* Hilal-i Ahdar, Yeşilay Cemiyeti’nin ilk ismidir. Aynı zamanda 1925
yılından bu yana yayınlanan Yeşilay Dergisi’ne de adını vermiştir.
Hilal-i Ahdar* 18 Mayıs 1341 (1925), C:1, No: 8
KOKAİN GERÇEĞİ
Nasıl alışılır?
Bütün uyuştucularda hemen hemen aynı esbap, ayni saikler rol
oynar. Mesela alkole nasıl alışılırsa buna da öyle alışılır. Mesela hiç
kokain almamış iki çılgının sırf tesirini duymak için tattıkları ve alış-
tıkları vakidir. Ekseriya birinin teşviki, bir kederi unutmak, hissiyat-ı
tenasüliyesine düşkün olanlarda tenasülünün tadını tatmak için,
mesela zevc kokain kullanır. Esasen bunlar isteyerek ve psikopat
dejenerelerden mürekkep oldukları için dahil oldukları meclislerde
alışırlar. Alışanların en mühim kısmını diğer bir şeye alışmış olanlar
teşkil eder. Mesela bir eteroman artık eterden kâfi zevki alamaz,
kokaine başlar. Morfinoman morfinden kafi lezzeti alamaz, koka-
in alır. Ve kokain alan ise diğerlerine alışır. Burada bir Cercle vicieux
mevcuttur. Bunun içindir ki birçokmüellifler yalnızmorfinyalnız ko-
kain iptilasınıkabuletmezler.Mutlakabununyanısıradiğerlerivardır
derler. Bunun istisnası olmakla beraber hemen daima birine alışan
diğerini de kullanır. Onun için bugünkü fende bunların isimleri tok-
sikomandır yani zehir iptilası. Biz bunamuhaddirler iptilası diyoruz.
Halet-i ruhiyeleri
İlkkeyfinverdiği neşeve şetaret ile sonradanhasıl olanhal arasında
pekmühim farklar vardır. Evvelamüptela ilk günün verdiği sarhoş-
luğu bulmak için mütemadiyen miktarı artar. Miktarı arttıkça keyfi
zail olur. Onun yerine kokainin mucip olduğu tagayyürat-ı ruhiye
kaimolur. Pekiyi bir aile babası artık ovazifesini unutmuştur. Bütün
düşünceleri kokain tedarikidir. Bunu bulmak için her çareye başvu-
rur, her mayiyi mübah görür. Bir kadın hastam, kokain ile artık kafi
derecede sarhoş olamadığı için her gün yeni bir içki içiyor, birgün
bir şişe konyak ertesi gün apsent daha ertesi gün viski, sonra etere
başlıyor.
Eterde karar kılıyor. Kokaini azalıyor tekrar kokaine başlıyor. Bir
daire-i mayube ki mütemadiyen onun içinde yuvarlanıyor. Birin-
den diğerine düşüyor. Az çok her müptela bu devreleri geçirir.
Geçirmeyenler emin olunuz bu bahsin istisnalarını teşkil ederler.
Utanmak hissi bi-mana bir kelimedir. Kokainomanların mahrem
esrarları yakın akrabaları hemşire, zevce, birader, pederleridir.
Onlara aşklarını gayr-ı tabi inhimaklarını anlatırlar. Mesela an-
nesinin aşığı ile olanmüstehcen hikayesini mecliste tabi bir hika-
ye gibi söyler. Bunların içinde mühim bir kısmı herkesin nazar-ı
dikkatini celp etmek, mecliste bir kahraman gibi meclise hakim
olmak, kendisine bir mevki-i mahsus temin etmek gibi istirya-
yi duygularla dolu olduklarından yalan hikayeler, yalan vakaları
söylerler. Esasen teheyyüç devresinde o kadar çok söylemek
hareket etmek ihtiyaçları vardır ki dillerine geleni sansür etme-
den karşısındakini inandırıp inandırmayacağını düşünmeden
söylerler. Böylelerince servet demek kokain demektir. Onu
tedarik edecek her şeyin bir kıymeti vardır. Tedarik etmek şar-
tıyla!.. İşte bir müşahede. Bir mecliste kokain bitiyor, kafi para-
ları yok. Kütüphaneden fevkalade kıymetli bir kitap çıkarıyorlar.
Genç kızlardan biri tanıdığı eski kitap meraklısı bir eczacıya bu
kıymeti binlerce Frank eden kitabı on gram kokaine satıyor. Ko-
kainoman ilk devrelerde ne kadar cemiyeti severse sonunda o
kadar cemiyetten kaçar ve merdümgiriz olurlar. Cesaretleri gi-
der onu mütemadi bir sıkıntı ve korku istihlaf eder. Kendi hal-
lerini bilirler. Herkesin kendilerine benzemelerini arzu ederler.
Gücü yeten herkese musallat olur. Cemiyeti kirletmek için hiç-
bir fırsatı kaçırmazlar. Genç kız ve çocukları kandırarak evlerine
götürmek bunlara fuhşun kirli köşelerini göstermek bazılarında
mani derecesinde bir marazdır.
yesilay.org.tr
81
YEŞiLAY
•
EKİM 2016