“İSTİKLÂL MARŞI’NI
MİLLETİMİN KALBİNE
GÖMDÜM”
Aynı dönemde Milli Eğitim
Bakanı Hamdullah Suphi Bey’in
ricası üzerine arkadaşı Hasan
Basri Bey kendisini ulusal marş
yarışmasına katılmaya ikna
etti. Konulan 500 liralık ödül
nedeniyle başlangıçta katılmayı
reddettiği bu yarışmada, o güne
kadar gönderilen şiirlerin hiçbiri
yeterli bulunmamıştı. En güzel
şiiri Mehmet Akif ’in yazacağı
kanısı mecliste hakimdi.
Mehmet Akif 'in yarışmaya
katılmayı kabul etmesi üzerine
kimi şairler şiirlerini yarışmadan
çekti. Şairin orduya ithaf ettiği
İstiklâl Marşı, 17 Şubat’ta Sırat-ı
Müstakim ve Hakimiyet-i
Milliye’de yayımlandı.
Hamdullah Suphi Bey
tarafından mecliste okunup
ayakta dinlendikten sonra 12
Mart 1921 Cumartesi günü
saat 17.45’te ulusal marş olarak
kabul edildi. Akif, ödül olarak
verilen 500 lirayı Hilal-i Ahmer
bünyesinde, kadın ve çocuklara
iş öğreten ve cepheye elbise
diken Dar’ül Mesai Vakfı’na
bağışladı. İstiklal Madalyası ile
ödüllendirilen Mehmet Akif,
1923 yılında Ankara’dan
İstanbul’a döndü.
27 Aralık 1936 tarihinde
İstanbul’da, Beyoğlu’ndaki
Mısır Apartmanı’nda
hayatını kaybetti. Edirnekapı
Mezarlığı’na gömüldü.
“Safahat” adı altında toplanan
şiirleri 8 kitaptan oluşmuştur.
Şair, İstiklâl Marşı’nı “Safahat”a
koymamıştır. Nedenini ise
şöyle açıklar: “Çünkü ben onu
milletimin kalbine gömdüm.”
baytarlık bölümünü 1893
yılında birincilikle bitirdi.
Okulu bitirdikten hemen
sonra Ziraat Bakanlığı’nda
memur oldu. İsmet Hanım
ile evliliğinden Cemile,
Feride, Suadi, Emin, Tahir adlı
çocukları dünyaya geldi.
2. Abdülhamit’in istibdat
rejiminin şiddetli bir
muhalifiydi. Bunun etkisiyle
11 arkadaşıyla birlikte İttihat
ve Terakki Cemiyeti’ne üye
oldu. Anadolu toprakları işgale
uğramış; Türk halkı Kurtuluş
Savaşı’nı başlatarak direnişe
geçmişti. Bu harekete katılmak
isteyen Âkif, Balıkesir’de 6 Şubat
1920 günü çok heyecanlı bir
hutbe verdi. Halkın beklenmedik
ilgisi karşısında daha birçok
yerde konuşmalar yaptı.
İstanbul’da rahat hareket etme
olanağı kalmayan Mehmet
Akif, görevinden azledilmeden
az önce oğlu Emin’i yanına
alarak Anadolu’ya geçti.
Mustafa Kemal Paşa’dan davet
gelmişti. TBMM’nin açılışının
ertesi günü olan 24 Nisan 1920
tarihinde Ankara’ya vardı. Millî
mücadeleye şair, hatip, seyyah,
gazeteci, siyasetçi olarak katıldı.
"O günler ne samimi, ne heyecanlı günlerdi. O şiir, milletin o günkü heyecanının bir ifadesidir. Binbir fecayi karşısında
bunalan ruhların ıstıraplar içinde halas dakikalarını beklediği bir zamanda yazılan o marş, o günlerin kıymetli bir
hatırasıdır. O şiir bir daha yazılmaz... Onu kimse yazamaz... Onu ben de yazamam... Onu yazmak için o günleri
yaşamak lazım. O şiir artık benim değildir. O, milletin malıdır. Benim millete karşı en kıymetli hediyem budur...
Allah bir daha bu millete bir İstiklal Marşı yazdırmasın!.."
Mehmet Akif Ersoy
Mehmet Akif Ersoy’un
çocukluğunun geçtiği ev.
Bayramiç-Çanakkale
Mehmet Akif Ersoy
oğulları Emin ve Tahir
Ersoy ile birlikte...
Mehmet Akif Ersoy Kültür Sanat
Merkezi ve Müzesi. Bağcılar-İstanbul
ARALIK 2017 63