Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  34 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 34 / 84 Next Page
Page Background

sağlık

Yeşilay

34

beklenirdi.

Organik civa bileşiği olan

tiyomersal, aşı karşıtlarının

tutunabildiği en “bilimsel

(!)” iddiadır. Ve geçersizliği

ispatlanmıştır. Tiyomersal

konusunun gündeme

gelmesinin nedeni Dr. Andrew

Wakefield olayı olmuştur.

Kısaca özetlemek gerekirse

1998 yılında tıp alanındaki en

prestijli dergilerden biri olan

The Lancet’te Dr. Wakefield

imzasıyla yayınlanan makaleye

göre tiyomersal içeren aşıların

otizme neden olduğu gösterildi.

Daha sonra hem bu çalışmayla

ilgili yapılan araştırmalarda

hem de aynı hipoteze dayanan

başka klinik araştırmalarda

Dr. Wakefield’in çalışmasının

sonuçlarının doğru olmadığı

gösterildi. 2004 yılında Dr.

Wakefield’in çalışmasının etik

sorunlar ve çıkar çatışmaları

barındırdığı ortaya çıktı.

Kısırlık konusunda da

bahsettiğim gibi, tüm bilimsel

ispatlara gözümüzü kapatsak

dahi, eğer aşılar otizme neden

olsaydı, yaklaşık 200 yılda

milyonlarca otizm hastası

olması gerekirdi.

Aşı reddi ile uzun zamandır

karşılaşılmayan boğmaca

ve kızamık gibi çeşitli

hastalıkların yeniden

görülmeye başlandığını

ve arttığını görüyoruz. Bu

durum gelecekte salgın riski

ortaya çıkarabilir mi?

Bulaşıcı hastalıklarla mücadele

her zaman aktif ve dinamik

olmayı gerektiriyor. Mücadeleyi

aksattığınızda hastalıklar hızla

yayılma eğilimindedirler. Batı

ülkelerinde dönem dönem

artış gösteren aşı karşıtı

hareketler nedeniyle örneğin

Fransa’da yaygın kızamık

salgınları görülmektedir.

Özellikle kızamık ve boğmaca

vakaları giderek artmaktadır.

Aşı karşıtlığı arttıkça özellikle

solunum ve damlacık yoluyla

bulaşan hastalıklar hızla artmaya

başlar. Aşı karşıtları bulaşıcı

hastalıklarla mücadelede aşılama

yerine hijyen uygulamalarının

daha önemli olduğunu iddia

etmektedirler. CDC’nin

“Aşılamaları durdursaydık ne

olurdu?” başlıklı raporunda

bunun doğru olmadığı ortaya

konmuş durumda. Geçmişte

ABD’de kızamık hastalığı çok

yaygındı ve binlerce insan kızamık

nedeniyle hayatını kaybediyordu.

Günümüzde ise birçok hekim

meslek hayatı boyunca hiç

kızamık vakası görmüyor. Aynı

durum artık kızamıkçık, difteri

ve boğmaca gibi hastalıklar için

de geçerli. Ülkemizde de özellikle

kızamık hastalığının elimine

edilememesinin en büyük nedeni

aşısız bireylerdir. Zaman zaman

vaka artışları da yaşanıyor. Büyük

salgınlar olmaması için aşılanma

oranlarını arttırmamız gerekiyor.

Sadece temennide bulunmak

bulaşıcı hastalıklardan bizi

korumaz.

Size göre aşı reddinin neden

olabileceği sonuçlarla

mücadelede nasıl bir yol

izlenmeli? Bu konuda kişi ve

kurumlar neler yapabilir?

Ülkemizde Sağlık Bakanlığı

kapsamlı bir aşı takvimi

uyguluyor. Fakat bir yandan

da aşı karşıtlığının arttığını

konuştuk. Bu mücadelede tüm

paydaşlara sorumluluk düşüyor.

Kamu, özel sektör, sivil toplum

kuruluşları, medya, eğitimciler

ve tabii ki sağlıkçılar bu konunu

paydaşlarıdır. Toplumun

bilinçlendirilmesi için uygun

her fırsatın değerlendirilmesi

gerekiyor. Özellikle eğitim

camiasının daha aktif olması

ve gerek yazılı ve görsel

medyanın gerekse sosyal medya

araçlarının etkili kullanılması

lazım. Aşı karşıtlığı konusunda

bilimsel olmayan, safsatalarla

dolu çok fazla bilgi ortalıkta

dolaşıyor. Doğru bilgiler

güvenilir kaynaklar aracılığıyla

etkili eğitim ve iletişim

yöntemleriyle aktarılmalıdır.

STK’lar toplumun kılcallarına

girme konusunda bizde

gayet başarılılar. Zaten aşı

karşıtlığının da şimdilik

organize olabildiği tek alan sivil

toplum. Aynı cephede mücadele

etmek gerekiyor. Konunun bir

de hukuki boyutu söz konusu.

Aşı yaptırmanın kanuni

zorunluluk olup olmaması

hukukçular ve tıp etiği alanında

çalışanların görüşleriyle

şekillenecek bir durum. Fakat

bu alanda hiçbir uzmanlığı veya

akademik çalışması olmayan

kişilerin toplumu yanlış

bilgilerle yönlendirmesine izin

verilmemelidir. Bu kişilere

gerekli cezai yaptırımlar

uygulanmalıdır.

“Aşılar piyasaya

sürülmeden önce uzun

soluklu araştırmalar

yapılıyor, sıkı

denetimlerden

geçiriliyor.”