıka-basa
yiyen-içen, yetmedi obez olan (sağlık sorunları olan in-
sanlarımızı tenzih ediyoruz) insanın, vicdanının hormonlu
olduğuna inanıyoruz. “İktisat”ı sınırlı kaynakların sınırsız
istekleri karşılamak için kullanımına indirgeyen bir zih-
niyeti reddederek, her nimete ve güzelliğe zamanında
ve tadında sahip olmayı bir hayat tarzı haline getirmeyi;
sahip olmak ve tüketmek için gerçekten ihtiyaç duymayı
şart olarak görüyoruz. Bu yeme-içme de olabilir, eşyaya
sahip olma da olabilir. Yediğimiz içtiğimiz şeyler için ne
kadar ödediğimize değil, insanlık olarak ne bedel ödedi-
ğimize bakmayı öneriyoruz.
İngiliz bir ekonomist “Zenginliğin ölçütü ne kadar para-
ya sahip olduğunla değil, ne kadar çok harcadığınla belli
olur” demiş. Sanırım tüketmek ve gösteriş için zengin
olmaya ihtiyaç yok. Zira banka kredileri ve taksit imkân-
ları ne güne duruyor? Nohut oda bakla sofalarda yaşayan
büyüklerimiz sefalet içinde miydi? Bu gösteriş merakı
da nereden geliyor bize? Bize “orta yolu” emreden Hz.
Peygamber’e iman edip, sonra ayağı yorgandan metre-
lerce dışarı çıkarmak hangi zihnin ürünü? İsrafın haram,
lüksün bize ters olduğunu, bunların modernizmin dayat-
ması olduğunu acaba idrak edebilecek miyiz? Gelin, bizi
tüketmeye bağımlı yapan kapitalizmin tekerine çomak
sokmak için basit ve etkili bir karşı koymayla en azından
şunu yapalım: İsraf etmeyelim! O zaman hayatınızdaki
değişimlere sizler de şaşıracaksınız.
Bağımlı olmayın, ölçülü tüketin, sağlam kalın, sağlıklı kalın!
yesilay.org.tr
7
YEŞiLAY
EKİM 2014
1,2,3,4,5,6,7,8 10,11,12,13,14,15,16,17,18,19,...88
Powered by FlippingBook