yesilay.org.tr
44
YEŞiLAY
•
OCAK 2017
YAŞAM
İnternet üzerinden alışveriş yapmayı seviyor musunuz?
Sizce hayatı kolaylaştırıyor mu?
Ben bu konuda biraz tembelim, çünkü benim yerime bu işi
çok iyi yapan biri var hayatımda... Çok sevdiğim bir dostum,
biz dört kişiyiz, bir ekibiz ve bu ekibin bir üyesi internet alış-
verişinde çok iyi, o nedenle de ben bir şey istediğimde he-
men ona söylüyorum, o alıyor.
Bilişim suçları konusunda ne düşünüyorsunuz? Sizce Türki-
ye’de bilişim suçu işleyenler cezalandırılabiliyor mu?
Bilişim suçları aslında 1995 yılından bu yana yapılanmış du-
rumda. Herkes bilmese de Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin
kolluk kuvvetlerinde bu konuyla alakalı çok önemli alıştır-
malar yapan, eğitimler alan güzel bir kadro var. Bilişim suç-
ları 2005'ten sonra fazlalaşmaya başladı. Ancak ben aslında
bilişim suçlarına dahil edilmeyen, ama suç olarak görülmesi
gereken birkaç şeye dikkat çekmek istiyorum. Mesela maç
esnasında bir golün hesabınızdan paylaşımı... Bu bir suç!
Çünkü ihalesi yapılmış ve tüm hakları satın alınmış. Bunun
gibi ihalesi yapılmış, yayın hakları bir kişide olan; örneğin bir
tören, gösteri gibi etkinliklerin canlı yayınını eşzamanlı ya-
pamaz, hatta daha sonrasında bile yayınlayamazsınız. Bun-
lar birer suç. En büyük işlenen suç ve bence cezası olmasa
da hepimiz için insanlık adına bir suç var, o da fikir hırsızlığı...
Gördüğümüz bir şeyi hemen kopyalayıp yapıştırmak, “copy
-paste” dediğimiz hareket. “Copy – paste” gençliğine dik-
kat… Bence gençlerin en çok bu konularda bilinçli olması
gerek. Başka insanın fikrine saygı, insanın kendine olan say-
gısıdır. Saygın bir toplum olmanın yolu da bu eşit dikkatten
geçer. Hepimizin dikkat etmesi gerekiyor.
Seminerlerinizle sadece gençleri mi hedefliyorsunuz? Sos-
yal medyanın bilinçsiz kullanımı sadece gençlerin kusuru
mu? Biz yetişkinler hatasız birer kullanıcı değil miyiz?
Kusur olarak bakmıyorum, yaptığım gösterileri de bir kusur
tahlil etmek için de kurgulamadım sadece bir bilgi paylaşımı
olarak tasarladık. Değerli gençlerin fikirleri çok önemli tabii
ki ama bizim başlangıç noktası olarak gençleri seçmemizin
sebebi doğanın gençlere yüklediği roldür. O da ağacın yaş-
ken eğildiği, bilinçlenmenin üniversite yıllarından başladığı
gibi etkenler. Ayrıca belediyelerden, kurumlar ve holding-
lerden aldığımız davetler çerçevesinde de yapıyoruz. Be-
lediyelerde halka da yapıyoruz ama iş anlaşması yaptığımız
ekip bize üniversite haritası çıkardığı için -ki biliyorsunuz bu
bir iş; aynı zamanda hayatımı kazanıyorum- bu çerçevede
hareket ediyoruz.
“BİRŞEYİ HADDİNDENFAZLAYAPIYORSANIZ
BAĞIMLILIKTIR”
Kabul etmesi zor olsa da, bağımlı olduğumuzun
göstergesi nedir?
Sabah uyanır uyanmaz hiçbir şey yapmadan veya insani ola-
rak ihtiyaçlarınızı karşıladıktan hemen sonra hesaplarınızı
güncelliyorsanız siz bir sosyal medya bağımlısı olma yolunda
ilerliyor olabilirsiniz. Kendinizi sürekli şarj aleti ararken, arka-
daşlarınıza bunu sorarken yakalıyorsanız, her girdiğiniz yerde
wi-fi şifresi ne diye merak ediyorsanız veyahut bir kaç saat
sosyal medyaya bakmadınız diye kaygı ya da merak hisse-
diyorsanız bu FOMO (Fear of Missing Out) yani gelişmeleri
kaçırma korkusu hastalığının ilk adımıdır. Yan kol adı da NO-
MOFOBİ ( No Mobile Phobia), bağlı kalamama korkusudur.
NOMOFOBİK ya da FOMO rahatsızlığı yaşayan ve tedavi
olan bildiğiniz, tanıdığınız bir örnek var mı?
Aileler çok bilinmesini istemiyor bu nedenle de oyun bağım-
lılığı, sosyal medya bağımlılığı gibi rahatsızlıkları yaşayanlar
oluyor, etrafımda da görüyorum ama tedavi olanını gör-