Can’ın Not Defteri
* Bugün anneme bir mektup yazdım. Öyle çok süslü
kelimeler bulamadım. Ama onu tarif edemeyeceğim
kadar çok sevdiğimi söyledim. Kardeşim Ayşe öyle
güzel kolay tarif ediyor ki sevgisini. “Anneni ne kadar
çok seviyorsun?” diye sorarsak iki kolunu yanlara
doğru açarak “kocaman” diyor, “Dünyalar kadar çok
seviyorum.”
* Annem hediyemi alınca umarım mutlu olur. O her
birimizi mutlu etmek için o kadar çok çabalıyor
ki! En sevdiğimiz yemekleri o bilir. Ne zaman
üşüyebileceğimizi hesaplar. Hangi durumlarda üzülüp
hangisinde sevineceğimizi… Sanki kalbinin saati hep
bizim mutluluğumuza ayarlı gibi.
* Gül Ninem ile sohbet ettik bugün. Anne sadece
dünyaya getiren kişi demek değilmiş. Her kim bizi
bebeklikten bugüne sevgisiyle ilgisiyle büyüttüyse
o kişi en kıymetlimiz olmalıymış. Bu insanın emeğinin
değerini bilmeli, sevgimizi göstermeliymişiz. İşte bunu
duyduğuma çok sevindim. Her çocuğun yanağını
öpebileceği bir büyüğü olmasını çok isterim.
biri de buydu. İnsanın duygularını ifade etmesi
zordu. Ama ifade edebilmek de çok güzeldi.
İnsan, konuşurken söyleyemeyeceği şeyleri
yazarken ifade edebiliyordu. Kelimeler birbirlerinin
arkasından koşuşturuyorlardı sanki. Düşünceler
de saklandıkları yerden tek tek çıkıyorlardı.
Can mektubunu yazdı, yine kendi hazırladığı süslü
zarfın içerisine yerleştirdi. Sanki kalbini zarfa
koyuyormuş gibi hissetti bir an. Küçük bir kâğıt
parçasına, kalbindeki sonsuz ve eşsiz bir sevgiyi
sığdırabilmiş miydi? “Sevgi” ve “anne” kelimeleri
birlikte ne çok şey ifade ediyordu.
11
Mavi Kırlangıç - Mayıs