Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  63 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 63 / 84 Next Page
Page Background

“İSTİKLÂL MARŞI’NI

MİLLETİMİN KALBİNE

GÖMDÜM”

Aynı dönemde Milli Eğitim

Bakanı Hamdullah Suphi Bey’in

ricası üzerine arkadaşı Hasan

Basri Bey kendisini ulusal marş

yarışmasına katılmaya ikna

etti. Konulan 500 liralık ödül

nedeniyle başlangıçta katılmayı

reddettiği bu yarışmada, o güne

kadar gönderilen şiirlerin hiçbiri

yeterli bulunmamıştı. En güzel

şiiri Mehmet Akif ’in yazacağı

kanısı mecliste hakimdi.

Mehmet Akif 'in yarışmaya

katılmayı kabul etmesi üzerine

kimi şairler şiirlerini yarışmadan

çekti. Şairin orduya ithaf ettiği

İstiklâl Marşı, 17 Şubat’ta Sırat-ı

Müstakim ve Hakimiyet-i

Milliye’de yayımlandı.

Hamdullah Suphi Bey

tarafından mecliste okunup

ayakta dinlendikten sonra 12

Mart 1921 Cumartesi günü

saat 17.45’te ulusal marş olarak

kabul edildi. Akif, ödül olarak

verilen 500 lirayı Hilal-i Ahmer

bünyesinde, kadın ve çocuklara

iş öğreten ve cepheye elbise

diken Dar’ül Mesai Vakfı’na

bağışladı. İstiklal Madalyası ile

ödüllendirilen Mehmet Akif,

1923 yılında Ankara’dan

İstanbul’a döndü.

27 Aralık 1936 tarihinde

İstanbul’da, Beyoğlu’ndaki

Mısır Apartmanı’nda

hayatını kaybetti. Edirnekapı

Mezarlığı’na gömüldü.

“Safahat” adı altında toplanan

şiirleri 8 kitaptan oluşmuştur.

Şair, İstiklâl Marşı’nı “Safahat”a

koymamıştır. Nedenini ise

şöyle açıklar: “Çünkü ben onu

milletimin kalbine gömdüm.”

baytarlık bölümünü 1893

yılında birincilikle bitirdi.

Okulu bitirdikten hemen

sonra Ziraat Bakanlığı’nda

memur oldu. İsmet Hanım

ile evliliğinden Cemile,

Feride, Suadi, Emin, Tahir adlı

çocukları dünyaya geldi.

2. Abdülhamit’in istibdat

rejiminin şiddetli bir

muhalifiydi. Bunun etkisiyle

11 arkadaşıyla birlikte İttihat

ve Terakki Cemiyeti’ne üye

oldu. Anadolu toprakları işgale

uğramış; Türk halkı Kurtuluş

Savaşı’nı başlatarak direnişe

geçmişti. Bu harekete katılmak

isteyen Âkif, Balıkesir’de 6 Şubat

1920 günü çok heyecanlı bir

hutbe verdi. Halkın beklenmedik

ilgisi karşısında daha birçok

yerde konuşmalar yaptı.

İstanbul’da rahat hareket etme

olanağı kalmayan Mehmet

Akif, görevinden azledilmeden

az önce oğlu Emin’i yanına

alarak Anadolu’ya geçti.

Mustafa Kemal Paşa’dan davet

gelmişti. TBMM’nin açılışının

ertesi günü olan 24 Nisan 1920

tarihinde Ankara’ya vardı. Millî

mücadeleye şair, hatip, seyyah,

gazeteci, siyasetçi olarak katıldı.

"O günler ne samimi, ne heyecanlı günlerdi. O şiir, milletin o günkü heyecanının bir ifadesidir. Binbir fecayi karşısında

bunalan ruhların ıstıraplar içinde halas dakikalarını beklediği bir zamanda yazılan o marş, o günlerin kıymetli bir

hatırasıdır. O şiir bir daha yazılmaz... Onu kimse yazamaz... Onu ben de yazamam... Onu yazmak için o günleri

yaşamak lazım. O şiir artık benim değildir. O, milletin malıdır. Benim millete karşı en kıymetli hediyem budur...

Allah bir daha bu millete bir İstiklal Marşı yazdırmasın!.."

Mehmet Akif Ersoy

Mehmet Akif Ersoy’un

çocukluğunun geçtiği ev.

Bayramiç-Çanakkale

Mehmet Akif Ersoy

oğulları Emin ve Tahir

Ersoy ile birlikte...

Mehmet Akif Ersoy Kültür Sanat

Merkezi ve Müzesi. Bağcılar-İstanbul

ARALIK 2017 63