Background Image
Previous Page  81 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 81 / 84 Next Page
Page Background

Dikkat ettiğimiz mücadele esaslarından biri de lağımların tat-

hiratıdır. Her evi kontrol etmek suretiyle nasayih-i sıhhiyenin

tatbikini temin ediyoruz. Sebze bahçelerinin irva ve ıskası, ça-

yırlara yoncalara su vermek usulleri, değirmen bentleri ıslah

edilmiştir. Mücadele komisyonunun emrinde yedi doktor, on

altı küçük sıhhiye memuru, bir mühendis çalışıyor. Ayrıca şehir

emanetinin dört doktoru da mücadeleye iştirak etmektedir.

Ankara etrafındaki on beş kilometre mesafe dâhilindeki köy-

lerden yirmi beşi sıtmadan mustariptir. Buralarda, küçük sıh-

hiye memurları ve seyyar doktorlar marifetiyle mücadelemizi

idare ediyoruz. Ayrıca merkezde büyük bir laboratuvarımız,

hastane dâhilinde yirmi beş-otuz yataklı dairemiz mevcuttur.

Ankara etrafında başladığımız mücadele diğer vilayetlerde ya-

pacağımız mücadeleler için esas ve numune olacaktır. Bunun

için sarf ettiğimiz para da çok bir şey değildir.

Vekâlet gelecek sene için daha vasi projeler ihzar etmektedir.

Yugoslavya’da, Üsküp şehrinde olduğu gibi bizde de bu müca-

dele için hususi bir müessese ve müdüriyet-i umumiye teşkili

düşünülüyor. Sıtma mücadelesiyle Cemiyet-i Akvam da ala-

kadar olmuş ve tetkikat yapmak için bir mütehassıs gönde-

receğini bildirmiştir. Şimdiki halde biz sırf kendi yağımızla kav-

ruluyor ve mücadelemizde er geç muvaffak olacağımıza iman

ediyoruz”

Hilal-i Ahdar

Doktor Osman Şerafettin Beyefendi gibi daha birçok mücade-

lelerin başında muvaffakiyet göstermiş kıymetli bir mütehas-

sısımızın şu beyanatı bütün karilerimiz tarafından memnuni-

yetle karşılanacaktır. Sıhhiye vemuavenet-i içtimaiye vekaleti,

muhteremmütehassısımızı muvaffakiyetlerinden dolayı tebrik

ederken halkımızın da bizzat ufak tefek bataklıkları kurutmak,

ağaçları çoğaltmak sıtmalıları tedavi ettirmek suretiyle hükü-

mete zahir olmalarını temenni ederiz.

Kokain Tehlikesi

Tahribatında millet ve cins tefrik etmeyen zehirlerden biri

de kokaindir. Son seneler zarfında beşeriyeti tehdit eden bu

mühlik zehrin memleketimizde de taammüme başladığını işi-

tiyoruz. Kuule karşı açılan mücadele ne kadar umumi ve bey-

nelmilel ise bunlara karşı da aynı surette şümullü bir cidal aç-

mak medeniyet dünyasının müşterek menafi-i iktizasındandır.

Günden güne daire-i tahribini tevsi eden hanümanlar söndü-

rücü zehirleri bilhassa genç nesle tanıtmak, onun fenalıklarını

teşrih ve tavsif etmek Tababet-i Ruhiye mütehassısları için bir

borçtur. Türk Ocağı ve Tababet-i Akliye Cemiyetlerinde yapmış

olduğum muhasebeleri Hilal-i Ahdar sütunlarında da tekrar

etmek suretiyle uhdeme terettüp eden içtimai vazifemi ifaya

cehd edeceğim.

Her şeyden evvel itiraf edeyim ki benim bu hususta gördük-

lerim pek azdır. Meseleyi tamamıyla tenvir etmekten pek aciz

olduğumu da ayanen biliyorum. Yalnız, görülen felaketi tekrar-

lamak bile onun tenviri içinmühimbir şey olduğunu bildiğim için

buna cesaretyab oldum. Kokain mevcut muhaddirlerden biridir.

Afyon nasıl şarktan garba doğru nüfuz etmişse, kokain de bu-

nun aksine olarak garptan şarka doğru intişar etmiştir. İnsan-

ların tarih-i kadimden beri terennüm ettikleri bir kaside vardır.

Mest olmak. Temenni ettikleri bir arzu vardır. Hayatın elemini,

kederini unutmak. Koştukları bir yer vardır. Gülmek, kederden

aileden uzak kalmak. İşte bu insanlar da muhaddirlerin istima-

linin nüvesini teşkil eder. Eski feylesoflarda gördüğümüz bütün

arzuları biz daima bu yolda görürüz. Şairler tebessümden ziya-

de kahkahayı, neşeden ziyade çılgınlığı istemişlerdir. Ve onu da

ancakmuhaddirlerde bulmuşlardır. Alkol vemorfin, afyon, haş-

haş gibi. Ve bunu bulduktan sonra onu göklere çıkaracak kadar

methetmişlerdir. Mesela meşhur İngiliz şairi Tomade Gunes ile

Fransız şairi Bodler, Fransız edibi Varlen, Mapusan ilh…” nin tat-

tıkları eter, alkol afyon için yazdıkları mersiyeler hiçbiri güzellik

için yazılmamıştır. Ve bu cihet zannederim muhaddiratın itti-

saında pek mühim bir amil olmuştur.

*Hilal-i Ahdar, YeşilayCemiyeti’nin ilk ismidir. Aynı zamanda 1925 yı-

lındanbuyanayayınlananYeşilayDergisi’nedeadını vermiştir.

Hilal-i Ahdar, 13 Mayıs 1341 (1925, C:1, N:7 S:50)*

KOKAİN, TAHRİBATINDA MİLLET

VE CİNS TEFRİK ETMİYOR

yesilay.org.tr

81

YEŞiLAY

OCAK 2016