![Show Menu](styles/mobile-menu.png)
![Page Background](./../common/page-substrates/page0058.jpg)
okumuş, aydın ve eğitimin
önemine inanan insanlardı.
Memleket meselelerinden
hiç uzak kalmadılar. Ama
ülkemde yaşanan acılar ailemi
de derinden etkiledi ve çok
acılar yaşadım. Yaşadık.
Halen yaralarımı kurutma
derdindeyim. Ayrıca bir baba
ile iletişim kurma imkânından
mahrum olmanın ne demek
olduğunu çok iyi bilenlerdenim.
Rahmetli babamın hastalığı
buna sebep olmuştu. Hayat bize
her zaman mutluluk sunmuyor,
ama bizim için önemli olan
kaybolmak değil var olmaktır.
Acılardan güç kazanmanın
önemini çok iyi biliyorum. Bu
insanı çok daha güçlü kılıyor.
Peki, dünyanızda yazmak ne
ifade ediyor sizin için? Savunma
mı, ifade etmemi, mesaj
göndermemi?
“OKU” emri bazı insanlarda bir
süre sonra “YAZ” emrini peşi
sıra getirir. Allah vergisi tabii.
Güçlü bir medeniyet inşasında
romancılığın çok önemli bir
yer tuttuğu tartışmasız bir
gerçektir. Kültürel kodlarımızın
bütün muazzamlığını objektif
olarak tespit edip ve bugün ile
harmanlayarak evrensel bir
bakış açısıyla genç neslimize
ve geleceğe aktarmanın çok
önemli olduğunu düşünüyorum.
Bunun için edebiyatın ve onun
en güçlü dalı romancılığın bu
sebeple muazzam bir etkiye
sahip olduğunu düşünüyorum.
Bu konudaki gelişmeler tam
arzu ettiğimiz manada olmasa
da, giderek artan bir ivme ile
yoluna devam ediyor. Ben
romanlarımda bunun gayreti
içerisindeyim. Beyaz Usta Siyah
Çırak romanımda 12 Eylül,
Kerime romanımda ezanın
Türkçe okunduğu yıllar, Son
Hasat romanımda şizofren bir
nesil ve dönem, Aşk Cephesi
romanımda Çanakkale,
Aşk Çölü romanımda ise
Yemen, Kanaviçe romanımda
tehcir meselesi, Kara Güneş
romanımda 15 Temmuz’un 40 yıl
önce nasıl başladığı ve bugüne
nasıl gelindiği eserlerimin kalbini
oluşturuyor.
“KÜRESEL SÖMÜRÜYEKARŞI
ÇARE YAZMAK”
Romanlarımın içinde aşk çok
önemli bir yer tutar. Günümüz
algısından farklı olarak aşk,
benim için hormonal faaliyetin
çok ötesinde farklı bir anlam
ifade ediyor. Şunu da eklemek
isterim; ben salt tarih değil, tarih
perspektifinde insan ruhuna
derinlemesine yolculuk yapan
metinler yazıyorum. Küresel
sömürü düzeninin bitmek
tükenmek bilmeyen kötülüğü
karşısında açtığı yaralar karşısında
bizlerin yazarak yara sarması
gerekir diye düşünüyorum.
Çok halim selim ve çok
naif konuşuyor, öyle
hareket ediyorsunuz sizleri
gördüğümüz kadarıyla. Naiflik
bir yaşam tarzı olabilir mi ya da
ne kadar mümkündür sabırlı
olmak; bu kadar ağırlaşan
yükler, sorumluluklar ve günü
kurtartma telaşı içerisinde?
Nezaketin önemli olduğunu
düşünüyorum. Giderek
toplumumuz bunu kaybediyor.
Oysa toplumsal birlikteliğimiz
için bu son derece önemli.
Ben inandığım değerler
konusunda son derece
hassas biriyim. Kimsenin
benim gibi düşünmesini
tabii ki beklemiyorum; farklı
kültürlerden, farklı siyasi
düşüncelerden, farklı etnik ve
din anlayışlarından geliyoruz.
Bu kadim coğrafya bu yüzden
bu denli güçlü ve renkli. Önemli
olan birbirimize saygı duymamız,
birbirimizin değerlerine karşı
hassas davranmamız. Birinin
yokluğu üzerine varlık üretmenin
doğru olmadığına inanalı çok
oldu. Bu benim için bir yaşam
biçimi. Ama inandığım değerler
ve kutsallarıma saldırı olduğunda
nezaketimin dışında bambaşka
Oyunculuk hayatımda uyandırmayı
amaçladığım estetik kaygılı gerçekliği
yansıtmaya çalışıyorum. Oluşturmaya
çalıştığım bu gerçeklik algısının inandırıcı
olması, benim yaşam gerçekliğime
benzerliği ile doğru orantılı.
kültür
Yeşilay
58