![Show Menu](styles/mobile-menu.png)
![Page Background](./../common/page-substrates/page0054.png)
yaşam
tehlikeye yol açabilir. Bu
durum başkalarına yönelik
güvenin gelişmesini de
sekteye uğratabilir.
»
Gelişim, çocuğun yavaş yavaş
bireyselleşmesini
destekleyecek şekilde ilerler
ve çocuklar da buna
heveslidir. Yaşına uygun
sınırlarla rehberliği azaltmak
çocukların kendilerini
kontrol etmeyi ve karar
almayı öğrenmelerine
yardımcı olur.
»
Makul kurallar, sınırlar ve
yaptırımlar tam da en büyük
ihtiyaçlarıdır. Katı ve tutarsız
bir çerçeve sunulduğunda
başta ebeveynlerine daha
sonra da otoriteye güvenleri
sarsılabilir.
»
Öfke ve kaygı duymanın
yanı sıra hatalarından ders
alma şanslarını kaçırabilirler.
Bu nedenle kurallar ve
sınırlar açık, tutarlı ve net
olmalı; anne-babalar da bu
konularda kendi aralarında
uzlaşmış olmalıdır.
»
Fiziksel cezalar ve
yaptırımların birçok
duygusal probleme yol
açabildiği bilinmektedir.
Hatalı davranışın sonucuyla
bağlantı kurulan
açıklamalarla insani ve
makul yaptırımlar ise
çocuklar için geliştiricidir.
Sınırların çocuğun kişilik
gelişimine etkisi ve yapılması
gerekenler:
»
Anne ve babalar, bekledikleri
davranışlar konusunda
çocuklarını
cesaretlendirebilir, uygun
görmedikleri davranışlarında
olumsuz sonuçlarını
onlara açıklayabilir. Ancak
sınır koyarken çocuğun
kendi sınırlarına da saygı
gösterebilmek çok önemlidir.
»
Davranışın
yorumlanmasından
ziyade kişiliğe yönelik
yapılan eleştiriler ve
hakaretler, bir nevi sözel
istismar sınıfında kabul
edilebilir ve hem sözel hem
de fiziksel saldırılar onların
sınırlarına ihlal anlamına
gelir.
»
Sınırların ne noktada
konduğu ya da ne kadar
esnek oldukları da oldukça
önemlidir. Sağlıklı bir
büyüme için çocukların
yaşlarına göre karar ve
sorumluluk alma ve
özgürlüğe sahip olmalarına
izin vermek gerekir.
»
Çocukların problem
çözmeyi, kendi kendilerine
karar almayı
öğrenebilmeleri için
yetişkinlerin desteğine
ihtiyaçları vardır. Sınırların
ve kuralların çok sıkı
olduğu, çok korumacı bir
yaklaşım her yaşta çocuk
için büyümenin engellenmesi
ve ebeveynlere bağımlı
olmak anlamına
gelebilecekken, yaşına uygun
olmadan verilen özgürlükler
ve sorumluluklar da birçok
Uzman Klinik PsikologMerve İnce Büyükkucak, bir çocuğun en temel
duygusal ihtiyacının ve aynı zamanda en doğal hakkının ebeveynlerinden
göreceği koşulsuz sevgi ve ilgi olduğunu söylüyor. “Sınır koymaktan imtina
etmek ya da maddi hediyelere boğmak bir çocuğu sevmek anlamına
gelmez” diyen Büyükkucak, çocukların ancak kendilerine şefkat ve
empatiyle yaklaşıldığında, koşulsuz sevgi sunulduğunda kendilerine
güvenli, sevildiklerini hisseden, kendileri de sevebilen ve üretebilen
yetişkinler olacak şekilde büyüdüklerine dikkat çekiyor.
“ENBÜYÜK İHTİYACI KOŞULSUZSEVGİ”
EBEVEYNLERİN ÇOCUKLARIYLA NASIL BİR İLİŞKİ KURDUĞU,
ONLARA NASIL DAVRANDIĞI, ÇOCUKLARIN
KİMLİK GELİŞİMİ, KİMLİK
DUYGUSU VE ÖZ SAYGI GELİŞİMİ
AÇISINDAN BÜYÜK ÖNEM TAŞIR.
Sırlar ve konuşulamayan
konular, aile içerisinde
her zaman patoloji
yaratma potansiyeline
sahiptir. İfade
özürlüğünün olmaması,
çocuğa bazı duygulardan
korunması/korkulması
gerektiği mesajını
verirken, kendi ve
ebeveynleriyle ilgili
algıları konusunda
şüpheye düşmesine
sebep olur.
Yeşilay
54