

Milletler’in diğer ülkelere örnek
gösterdiği Türkiye Bağımlılıkla
Mücadele Programı’nı hayata
geçirdi. Milli Eğitim Bakanlığı
ile gerçekleştirdiğimiz iş
birliği çerçevesinde her yıl 10
milyon öğrenciye dokunduk
ve 2 milyon yetişkine ulaştık.
Ardından bağımlılık riskinin en
yüksek olduğu lise dönemi için
Okulda Bağımlılığa Müdahale
Programı’nı geliştirdik. Bu
program ile riskli grupları bir an
önce tespit edip bağımlı olmadan
müdahale etmeyi hedefliyoruz.
Diğer yandan Yaşam Becerileri
Programı ile bir çocuğun, bir
gencin problem çözerek, hayır
diyerek, öfkesini kontrol ederek
ve bir hobi edinerek hayatı
boyunca daha sağlam adımlarla
yürümesini amaçladık. Bunların
yanı sıra Benim Kulübüm Yeşilay
gibi projelerle, kampanyalarla,
ulusal ve uluslararası alanda
düzenlediğimiz sempozyumlarla
mücadelemize güç katmaya
çalıştık.
Fakat bu süreçte toplumdan
bize gelen ve yansıyan çok
önemli bir mesaj vardı. Bu
mesaj, Yeşilay’ın önleme ve
müdahale programlarının
yanı sıra tedavinin bir ayağını
oluşturan rehabilitasyon ile
ilgili faaliyetler de yürütülmesi
doğrultusundaydı. Cesaret,
çalışma, disiplin, insan kaynağı
gerektiren toplumun bu talebine
kulaklarımızı kapayamazdık
ve bu nedenle en hızlı şekilde
2 büyük adım attık. Bunlar
bağımlı ve yakınlarına
psikoterapi ve sosyal destek
veren Yeşilay Danışmanlık
Merkezi ile rehabilitasyon
hizmeti verecek olan Türkiye
Bağımlılık Rehabilitasyon
Modelimizdir. Türkiye Bağımlılık
Rehabilitasyon Modelimiz,
kendi kültürümüze özgü
geliştirdiğimiz, tıbbi tedavinin
ardından yataklı rehabilitasyon
ve meslek edindirme süreçlerini
kapsayan ve bağımlıyı hayata
yeniden kazandıran bir süreçtir.
Bağımlılık türlerinin ve bağımlı sayısının giderek
artması, insani değerlerin giderek problemli hale
geldiğini ve bağımlılığın tehlikeli boyutlara eriştiğini
gözler önüne seriyor. Görünen o ki, 21. yüzyıl,
toplumlar açısından maddi- manevi korunmayı başarma ya da yok olma
ve değerlerini kaybetme miladı ile geçeceğe benziyor.
bağımlılığı ile mücadele
etmekte zorlandığını
görüyoruz. Uyuşturucu
sorununa daha geniş bir
perspektiften bakmamız ve
global çözümler üretmemiz
gerekiyor. Fakat dünyada
bağımlılıkla mücadelede
şöyle tehlikeli bir ayrım
söz konusu. Ülkeler arası
uyuşturucu üretimi, trafiği
ve bağımlılığın önlenmesi
için ortak hareket etme, ortak
pozisyon alma noktasında
görüş ayrılıkları var. Oysa
ki tüm ülkeler eşit derecede
inanç birliğine, fikir birliğine,
eylem birliğine varırsa
mücadeleyi kazanabiliriz.
Çünkü uyuşturucu
dediğimiz, basit bir
maddeden ibaret değil; aksine
insanlara verdiği zarardan,
aynı zamanda devasa
bir ekonomiden, haksız
kazançtan ve bu kazancı elde
etmek için her türlü yola
başvuracak olan bir gruptan
bahsediyorsunuz. Ayrıca
Sayın Cumhurbaşkanımızın
ve Yeşilay’ın sık sık altını
çizdiği bir diğer faktör
olarak terör gerçeği de var.
Dünyada terörü besleyen
en büyük kaynakların
uyuşturucudan kazanılan
paralar olduğunu görüyoruz.
Bu çok yönlü problemi, ancak
tüm dünya ile birlik olarak ve
görüş ayrılıklarını gidererek
çözebiliriz. Bu düşünceden
yola çıkarak bağımlılıkların
bilimsel temele dayalı
bir şekilde ele alındığı
konferaslar, sempozyumlar ve
toplantılar düzenliyoruz.
Dünya, bağımlılıkları çocuklara
ve gençlere doğru anlatmakta
zorlanıyor. Yeşilay bunun için
neler yapıyor?
Türkiye’de ve dünyadaki temel
sorunlardan biri de, bağımlılıkla
mücadelede neyin nasıl
anlatılması gerektiği konusudur.
Bu noktada çoğu zaman eleştiri
oklarına da maruz kalınıyor.
Çünkü bağımlılıkla mücadeleyi
anlatırken çocuğun veya
gencin dünyasına bağımlılık
yapıcı maddeyi sokma ihtimali
çok yüksektir. Biz Yeşilay
olarak bunun önüne geçmek
için yukarıda da bahsettiğim
Türkiye Bağımlılıkla Mücadele
Programı’nı bir grup bilim
adamıyla hayata geçirdik. Okul
öncesinden yetişkinlik çağına
kadar yaşa göre bağımlılıkla
ilgili bilgilerin ne boyutta ve
ne şekilde verilmesi gerektiği
konusunda modüller hazırladık.
Bu konuda sınırları kaldırarak
bu modülleri herkese açtık. Tüm
bu çalışmaları 7’den 70’e herkese
ulaştırmaya çalışıyoruz.
2018 yılı Kasım ayında 2.
Uluslararası Uyuşturucu
Politikaları ve Halk Sağlığı
Sempozyumu’nu düzenlediniz.
Sempozyumda da ifade edildiği
gibi uyuşturucunun tüm dünyayı
tehdit ettiği aşikar. Bu konuda ne
tür adımlar atılması gerekiyor?
Uyuşturucu, geçmişte sadece
ülke sınırları içerisinde ve sağlık
açısından ele alınabilecek bir
sorunken bugün güvenlik,
ekonomik ve hatta politik
boyutları olan devasa bir soruna
dönüşmüş bulunmaktadır.
Bugün dünyanın madde
OCAK 2019 23