Öncelikle bilinmesi gereken duygu, düşünce ve
tutumların yönlendirildiği ve bu yönlendirmenin
içerisinde büyük ölçüde reytingin yani paranın olduğu
gerçeği. Medya okuryazarlığı kavramı bu bağlamda
okunan, gözlenen ve işitilen her şeyin öncelikle kurgusal
olduğunu fark etmeyi öneren, bu yönüylemedyanın
içeriğinin doğal olmadığını ve değiştirilebileceğini
vurgulayan bir kavram. Bu anlamdamedya okuryazarlığı
bireylere, gerçek dünya ilemedya tarafından kurgulanan
dünya arasındaki sınırı daha açık görmeyi sağlayacak bir
perspektif sunuyor.
AVRUPA'DA DURUMNE?
Misyonunu, çocuklar ve yetişkinlerin küresel medya
kültürü içinde yaşama ve öğrenmeye hazırlanmasına
destek olmak olarak açıklayan AvrupaMedya
Okuryazarlığı Merkezi, bunun yolununmedya
okuryazarlığı eğitiminden, özellikle de çocuklara
yönelik bir eğitimden geçtiği görüşünde. Merkezin bu
doğrultudaki bir eğitimprogramında amaçladıkları,
●
Medyanın fikir, bilgi ve haberi bir başkasının bakış
açısıyla nakletmek üzere kurulduğunu anlamak;
●
Duygusal etki oluşturmak için özel tekniklerin
kullanıldığını anlamak;
●
Bu tekniklerin, amaçladıkları ve doğurdukları etkilerin
ayırdına varmak;
●
Medyanın bazı kişilerin yararına çalıştığını, bazılarını
ise dışladığını anlamak;
●
Medyadan kimin yararlandığı, neden dışlandığı
sorularını sormak ve cevabını bulmak;
●
Alternatif bilgi ve eğlence kaynakları aramak;
●
Medyayı kendi yararı ve zevki için kullanmak;
●
Edilgen olmak yerine aktif olmak.
UNESCO'NUN GÖRÜŞÜ
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilimve Kültür Kurumu
(UNESCO), 70'li yılların sonlarından itibarenmedya
okuryazarlığı eğitimi üzerinde önemle durmuş. Bu
eğitimin okul öncesinden başlatılıp yaşamboyu sürmesi
gerektiğini önemle vurgulayan kurumunmedya
okuryazarlığı eğitimine yönelik yapmış olduğu en önemli
çaba, konuya yönelik uluslararası bir bilinç oluşturması.
Bu çerçevede yapılan ilk çağrı “GrunwaldMedya Eğitimi
Bildirisi” olmuş. Bildiridemedya okuryazarlığı eğitimi
konusunda nasıl bir yol haritası izlenmesi gerektiği şu
şekilde ifade edilmiş;
“Elektronik ve basılı medya kullanıcıları arasında
eleştirel farkındalığın gelişmesini sağlayacak bilgi,
beceri ve tutumları, sonuç olarak bu konudaki kişilerin
yeterliliklerini geliştirmek amacıyla, okul öncesinden
üniversite eğitimine ve hatta yetişkin eğitimine kadar,
kapsamlı medya eğitimi programları başlatılmalı ve
desteklemeli. İdeal olarak böyle programlar medya
ürünlerinin analizini, yaratıcı ifade araçları olarak
medyanın kullanımını, elde edilebilir medya kanallarının
etkili kullanımını ve bu kanallara katılımı içerebilir.”
TÜRKİYE NE DURUMDA?
Medya okuryazarlığının gençleri özellikle de çocukları
medyanın olumsuz etkilerinden koruyabileceğine yönelik
tartışmalar, Türkiye’de, 2000’li yılların ortasıyla birlikte
ivme kazandı. Araştırmacılar medya okuryazarlığının
anlamve önemini anlatarak gerekli programve
uygulamaları öneriyor ve bunların geliştirilmesi
yönüne dikkat çekmeye çalışıyor. Medya okuryazarlığı
kavramının bilimsel platformlarda tartışılmaya
başlanması, RTÜK’ün aynı süreçte konuyu gündemine
almasıyla sonuçlandı. Bu amaçla hazırlanan projeyle,
medya okuryazarlığı dersinin ilköğretimokullarında
seçmeli ders olarak okutulması yönünde önemli bir
girişimbaşlatıldı.
İLKÖĞRETİMDE MEDYA OKURYAZARLIĞI DERSİ
Dersin öğretimprogramı ve kılavuzu, iletişimalanında
çalışan akademisyenlerin yanı sıraMilli EğitimBakanlığı ve
RTÜK uzmanlarından oluşan bir komisyonca hazırlandı.
İletişimbilimci, sosyolog ve eğitimbilimcilerin görüş ve
önerileri dikkate alınarak hazırlanan program, 31.08.2006
tarihindeMEB Talimve Terbiye Kurulu’nda görüşülerek
kabul edildi.
İlköğretimdemedya okuryazarlığı projesinin pilot
uygulaması, 2006–2007 eğitim-öğretimyılında
başlatıldı. Bu bağlamda beş ildeki beş ilköğretimokulunda
toplam780 yedinci sınıf öğrencisi medya okuryazarlığı
dersini aldı. Ders, 2007–2008 eğitim-öğretimyılından
itibaren, tümTürkiye’deki ilköğretimokullarında 6, 7 ve
8. sınıflarda seçmeli ders olarak okutulmaya başlandı.
Milli EğitimBakanlığı’ndan alınan verilere göre 2008-
2009 eğitim-öğretimdöneminde Türkiye’de 1 milyon 24
bin 356 öğrenci bu dersi almış.
Bu süreçte eğitimcilere yönelik seminerler, bilgilendirme
ve tanıtım toplantıları da yapılmış. İlköğretimdemedya
okuryazarlığı eğitimini alan öğrenci sayısının daha da
artması için nelerin yapılması gerektiği, dersin zorunlu
hale getirilerek iletişim fakültesi mezunu öğrenciler
tarafından verilip verilemeyeceği, farklı platformlarda
tartışılmaya devamediyor.
yesilay.org.tr
17
YEŞiLAY
•
HAZİRAN 2015