Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  21 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 21 / 84 Next Page
Page Background

türbesini özellikle oraya yardım

dilemeye giden kadınlara

bağışlamıştı. Başka Safevi kadınları

da TacluHanım'ın yolundan gittiler.

Sonuç olarak, diğer İslam

toplumlarında ve devletlerinde

olduğu gibi Osmanlı Devleti’nde

deKuzeyAfrika’danKırım’a,

Budin’denBasra’ya uzanan geniş

bir coğrafyada, 14’üncü yüzyıldan

20’nci yüzyıla uzanan altı asırlık

bir zaman diliminde çok sayıda

vakıflar kurulmuştur. Toplumun

ihtiyaç duyduğu gerek eğitimle

ilgili, gerekse dinî, sosyal ve beledi

her türlü hizmet hayrî vakıflar yolu

ile sağlanmış, sosyal dayanışma

ve yardımlaşma ruhu toplumsal

hayatın her alanında kendisini

hissettirmiştir. Padişahlar ve

diğer sultanlar (padişah validesi,

hanımları, kızları ve oğulları) büyük

külliyeler inşa edip, buralara zengin

gelir kaynakları tahsis ederek

topluma örnek olmuşlardır. Orhan

Gazi’nin İznik veBursa’da yaptırdığı

vakıf eserlerle başlayan bu gelenek

giderek sistemleşmiş ve daha

sonraları, mimarisi, çok yönlü

hizmetleri ve gelir kaynakları ile

mükemmel örneklerini vermiştir.

ikincil kaynaklara dayanan ama

kapsamlı bir araştırması, vakıf

türlerinin seçiminde büyük bir

cinsiyet ayrımının söz konusu

olmadığını ortaya koyar. Bunun

anlamı, Osmanlı sarayındaki

kadınlara sistemli bir biçimde

belli özellikteki kurumlar kurma

yasağı getirilmemiş olmasıdır.

İster dinsel amaçlı olsun ister

olmasın, her türden inşaatı, diğer

bir deyişle, camiler, kervansaraylar,

kütüphaneler, çeşmeler ya da

hisarları himaye eden kadınlar

vardı. Bu durumun güzel bir

örneklerinden birini deMihrimah

Sultan’da görmekteyiz.

Osmanlı’da hayırsever, cömert

kadınlar itibar ve varlıkları

nispetince farklı kültürlerde ve

çağlarda düşkün vemuhtaçların,

hasta ve bahtsızların imdadına

yetişen vakıflar kurmuşlardır.

Toplumsal açıdan elde edilen

etkinlik ve saygınlığın yanı sıra,

vakıflar kadınların gerekmal

sahipliğine, gerekse kendileri

hayattaykenmallarını yönetme ve

mallarından yararlanma isteklerine,

yasal bir yaptırımve koruma

kazandırıyordu.

Her tür vakıf kurabilme hakkından

mahrumkalmamakla birlikte,

bazı kadınlar özellikle kadınlar için

hayır işleri yapma yolunu seçtiler.

Hürrem'in İstanbul'da kurduğu ilk

büyük vakıf Avrat Pazarı denen

semtin yakınında yer alıyordu;

belki de İstanbul'da ilk kez bir kadın

tarafından kurulan bu saltanat

külliyesini meşrulaştırmak

amacına yönelik bilinçli bir seçimdi

bu. IV. Murad (saltanat yılları

1622-40) ile İbrahim'in (saltanat

yılları 1640-48) annesi Kösem

Sultan, yoksul kızların çeyizlerini

karşılayacak bir vakıf kurmuştu.

Safeviler döneminde, Şah İsmail'in

karısı TacluHanım İran'ınKum

kentindeki Fatima el-Ma'sume

Peki, Mihrimah Sultan'ın inşa

ettirdiği ve günümüze kalan

eserleri hangileridir?

İstanbul’da iki külliye inşa

ettirmiştirMihrimahSultan.

Bunlardan ilki Üsküdar’dadiğeri

iseEdirnekapı'dayer almaktadır.

Üsküdar’dabulunankülliye,

cami, medrese, misafirhane ile

mutfak, kiler vedepodanoluşan

bir imaret ve tabhane fonksiyonlu

kervansaraydanoluşmakta idi.

1558 tarihindeyazılanbir diğer

vakfiyede iseMihrimahSultan’ın

bir de sıbyanmektebi vakfettiği

yazılı. Üsküdar'daki Mihrimah

SultanKülliyesi, başkentin siyasal

veprestijli merkezindenuzak

olsada, kentin "kapılarından"

birinde inşaedilmişti. İskele

yakınında inşaedilen cami İskele

Camii olarakhatırlanmış, esnafı,

gezginleri vehacıları ağırlamıştır.

Erzen, devasagüzelliğininve

karmaşık işlevselliğininyanı sıra,

Üsküdar'daki MihrimahKülliyesi’nin

Osmanlı şehir planlamasının

önemli bir bileşeni olduğunu

vurgulamıştır. Külliye, Asya'ya

gelenvegidenyollarıngeçiş

noktasındaki konumunedeniyle,

karavedeniz taşımacılığınınve

ticaretinin işleyişindebüyükbir

role sahipti. Ayrıcayolcular içinbir

yardımkuruluşuolarakda işlev

gördü. Bunedenle, külliyeorada

sadecesadakaamacı içindeğil aynı

zamandadavakfınkurucusunu

görünür halegetirmek içinde

inşaedilmişti. Böylece, hâlihazırda

tahttabulunanpadişahınkızı olan

MihrimahSultan, mevcudiyetini

vegücünü sarayındışındaki bir

ticaretmerkezininortasında, çok

çarpıcı biçimdeelealınanbirmimari

plandagörülebilir halegetirdi. Ve

bu imge, yani siyasi olarakgüçlübir

hayırsever sultan imajı vakfiyenin

kenar boşluklarınametinsel olarak

yansıtılmıştır.

Osmanlı’da

hayırsever,

cömertkadınlar

itibarvevarlıkları

nispetince farklı

kültürlerdeve

çağlardadüşkün

vemuhtaçların,

hastave

bahtsızların

imdadına

yetişenvakıflar

kurmuşlardır.

Mihrimah

Sultan

EKİM 2017 21