“Atlas 10 buçuk aylıkken işbaşı yaptım. İşe başlamak ilk aşamada gerçekten çok
zordu. Bir yandanAtlas’ı bırakıyor olmakbir yandandauzunzamandır iş disip-
linindenuzak olmak gözümükorkutmuştu. İlk iş gününe kadar büyük stres ya-
şadım.Kafamdaki soru işaretleri, oğlumuevdebırakıyorolmanınverdiği vicdan
azabıyla birleşmişti. Tüm kaygılarıma rağmen ilk iş günü benim için güzel bir
başlangıçoldu.İşyerindekiannearkadaşlarımıntecrübelerivetavsiyeleriyleiçim
rahatladı. Çalışan annelerin çocuklarının ileride özgüveni daha yüksek bireyler
haline geldiğini ifade edenuzmangörüşleri, evdeoğlumugözünden sakınanbir
babaannenin varlığı işe adaptasyonumu hızlandırdı. Oğlum şu an 32 aylık. Ar-
tık derdini anlatabiliyor ve birbirimizi daha iyi anlıyoruz. Durumböyle olunca
işten eve koşa koşa gelip onunla parka gitmek ya da birlikte vakit geçirmek çok
daha zevkli hale geldi. Eskisine göre daha az vakit geçirmemize rağmen, geçir-
diğimiz vakitler oynadığımız oyunlarla çok daha kaliteli hale geldi. Başta duy-
duğumtümkaygılar oluşturduğumuz düzenle yerini huzura bıraktı. Her sabah
‘İşe gidiyorum, gelince müthiş oyunlar oynayacağız’ cümlesiyle evden ayrılan
ben, artık bana sallanan minik ellerle gözüm arkada kalmadan işimin yolunu
tutuyorum. İş saatlerinde onu özledikçe videoları izleyerek hasret gideriyorum.
“KAYGILARIMYERİNİHUZURABIRAKTI”
“SABAHLARIEVDENÇIKARKENGÖZLERİMYAŞARIYORDU”
CANANYETİŞTİ SATKIN-
FOTOĞRAFÇI
SELENTUNÇERSARAÇ -
MARKAMÜDÜRÜ
İki oğlumvar;Mehmet 10,Abdullah ise6yaşında. İlkçocuğumdado-
ğumdansonra iki seneoğlumlabir aradaolma şansımolmuştu; ancak
ikinci oğlumhenüz bir yaşındayken işe başladım. İşe dönmekduygu-
sal olarak zordu. Dört gün ve yarı zamanlı olarak çalışmak beni biraz
avutuyordu; ancak yine de onu bakıcılara bırakmak çok üzücüydü.
Büyüyüpaklı ermeyebaşlayıncabendenayrılmak istemedi. İşegitmek
için kapıdan zor çıkardım. Zamanla alıştı ancak bu sefer de bakıcıyla
sorunlar yaşayınca kreşe başlatmak zorunda kaldık. Toplumahizmet
ve maddi sebeplerden ötürü çalışmak zorundaydım. “Onu sevdiği-
mi biliyor”, “Babası yanında ilgilenir.“, “Keşke böyle olmak zorunda
olmasaydı.” gibi hisler hep benimleydi… Zaman zaman bakıcıların
ihmal ettiklerini ya da benim istemediğim şekilde eğitim vermedik-
lerini hissettim. Kreşte ise çokküçükolması nedeniyle aşırı stresema-
ruz kaldı; inat krizleri ve ağlama nöbetleri olurdu. Ama bunların tek
nedeni onu evde bırakıp çalışmamdeğildi. Aile içi yaşanan sorunlar,
benim anneliği öğrenme sürecim ve üzerimdeki stres de bunun se-
bepleri arasındaydı. Evin işlerini hiçbir zaman tam yapamadığımı
hissediyorum. Sürekli herkesi memnun etmeye uğraşmak, ama bir
yandan da umursamamaya çalışmak arasında gidip geliyorum. Bir
kadının çalışmasının en büyük getirisi maddi kazanç ve sosyal statü;
ancakmesleğiniz ne olursa olsun annelik her zaman birinci işiniz.“
“Ben de pek çok anne gibi 3 yaşına ge-
lene dek oğlumu kendim büyütmeyi
planlıyordum, ancak şartlar böyle ge-
lişmedi. Doğum ve sonrasındaki izin
sürecinde oğlumla geçirdiğim döne-
mi bırakıp işe dönmek aslında çok da
hazırlıklı olduğum bir durum değildi.
Günlerce suçluluk duygusuyla ve içten
içe çektiğim vicdan azabıyla mücadele
ettim.Oğlumubendenbiledahaiyiba-
kan anneme emanet etmeme rağmen
çoğu sabah evden çıkarken gözlerim
yaşarıyordu. Gün içinde toplantılar ve
iştemposununyoğunluğuarasındaak-
şamoluyorveoğlumukucaklayacağım
fikriyle kendimi eve zor atıyordum. .
Gün içinde ise kafamda sorular uçu-
şuyordu: Gelişimiyle ilgili kaçırdığım
noktalar var mı? Oğlumla aramdaki
bağ işim yüzünden olması gerektiğin-
den daha mı zayıf? Oğluma yeteri ka-
dar zamanayırabiliyormuyum?Acaba
beni özlüyor mu? Bırakıp işe gittiğim
için bana kızarmı? İyi bir ebeveyn ola-
bilecekmiyim?Demir şimdi 4,5 yaşın-
da ve ben iş saatleri haricinde zamanı-
mı oğlumla ve ailemle geçirmeye özen
gösteriyorum.”
“MESLEĞİNİZNEOLURSAOLSUNANNELİKHERZAMANBİRİNCİİŞİNİZ”
ARZUBURCUKARAKUŞ-
FİZYOTERAPİST
HAZİRAN 2017 41