Yeşilay Dergisi-Şubat 2014-Bağımlılıklarda Önleyici Tedbirler - page 57

yaşayan bizler sadece uyuşturucu değil,
bağımlılığın her türlüsüyle karşı karşı-
yayız. Hem çok uzağız hem çok yakın.
Ensemizde böyle. Oyunda bununla ilgili
sahneler çok çarpıcı ve cesurca işleni-
yor. Tabi sadece bağımlılığa indirgeme-
mek lazım bu oyunu. Bir aşk hikâyesi
aslında bu. Benim canlandırdığım
Martin’in Lilian’a duyduğu aşk, onun
da Martin’e duyduğu aşk… Birbirlerini
o kadar seviyorlar ki o kirlenmiş, bizim
dudaklarımız uçuklayarak baktığımız
hayatlarda saf kalmış bir aşka sahipler.
Fakat o da bir bağımlılık bir nokta-
da. Hangi bağımlılık birbirinin önüne
geçiyor acaba? Zaten oyunda hep bunu
soruyoruz seyirciye. Aşk mı daha büyük
bağımlılık, madde bağımlılığı mı daha
büyük, hangisini hangisinden kaçmak
için bahane olarak kullanıyoruz? Oyun-
da bununla ilgili de güzel yüzleştirmeler
oluyor. Aynı zamanda aile nedir, arka-
daşlık nedir sorularını da seyirciye çok
iyi düşündürüyoruz bir bakıma.”
Evet, müzikalin sözleri gerçekten et-
kileyici. Her sahnesi hissedilerek yazıl-
mış, bir kalemle dökülmüş gibi sözler…
Ee tabi bu sözlerin hayat bulmasında
beste de bir o kadar önemlidir nihaye-
tinde. Tam bu esnada Recep Gül yeti-
şiyor imdada. Sözlerin besteleri Recep
Gül’e ait. Recep’in de kaliteli bir müzik
geçmişi var. Daha öncesinde de müzi-
kallerde yer almış kendisi. Bu müzikalin
de beste ve aranjmanları ona ait. “Ko-
nusu itibariyle dramatik olduğu için o
yoğun hali izleyiciye elinden geldiğince
vermeye çalıştım” diyor ve ekliyor: “Söz-
ler de güzel olunca müzikler de patır
patır geldi.”
Birinci perdenin finali için ‘kaçmak
kolay, direnmek zor’ diye şarkı sözleri
yazıp Recep’e göndermiş Ömer. Ömer
sözleri yazmadan önce, Recep de birinci
perdeye uygun olacağını düşündüğü bir
melodi yazmış. Ve sözler gidiyor, melo-
diyle birebir oturuyor, hiçbir revizyon da
yapılmıyor üzerinde. Böyle de güzel bir
tevafuk yaşanıyor müzikalde.
Ve
Volkan Severcan
. Hepimiz tanırız
kendisini ekranlardan... Nasıl tanımaya-
lım ki o sempatik kişiliği. Mutlu, çevre-
sindeki insanları da mutlu etmeye gayret
gösteren, hayatı tiyatro olan bir isim Vol-
kan Severcan. Sanat hayatını ve Sersefil
müzikalini kendisinden dinledik.
İzmir’de İşletme bölümünden İstanbul Üniver-
sitesi Devlet Konservatuarı Tiyatro bölümünü
geçiş yaptınız. Keskin bir geçiş olmuş sanırım…
Aslında keskin bir geçiş değil, iç içe bir
geçişti. O zamanlar belediye konserva-
tuvarındaydım. Belediye konservatuvarı
İstanbul Üniversitesi ’ne bağlandı. Biz
konservatuarda okurken aynı zamanda
başka bir üniversite de okuyabiliyor-
duk. Fakat bu sistemi kapattılar. O yol
kapanınca bizim iki üniversiteden birini
seçmemiz gerekiyordu. Ben de bu mesleği
seçtim.
Tiyatro hayatınızda var mıydı? Ailenizin tep-
kisini ne oldu?
Vardı ama amatör. Ailem destek verdi ka-
rarıma. Genelde bir problem yaşamadım
niye bunu yapıyorsun diye.
Ekranlarda sempatik, güler yüzlü olarak
izleyicilerin beğenisini kazandığınız aşikâr.
Gerçek hayatınızda nasıl bir kişiliğiniz var?
Ailenizle aranız nasıl?
Çok sıradan yaşarım hayatı. Olması
gerektiği gibi. Mutlu olmaya ve insanla-
rı mutlu etmeye gayret gösteririm. Çok
tasalı, kaygılı, çok kendini boğan bir adam
değilim. 48 yaşındayım, halen daha saçım
beyazlamadı. Sevdiğim işi yapıyorum. İyi
bir dizi filmde oynuyorum. Aynı zamanda
Bu oyunu izleyenler arasından bir
kişinin bile uyuşturucudan uzak
durması, hayatının kurtulması
bizim için yeterlidir.
55
1...,47,48,49,50,51,52,53,54,55,56 58,59,60,61,62,63,64,65,66,67,...68
Powered by FlippingBook