Yeşilay Dergisi-Kasım-946.Sayı-Bağımlılıklar ve Eğitim - page 7

istifade etme oranı ne olabilir?” diye bir soru
sormaya kalksak, sorular çoğaltıldıkça umut-
suzluk da çoğalacağından ilk olarak tarafların
avantaj ve dezavantajlarına bakalım:
Aile hala toplumumuzun en güçlü ku-
rumlarından birisi. Yukarıda saydığımız
olumsuzluklara rağmen toplumumuzun bir-
çok problemini kurumsal ve hukuksal des-
tek olmadan çözme kabiliyetine sahip. Bu
yüzden ailelerin de içinde olduğu bir bağım-
lılık mücadelesinin başarı ihtimali yüksek.
Fakat aile yapımız daha genel bir problemi
çözme iradesi göstermek için toplumun di-
ğer kurumlarıyla ve devlet unsurlarıyla işbir-
liğine gitme arzusu yönünden oldukça zayıf.
Kamu yararı güden yapıların ve devlet ku-
rumlarının aileyi, özellikle sağlıklı bir yapıya
sahip aileleri bu mücadelenin içine çekme-
si hayatî öneme sahiptir. Okul ya da formel
eğitim süreci akran etkileşiminin en çok ol-
duğu döneme denk geldiği için, okul bu eği-
timin olumlu anlamda verildiği yer olmak-
tan çıkıp bu kötü alışkanlıkların başladığı
bir ortama dönüşebilmektedir. Bu aşama-
da özellikle formel eğitim sürecinin daha et-
kili kullanımını hedefleyen bir çaba içine gi-
rilmelidir. Özellikle bu eğitim sürecinin uy-
gulayıcıları olan idareci ve öğretmenlerin de
bağımlılık mücadelesi alanında eğitimi ko-
nusunda daha faal bir organizasyona ihtiyaç
vardır. “Ulusal Eğitim projesi” adı altında
Milli Eğitim Bakanlığı ile işbirliği halinde Ye-
şilay olarak başlattığımız bu çabanın daha
işler ve kalıcı hale gelmesi için, hem bakanlı-
ğımızın hem de devletin diğer ilgili kurumla-
rının bu koordinasyonu geliştirmeleri gerek-
mektedir. Akran eğitimi ile işler hale getiri-
lecek bağımlılığa karşı mücadelenin yürü-
tülmesi ve yönlendirilmesi birinci dereceden
icracıların eğitim ve samimiyetine bağlıdır.
Okullarda verilen Değerler Eğitimi ile de pa-
ralel yürütülecek bu faaliyet için öğretmen/
sosyolog/psikolog istihdamı veya bunla-
rın koordinatörlüğü düşünülebilir. Özellikle
PDR servislerinin organizasyondaki pozis-
yonu önemli olacaktır.
Medya için söyleyeceklerimiz öteden
beri tekrar ettiğimiz şeyler. Zira medyanın
dünya çapında misyonu ile ilgili bu kadar
çok etik tartışma varken ondan “varoluş-
sal” anlamda bir sorumluluk beklemek şim-
dilik abes. Burada yapılacak olan temel şey;
medyanın kamu yararına yapması gereken
yayınları artırmak ve medyayı denetim al-
tında tutmak. Demokrasi, basın özgürlü-
ğü gibi klişeleri kullanan bağımlılık endüst-
risinin propagandalarına pabuç bırakmadan,
takip ve yasaklama mekanizmasının işletil-
mesi gerekir. Unutmayalım ki bizim için de-
ğerli olan şeyler başkalarının bize karşı kul-
lanabileceği en önemli silahlar haline geti-
rilebilir. Bu yüzden “özgür olalım” derken
daha bağımlı hale gelebiliriz. Bu, sarhoş ol-
maya benzer. İçtikçe siz kendinizi daha öz-
gür ve daha mutlu hissedebilirsiniz, ama
gerçekte içtikçe daha zayıf ve daha zaval-
lı hale gelirsiniz. Bu endüstrinin ekranda bir-
kaç saniyelik sigara reklamı için milyon do-
larlarca para harcadığı veya bir filmi finanse
ettiği gerçeği, bağımlılığa karşı medya ve si-
nemadan bir şeyler beklemenin safdillik ol-
duğunu anlatmaya yeter. Medyanın finansı,
içinde bulunduğu ilişkiler meselenin bu aya-
ğının zaten topal olduğunu gösterir.
