Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  13 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 13 / 84 Next Page
Page Background

Bazı kesimler tarafından geleneksel kültürü bozduğu

görüşüyle eleştirilen yeni medya, kimilerince tüketim

kültürünü körükleyerek, bilinçsizlik ve akıl dışılık

noktasında değerlendirilebiliyor. Yeni iletişimdüzeninin

bireye farklı topluluklarla iletişime girme olanağı tanıdığını

düşünenler de az değil. Tamda bu noktada bireylerin

katılımcı bir yapıdan yoksun, sadece tüketimpiyasasının

üyeleri olarak sınırlanması günümüzün sorunlarından biri

olarak karşımıza çıkıyor.

MERKEZ-ÇEVRE İLİŞKİSİ

Erciyes Üniversitesi ÖğretimÜyesi Prof. Dr. Hamza

Çakır, teknolojik gelişmelere direnmeninmümkün

olamayacağının altını çizerek, dünyada iletişimalanındaki

yayılmanın pek çok konuda olduğu gibi, gelişmiş ülkeler

ve geri kalmış ülkeler denkleminde ilerlediğini söylüyor.

Bu anlamda yeni iletişimaraçlarının 'anlamlandırılması'

toplumun geçirdiği süreçle doğrudan bağlantılı: "Gelişmiş

ülkeler hep yönlendirici konumunda, yeni iletişim

teknolojilerinin üreticisi ve dağıtıcısı olarak karşımıza

çıkıyor. Konuyamerkez-çevre ilişkisi bağlamında

yaklaşıldığında, çevre ülkelerde henüz bu teknolojileri

fiilen hayata geçirecek altyapının, sermaye birikiminin

ve entelektüel bilgi birikiminin oluşmadığı gözlenmekte.

Buna ek olarak, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde

yaşayan insanlar, Batılı ülkelerin geçirdiği yazılı kültür

dönemini doyasıya yaşamadan görsel kültürün

egemenliğine geçiş yaptığından, bu tür toplumlarda

yerleşik bir yazılı kültür geleneği oluşmuyor. Dolayısıyla

bu insanların yeni iletişim teknolojilerini anlamlandırarak

yaşama geçirmesi ve bunları amaca uygun verimli bir

şekilde kullanmaları sorunlu olabilir. Uluslararası ortamda

ülkeler bazında bu sakıncalar yaşanırken, ülkeler içinde

de çoğu zaman bu çarpık yapı kendini gösteriyor. Kişiler

ve bölgeler arasındaki uçurumun giderek azalması, tüm

toplumkesimlerinin yaşamdüzeyinin yükseltilmesi

için bireysel olarak yapılacaklar yanında hükümetlerin

ve yerel yönetimlerin alacakları önlemler de var. Bilgi

toplumu olmak ve gelişmiş ülkeleri yakalamak için ön

koşul bilgiye erişmek ise, bu imkanı bulunmayanlar için

ortamve fırsat oluşturulmalı ve yurdun her yanında

ucuz, hızlı iletişimaltyapısının yaygınlaştırılması gerekli.

Bu teknolojiyi ve altyapıyı kullanmak özendirilmeli, satın

alma ihtimali olmayanlar için halka açık erişimnoktaları

oluşturulmalı, böylece halka bu teknolojiyi kullanma

becerisi kazandırılmalı."

KİTLE İLETİŞİMARAÇLARININ İŞLEVLERİ

Kitle iletişimaraçlarının (KİA) tümü hiç şüphesiz toplum

üzerinde olumlu ve olumsuz güçlü bir etkiye sahip.

Medyanın, ulusal ve uluslararası sorunların çözümü,

toplumun eğitilmesi ve bilgilendirilmesi, kültürün

geliştirilmesi, bireyler arasında sağlıklı iletişimin

kurulması, toplumda barış, huzur ve daha insani bir

düzenin sağlanması gibi işlevler üstlenmiş olmasına

rağmen, kimilerinin birçok sorumluluğu ve etik ilkeleri

yerine getirmediği, tam tersine birçok toplumsal soruna

kaynaklık ettiği günümüz gerçeklerinden biri. Oysa ki bu

araçların demokratik toplumlarda üstlenmesi gereken

işlevler UNESCO’nun ‘McBride Raporu’nda sekiz ana

başlık altında sıralanmış. Bunların ilki, haber ve bilgi

sağlama işlevi olarak öne çıkıyor.

yesilay.org.tr

13

YEŞiLAY

HAZİRAN 2015