Ninem bize gelirken yazın yaptığı turşudan
getirmişti. Öyle lezzetli turşular yapar
ki! Turşuyu taşıdığı çantanın içerisinde
bir şeyler daha vardı. Ama çantadan
çıkarmadı. Ben de ‘turşuların devamıdır
herhalde’ diye tahmin ettim. Doğrusu öyle
düşünmek istedim.
Anneme sofrayı toplarken yardım ettim.
Odama gittim. Çok geçmeden ninem
kapımı tıklattı. “Can’ım, vaktin varsa salona
gelebilir misin?” diye sordu gülümseyerek.
Annem, babam ve Ayşe de meraklı gözlerle
nineme bakıyorlardı. Ben de gelince ninem
çantasındaki kutuları çıkardı. İlk bakışta
bunların turşu kavanozları olmadığını
anladım. Biraz hayal kırıklığı yaşadım.
Sonra da içimi bir merak kapladı.
Ninem her birimize birer kutu verdi. Kendi
elinde de bir tane vardı. Kutularımızı açtık.
Hepsinin içerisinden farklı renkte bir
kumbara çıktı.
Ninem, “Hepimize yepyeni kumbaralar
aldım. Ne için mi? Sizden bir ricam var.
Elinize geçen bozuk paraları, ihtiyacınız
yoksa bu kumbaralara atın. Dolunca da
birlikte açalım.”
“Niye ki?” diye soruverdim, aslında sesli
düşünmüştüm.
Ninem, “Paralarımızı birleştireceğiz de
ondan.” dedi.
Çok şaşırmıştım. Ancak daha fazla soru
sormak istemedim. Tek merak eden ben
değildim.
Ninem, “Sonra da bu paraları hediye
edeceğiz. Dünyada gıda sıkıntısı çeken
insanlara yardım götüren kuruluşlardan
birine vereceğiz. Bir aileye birkaç öğün de
olsa yemek ikram etsek, güzel olmaz mı?”
Canım ninem! Bize o akşam sadece turşu
ya da kumbara hediye etmedi. Hediyesinin
içerisinde neler yoktu ki! En çok da “sevgi.”
Hem de tanıdık tanımadık herkese karşı
“sevgi.” Onun kalbi de hediyesi de hep dolu
doludur.
Ninemin
Kumbaraları
Yazan: Gül Nine’nin torunu Can
12
Mavi Kırlangıç - Aralık