AĞUSTOS 2017 23
Adeta trans haline geçmiş gibi
olurlar ve rahatlayarak keyif aldıkları
bir sürecin içinde yer alırlar.
En çok hangi alanlarda kullanılıyor
sanatla terapi?
Sanatla terapi kişisel gelişim amacıyla
da kullanılabilir, çok ciddi sorunların
terapisinde de kullanılabilir. Ayrıca
yaşlılarda demans, Alzheimer gibi
hastalıkların, hastanelerde kronik
hastalıkların tedavisine destek olarak
kullanılabiliyor. Kronik astımı
olan çocuklar, kanser hastaları ve
hastanede uzun süre yatarak tedavi
gören kişilerde başarıyla uygulanıyor.
Okullarda öğrencilerle iletişimde ve
bağımlılık tedavisinde destek olarak
kullanılabiliyor.
Bağımlılık tedavisinde sanatla
terapi uygulamalarını biraz
açabilir misiniz?
Literatür incelendiğinde bağımlılık
tedavisi görenlerin genellikle
psikolojik bir travması olduğu
ve bağımlılığın bunun ardından
geliştiği görülüyor. Bu nedenle
bağımlılık tedavisi, terapistlerce
travma seansı gibi ele alınır.
Bağımlılığa sebep olan etmenler,
altında yatanlar sanatla araştırılır.
Bağımlıların bağımlı oldukları,
onlara keyif veren şeylere çok ciddi
bir tutkunlukları oluyor ve bağımlı
oldukları şeyden uzak kaldıklarında
yoksunluk krizleri yaşıyorlar.
Sanatla bu yoksunluk krizleri çok
daha kolay atlatılabiliyor ve altında
yatan nedenler daha kolay ortaya
çıkarılabiliyor; kişiler bunun farkına
varabiliyor. Sanat terapisi genellikle
kişinin bir şey anlatmak üzere
gelmesiyle başlar, kişi sonra sanat
yapmaya başlar. Bunu sanat terapisi
verecek terapistlerin eğitiminde de
uygularız. Onlar da önce danışan
gibi sanat terapilerine katılırlar.
Bazen bir şey anlatmak için bir şey
yapmaya başlarsınız. Kendinizi
kişiye “Bana endişenin resmini çizer
misin? Aslında endişenin bir şekli
ve bir rengi yoktur ama sen bunu
nasıl ifade edersin? Bunu kille veya
farklı malzemelerle de yapabilirsin...”
dersek, danışan beklemediği bir şeyle
karşılaşmış oluyor. Önce düşünüyor.
İç dünyasında o endişenin görsel
bir sembolü var aslında. Ve onu
ya resimle ya kille görsel olarak
ifade edebiliyor. Tabii sanat terapisi
dediğimiz şey sadece görsel
sanatlarla sınırlı değil. Bedenin
kullanıldığı dans ve hareket terapisi
var, sözcüklerin daha sanatsal
biçimde kullanıldığı şiirle terapi var,
hikayelerle, drama ile ifade etme
yolları var.
Kendini ifade etmek için sanatı
kullanmak terapiye nasıl yansıyor?
Kişi kaygısını görsel hale getirdiğinde
o kaygı bir şekil ve kimlik kazanıyor,
sanki üçüncü bir kişi gibi terapi
odasında var olmaya başlıyor.
Kişiler genellikle terapi seanslarına
geldiklerinde direnç gösterirler.
Anlatmak istediklerinin bir kısmını
anlatır, bir kısmını sansürlerler. Bu
nedenle çoğu yetişkinin terapisi
iyi gitmeyebilir. Çocuk terapisinde
anne-babadan, okuldan bilgi
almak mümkündür, durumu daha
iyi değerlendirebilirsiniz ancak
yetişkinlerde kişi ne anlatmak isterse
onu anlatır. Bazen kendini olmadığı
bir şekilde de ifade edebilir ve terapi
doğru yolda ilerlemeyebilir. Ama
sanat terapisi söz konusu olduğunda,
kişi sanki kendiyle ilgili değil de
yaptığı eserlerle ilgili konuşuyormuş
gibi hisseder ve direnç kırılır. En zor
konuları bile anlatmaya başlarlar,
psikolojik travmalarını bile çok
rahat bir şekilde ele alırlar -ki çok
zordur-. Odada terapist, danışan
ve sanat eseri vardır ve sanat eseri
bir filtre görevi görür. Kişi anlatmak
istediklerini onun üzerinden anlatır,
bazen terapist aktarmak istediklerini
sanat eseri üzerinden aktarır ve
iletişim çok daha rahatlar.
Bir başka avantajı, terapinin daha
keyifli hale gelmesidir. Çünkü
sanatla uğraşmak kişileri rahatlatır
ve beyindeki alfa dalgalarını çoğaltır.
Sanat terapilerinde amacımız güzel
sanat yapmak, mükemmel işçilik ve
harika sanat eserleri ortaya çıkarmak
değildir. Burada samimiyetle iç
dünyanızı kağıda yansıtmanız
önemlidir. Kişi çöp adam da çizebilir,
içtenlikle çizmesi önemlidir.