Devlet kurumlarınınmeseleye yaklaşı-
mı ise sahip oldukları kurumsal kimlikle sınırlı
kalabiliyor. Bu da bağımlılıklamücadele de bir
başka handikap. Emniyet kurumları mesele-
nin suç olmasına, sağlık kuruluşları sağlık so-
runu olmasına odaklanıyor. Burada yapılması
gereken, bütün unsurlarıyla bir işbirliğine gi-
dilmesi. Bağımlılıklamücadele herkesin ken-
di başına yürüttüğü kampanya olmaktan çı-
karılıp bütüncül bir yaklaşıma konu olmalı-
dır. Sağlık Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Aile ve
Sosyal Politikalar Bakanlığı, Gençlik ve Spor
Bakanlığı ve Milli EğitimBakanlığı’nın koordi-
nasyonuyla yürütülecek ortak bir kampanya-
nın başarı ihtimali daha yüksektir. Farklı za-
manlarda ve farklı önceliklerle genç bireye
ulaşan bu kurumlarımızın çabası bazen eksik
ve atıl kalabiliyor. Bütünü içine alan bir orga-
nizasyon, bağımlılığı engellemede eğitimden
beklenen faydaları da temin etmeye yarar.
Burada sorumluluğun büyüğü devle-
te düşmektedir. Devlet ilk olarak bu orga-
nizasyonu yapacak hareket kabiliyetine sa-
hip olmalıdır. Çünkü icra makamı kendisi-
dir. İkincisi, bu ciddi bir finans kaynağı de-
mektir. Bu nedenle devlet hem sigaradan
hem de içkiden aldığı vergilerin önemli bir
bölümünü bu mücadeleye aktarmalıdır.
Aynı zamanda gerek kaçak kullanımın ge-
rekse yeni yasa ile yürürlüğe giren kuralla-
rın denetiminin ciddi şekilde yapılması ge-
rekmektedir. Denetimler yoluyla, sigara,
nargile, alkollü içki gibi ürünlerin genç bi-
reyler için görünür ve ulaşılabilir olmasının
önüne geçilmesi birinci önceliktir.
Başta Yeşilay mensupları ve gönüllüle-
ri olmak üzere, ailenin, gençliğin ve toplumun
korunup kollanmasına adanmış tüm sivil top-
lum kuruluşlarına da bu alanda tarihi bir mis-
yonun düştüğü de asla gözden uzak tutul-
mamalıdır. Bıkmadan, usanmadan bağımlılı-
ğa karşı çalışmak, anlatmak, eğitmek, doğru
örnek olmak, denetlemek, uyarmak, gerekir-
se kamu yararı için ihbar etmek…Bütün dün-
yada olduğu gibi, ülkemizde de kamu sağlığı
alanındaki çabalarda sivil toplum faaliyetle-
rinin önemi artıyor ve daha da artmalı ve mu-
hakkak bu noktada okulların önemi de yadsı-
namaz bir gerçektir. Bu sebeple aileden sonra
ikinci eğitim yuvası olan okullarımızın temsil-
cileri çok değerli öğretmenlerimizin de 24 Ka-
sımÖğretmenler Günü’nü kutlarız.
Dünya farklı bir yöne gidiyor ve bir-
çok ülke ve toplum büyük bir açmazın için-
de. Tarihî ve kültürel kökleri hala canlı olan,
mensup olduğu ahlakî değerleri bir şekil-
de korumayı başarmış bir Türkiye’nin, gele-
ceği olan gençlerini de koruması elzemdir.
Bunun için hiçbir ideolojik ve politik çıka-
ra kapılmadan hep birlikte işbirliği yapmalı,
memleketimizi ve gençlerimizi tüketim ve
bağımlılık endüstrisinin kollarına düşmek-
ten kurtarmalıyız. Dünyada bazı milletlerin
artık ikinci bir şansı yok. Ama bizim hala gi-
dilecek yolumuz, tükenmemiş umudumuz,
gerçekleştirilecek ideallerimiz var…
prof. dr. m.İhsan karaman
Türkiye Yeşilay Cemiyeti Genel Başkanı
1,2,3,4,5,6 8,9,10,11,12,13,14,15,16,17,...64
Powered by FlippingBook