Background Image
Previous Page  12 / 36 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 12 / 36 Next Page
Page Background

SARAYDA

ŞAŞIRTAN KEŞİF

Can’ın yaz tatilinin en sevdiği yanlarından biri

de ailece gezmek için bol bol vakit olmasıydı.

Hafta sonları babası da evde olduğunda

birlikte birçok şey yapabiliyorlardı. Yeni plan,

Beylerbeyi Sarayını gezmekti. Çıkışta da bir sahil

lokantasında balık yiyeceklerdi.

Gül Nine tam vaktinde evinin önündeki

kaldırımda onları bekliyordu. Her zamanki gibi

iki dirhem bir çekirdek görünüyordu; özenle

hazırlanmıştı. Ziyaret edecekleri mekana

uygun giyinmeye gayret ederdi hep. Özellikle

de bir saray söz konusu ise o dönem sarayda

yaşayanlar hayattaymışlar gibi saygılı olmaya

gayret ederdi. Osmanlı tarihine ayrı bir sevgisi

vardı Gül Nine’nin. Ülke tarihini yakından

tanıdıkça Can’ın sevgisi her geçen gün

artıyordu.

Beylerbeyi Sarayı görünür görünmez Can’ın

içinde hayranlık hisleri uyandı. Mermerlerin

adeta birer dantel gibi işlenmesi hayret

vericiydi. Hem incelik hem de ihtişam yansıyordu

duvarlardan. İçeri girdiklerinde her oda başka

duygular uyandırdı. Bu odalar, içlerindeki

eşyalar kim bilir nelere şahit olmuşlardı. “Keşke

dilleri olsa da konuşabilseler!” diye geçirdi

içinden Can.

Gül Nine sessiz ve saygılı tavırlarla etrafı

inceliyordu. Birçok kez geldiği halde aynı

dikkatle bakıyordu etrafına. Çok sevdiği bir

kitabı defalarca okumak gibiydi. Torunu

Can’ı yanına çağırdı. Eliyle, camla kaplanmış

sergileme alanlarını işaret etti.

“Can’ım, işte asıl amacım sana bunları

göstermekti.” dedi.

Birbirinden farklı aletler vardı içlerinde. Can

anlamakta zorlanmıştı.

“Bunlar nedir? Ne işe yararlar?” diye sordu.

Gül Nine, duvarın kenarında duran ahşap,

sedef kakmalarla bezeli görkemli dolabı işaret

ederek,

“İşte gördüğün bu şaheseri üretmek için

kullanılan aletler. Padişah II. Abdülhamit Han’a

ait marangozluk aletleri. Padişah, bu aletleri

kullanarak dolabı kendi elleriyle üretmiş. Üstelik

bunun gibi birçok ahşap eser yapmış. Bu

eserler şimdi çeşitli sarayları süslüyor.” dedi.

Can şaşkınlığını gizleyemeyerek:

“Kendi elleriyle mi yapmış? Nasıl olur da bir

padişah böyle eserler üretir ki?”

10

Mavi Kırlangıç - Temmuz