Dış elbise olmak üzere erkek çocuklara triko ceket ve
kısa pantolonlar, kız çocuklara arkadan ilikli bir önlük
giydirilir. Sıcakmevsimlerde ve güzel ısınmış odalarda kol
ve bacakların çıplak olması müreccahtır. Zira bu suretle
vücudun büyük bir kısmı serbesti hareketini almış bulunur.
Ve ciltten tebahhurat vukuu kolaylaşır. Havamütehavvil
olduğu zamanlar vücudu sertleştirmek vesilesiyle
çocukları çıplak bırakmakmuzırdır. Çocuğun hararet
ihtiyacı, sath-ı cildiyesinin fazla olmasından dolayı fazla
hararet kaybetmesi münasebetiyle kâhilden daha fazladır.
Ev haricinde elbise pekmütenevvi şekiller alır. Elbiseler
dikilirken vücut üzerine hiçbir tazyik yapması ve serbest-i
harekâtı ihlal etmemesine dikkat edilecektir. Yine burada
da en iyi kumaşlar trikolardır. Neşvü nema devresi
esnasında karnı sıkacak ve teneffüsü güçleştirecek elbise
aksamı mesela erkek çocuklarda askı, kız çocuklarda
korsa istimali katiyen caiz değildir. Çocuklarda pantolon
geniş bir kuşak veya bir triko kuşak ile tespit edilir. Elbise
meselesinde dikkat edilecek diğer bir nokta neşvü nema
devrelerine göre elbiseyi değiştirmektir. Bilhassa kız
çocuklarda 11-15yaşları arasında, erkek çocuklarda 14-17
yaşları arasında elbiselerin sık sık tecdidi lazımdır. Bacak ve
ayaklara gelince çorap bağları istimali katiyen caiz değildir.
Bu suretle vaki olacak ve zahiren ehemmiyetsiz görünen
ufak elastiki tazyik bacakların neşv ü nema ve şeklini
bozar.
Çoraplar pek dar olmamalı, zira ufak bir tazyik zamanla
başparmakların bükülmesine sebep olur. Ve temasına
mani olur. Ayakkabıya gelince suret-i umumiyede
ayakkabıların arkası dar, önü geniş ve her halde pek
kısa olmamalı, ayağa hiçbir suretle tazyik etmemeli ve
içinde ayak parmakları serbestçe oynayabilmelidir. Ev
haricinde bağlı fotinler, evde, alçak geniş ayakkabılar, en iyisi
11 yaşına kadar çıplak ayakla sandal dediğimiz burnu geniş
ayakkabılar giydirilir. 11 yaşında ayak neşvü nemasının en
büyük kısmını ikmal etmiş bulunuyor.
Elbiseninmuvafık-ı sıhhat olmasına itina edilmekle beraber
zarafet ciheti de ihmal edilmemelidir. Alman ev kadınları işin
bedii cihetine hiç ehemmiyet vermeyerek çocuğun pratik
ihtiyaçlarını nazar-ı dikkate alırlarsa da Fransız kadınları
modaya biraz fazlameclupturlar. Fakat çocuklarını en iyi
zevk-i selime de enmuvafık giydiren İngiliz kadınlarıdır.
Elbisenin terbiye nokta-i nazarından çocukta husule
getireceği tesirler evvel emirde evladı olarakmevcut
olan zevk-i selimin inkişafı, giyinip soyunurken yapılacak
ihtimamlar elbiselerin temiz tutulması, düşürülmesi,
kaldırılması gibi muameleler neticesi çocuklara intizam
hissini uyandırması ve tekâmül ettirmesidir. Çocuk
bilhassa kızlar büyüdükçe valide yavaş yavaşmüşavir
vaziyetine çekilmelidir. Bu suretle valide su-i müdahalesiyle
çocuk üzerindeki tesirini azaltmamış olur. Ayni zamanda
çocuklarda vaktiyle istiklal-i zevk husule gelir.
İyi ve güzel elbiseyemalikiyetin gerek çocuk gerekse
ebeveynde tevlit edeceği zevk-i sürur ne kadar tatlı olursa
olsun güzel bir elbisenin nihayetmedeni bir örtüden ibaret
olduğunu unutmamalı ve asıl elbise içinde gizli kalan ve en
güzel birmuhene-i tabiyyet olan bedenin sıhhatini idame ve
vikaye hedef ittihaz edilmelidir.
Hamdi Osman
1-Hilal-i Ahdar, YeşilayCemiyeti’nin ilk ismidir.
Aynı zamanda 1925yılından bu yana yayınlananYeşilay
Dergisi’ne de adını vermiştir.
2-Nisan ayı devamı
Çocuklarımızın elbiseleri nasıl olmalıdır? (2)
ÇOCUK
HIFZISSIHASI
Hilal-i Ahdar, 13 Mayıs 1341 (1925) 1
yesilay.org.tr
81
YEŞiLAY
•
MAYIS 2015