

Güzel bir yaz günü ormanda
Güvercin konmuş bir meyve ağacının dalına
Ağacın bir misafiri de minik bir karınca imiş
Karınca tırmandıkça tırmanmış
Olgun bir meyveden koca bir ısırık almış
Tam tadını çıkarırken lokmasının
Birdenbire ayağı kaymış
Tepetaklak düşüvermiş aşağıdaki su birikintisine
Karınca bu, balık ya da kurbağa değil ki
Nereden bilsin zavallıcık yüzmeyi
Çırpındıkça çırpınmaya başlamış
Güvercin görmüş karıncanın can çekiştiğini
Hemen gagasıyla bir yaprak koparıvermiş
Uçarak götürmüş karıncanın yanına
“Çabuk çık yaprağın üzerine” demiş
Yaprak karıncaya sandal olmuş,
onu toprağa ulaştırmış
Karınca, “Güvercin kardeş! Çok teşekkür ederim!
Bir gün ben de sana bir iyilik etmek isterim!” demiş
Güvercin gülümseyerek yanıt vermiş:
“Teşekkür etmene gerek yok. Kurtulmana sevindim
Bu küçücük boyunla bana ne iyilik edebilirsin ki!”
Aradan günler geçmiş
Güvercin bir ağacın dalında
şarkı söylüyormuş neşeyle
Avcının kendisine doğru
yaklaştığını duymamış bile
Bizim minik karınca görmüş avcının
güvercine nişan aldığını
Hemen çalıştırmış aklını, koşarak gitmiş
Isırıvermiş avcının ayağını
Dikkati dağılmış avcının,
“Ah!” diye bağırmış
Bizim güvercin de
olanların farkına varmış
Hemen havalanıp, uçuvermiş
Hem sevinçli hem mahcup
karıncaya seslenmiş:
“Özür dilerim karınca kardeş!
Ben sana ‘küçük’ dedim
Sen bana çok ‘büyük’ bir iyilik yaptın
Hayatımı kurtardın
Senin kocaman bir yüreğin varmış”
Hikaye sona erdiğinde Gül Nine:
“Can’ım! ‘Elimden bir şey gelmez’ deme.
Hiç olmazsa insanlara gülümse!
İyilik trenini kaçırmazsan,
ömür boyu mutlu olursun” dedi.
İyilik treni
GÜVERCİN
ile KARINCA
Gül Nine, o gün “Okuma Saati”
için Can’a bir masal seçmişti.
26
Mavi Kırlangıç - Ağustos