Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  24 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 24 / 84 Next Page
Page Background

SANAT RUHU İYİLEŞTİRİR

dosya

Yeşilay

24

özelliğinden dolayı tedaviye entegre

olarak kullanılır.

Sanatla terapinin geçmişinden

kısaca bahseder misiniz?

Aslında bu çok eski bir yöntem.

İnsanların ta mağarada yaşadığı

devirlerde kullanılmış. Her

toplumun dansları, el sanatları,

geleneksel desenleri var…Bütün

bunlar insanların kendilerini daha

iyi hissetmek için kullandıkları

yöntemler. Fakat bir şekilde

sözel terapiler ortaya çıktıktan

sonra arka plana atılmış ve yakın

zamanda tekrar gündeme gelerek

geliştirilmiş.

Sanatçıların bir derdi, bir sıkıntısı

ve topluma bir mesajı olduğu

söylenir hep.

Sanatı acıların, yaraların ışığı

gibi düşünebilirsiniz. Ama sanat

terapilerinde amacımız güzel sanat

yapmak, mükemmel işçilik ve harika

sanat eserleri yaratmak değildir.

Burada samimiyetle iç dünyanızı

kağıda yansıtmanız önemlidir. Kişi

çöp adamda çizebilir, içtenlikle

çizmesi önemlidir. Danışanlar

önce “ben resimden hiç anlamam,

hiç yapamam” derler. Ama teşvik

ettiğinizde hem resimlerinin çok

geliştiğini hemde kendilerini daha

iyi ifade ettiklerini görürüz. Resimi

ele alalım, anaokulu seviyesinde

olabilirsiniz. Ama yaptıkça

gelişirsiniz. Bunu hem yetişkinlerde

hem çocuklarda görebiliyoruz.

Gündelik hayatta, sanatsal

uğraşların ruha etkisi nedir?

Gündelik hayatımızda bir işlevi

yerine getirmek için alet kullanırız,

örneğinmutfakta bıçak kullanırız,

çünkü düzgünce kesmek,

dilimlemek için bıçağa ihtiyacımız

vardır. Sanat da böyledir, sanatın

da işlevleri vardır. Bunlardan

biri hatırlamaktır. Hatırlamak

için sanat yapıyoruz. Günlük

hayatta hatırlamak istediğimiz

anın fotoğrafını çekiyoruz, sosyal

medyada paylaşıyoruz örneğin.

Terapide de, günlük hayatta da sanat

eseri, anlatılmak istenen olayın en

önemli anını hatırlatıyor ve kalıcı

hale getiriyor kişiler için. Böylece

onları geliştiriyor. Bir sergide örneğin

bir çağdaş sanat eserine bakan kişi

“eseri hiç beğenmedim, rahatsız

oldum” diyebilir. Biz hep deriz ki,

“rahatsız da etse, bakın. Sizi rahatsız

etmesinin bir nedeni var”. O nedeni

fark ettiğinizde, kişisel gelişim adına

bir adımdaha ileri gidersiniz.

serbest bırakmanızı, planlamadan

içinizden ne geliyorsa onu yapmanızı

isteriz. Ve ortaya çıkan şey bazen

danışanları şaşırtabilir. “Ben bundan

bahsetmek istememiştim, böyle

bir şey çıkacağını düşünmemiştim,

ama anladım” diyebilirler. Sanki

verdiğimiz temalarla bilinç altına bir

olta atıyoruz ve oradan bir malzeme

çıkıyor; genellikle o malzeme,

danışana yol gösteriyor.

Yani kağıda dökmeye başladığında

sözle ifade edemediği duygular

ortaya çıkıyor…

Bağımlılıklarda kişi neden bağımlı

olduğunu bilmeyebilir ve bu terapiler

yardımıyla “aslında şundan dolayı

böyle hissediyorum ve bundan

dolayı bu bağımlılığı geliştirmişim”

diyerek farkına varabilir. Kişi önce

sanat terapisi yardımıyla bazı

duygularını keşfeder, sonra “ben

geçmişimde şöyle bir olay olduğu

için böyle hissediyorum” diye neden

sonuç ilişkisi kurarak içgörü geliştirir.

Ondan sonra harekete geçmesi

gerekir. Bağımlılık tedavisinde

harekete geçmek, yoksunluk

krizleriyle baş etmek zordur. Bu

aşamada da sanat terapisi rahatlatıcı

bir yöntem olduğu ve dürtüselliği

azalttığı için kullanılır. Elbette

bağımlılık tedavisinde uygulanması

gereken başka tedaviler de var ancak

sanat terapisi diğer yöntemlerin

etkisini arttırıcı ve kişiyi sakinleştirici

“Odada terapist,

danışanvesanat

eseri vardırve

sanat eseri bir

filtregörevi görür.

Kişi anlatmak

istediklerini

onunüzerinden

anlatır, bazen

terapist

aktarmak

istediklerini

sanat eseri

üzerindenaktarır

ve iletişimçok

daharahatlar.”

Lisans Eğitimini İstanbul Üniversite-

si Psikoloji Bölümü’nde yapan Güner

(1986), ardından Uludağ Üniversitesi

Tıp Fakültesi, Klinik Psikoloji Bölümü

-Yüksek Lisans Derecesi ile ‘Klinik Psi-

kolog’ unvanı aldı (1988). Daha sonra

MarmaraÜniversitesi, Rehberlik ve Psi-

kolojik Danışmanlık Bölümünde Dok-

tora çalışmasını tamamladı. (2013). Ka-

riyerinin ilk yıllarından itibaren klinik

çalışmalar yapan Güner, 1990 yılından

beri DBE’de 21 yıl ‘Klinik Psikolog’ ve

yönetici olarak görev aldı. 2011 yılından

itibaren ise kendi kurduğu Arkabahçe

Psikolojik Gelişim, Eğitim ve DanışmanlıkMerkezi’nde Klinik Psiko-

log ve yönetici olarak çalışmakta ve danışanlarına, psikoloji alanında

çalışanlara, ailelere ve eğitimcilere yönelik danışmanlık, eğitim ve sü-

pervizyon çalışmaları yapmaktadır. Sertifikalı EMDRDanışmanı olan

Güner, süpervizyonlarını ağırlıklı olarak EMDR, ÇözümOdaklı Tera-

pi, Sanat Terapisi alanlarında vermektedir.

OLCAYGÜNERKİMDİR?