14 / 52
Gül Nine, Can’ın babaannesi olduğu gibi
mahalledeki tüm çocukların da büyük
ninesi. Onlara limonlu keklerini ikram ettiği
gibi sevgisini de ikram eder.
O gün Gül Nine, mahalledeki tüm çocukları
ikindi üzeri evine davet etmişti. Gelirken
yanlarında severek okudukları bir kitap
getirmelerini istedi. Torunu Can bile Gül
Nine’nin bu davetinin sebebini bilmiyordu.
O da Cahit Zarifoğlu’nun “Kuşların Dili”
kitabını alıp, ninesinin evinin yolunu tuttu.
Kapıda onları nefis bir koku karşıladı. Gül
Nine’nin güleryüzüne eşlik eden tarçın
kokusu enfesti. Masada, üzeri nar ve
fındıkla süslenmiş kaselerdeki aşureler
görününce, kokunun sırrı çözüldü.
Gül Nine, aşureleri ikram etti. Kendisi de
koltuğuna oturup söze başladı:
“Gelmenize çok sevindim. Beni de evimi
de neşelendirdiniz. Limonlu kekin yerini
bugün aşure aldı. Neden mi? Çünkü aşure,
“paylaşmayı” temsil eden bir tatlı. Derler
ki günün birinde, herkes evinde ne varsa
bir araya getirmiş. Kimi nohut, fasulye
getirmiş, kimisi de incir, üzüm, şeker… İşte
bu nedenle yüzyıllardır aşure, paylaşmayı
temsil eder. Pişirildiğinde de komşulara
dağıtılır. Hem ağzımızın tadı yerine
gelir hem de sevgi bağlarımız güçlenir.
Paylaşmak, evimizin ve hayatımızın
bereketini artırır.”
“Eline sağlık Gül Nine, aşure çok güzel
olmuş” dedi içlerinden biri. “Peki kitap
getirmemizin sebebi nedir?” diye de ekledi.
Gül Nine, “Afiyet, şekeri bal olsun! Kitaplarla
bir tür aşure yapağız. Yani paylaşacağız.”
İçlerinden biri, “Nasıl?” diye sordu.
Gül Nine, “Öncelikle bu kitapları
birbirimizle değiş tokuş yapacağız. Böylece
sevdiğimiz bir kitabı arkadaşlarımızla
paylaşmış olacağız. Herkes okumayı
bitirdiğinde ise uzaklardaki bir köy
okuluna hediye olarak göndereceğiz. Bu
kez de hiç tanımasak da birçok çocuğu
sevindirmiş olacağız.”
Çocuklar, “Çok iyi bir fikir!”, “Harika!”,
“Süper!” diye karşılık vererek kitapları
incelediler. Her biri bir kitap seçti. Hangi
kitabın kimde olduğuna dair bir liste
oluşturdular. Kitapları paylaşmaları,
her gün mahallede bir aşure sevinci
yaşatıyordu sanki.
TARÇIN KOKULU
BİR HİKAYE
12
Mavi Kırlangıç - Şubat