yaşam
Odaklanma nedir? Konsantre olmakla aynı şey midir?
Odaklanma sorunu nasıl çözülebilir? Özyeğin Üniversitesi
Uygulamalı Bilimler Fakültesi ÖğretimGörevlisi Selim
Geçit, Daniel Goleman’ın odaklanma teorisinin konuya
bakış açımızı tümüyle değiştireceğini söylüyor.
musun? Yapmaman gerekeni
önceden hissedip yapmamayı
başarabiliyor musun? Bu, kavga
etmek de olabilir, “Şu keki
görürsem yiyeceğim” de olabilir.
Yani birinci adım, öz denetim.
Odak, dışarıdan gelen ve dikkatini
dağıtacak unsurları dışlayabilme
becerisi gerektiriyor. İkinci
adım, başkalarına odaklanmak.
Üçüncüsü de dış dünyaya
odaklanmak. Bu üç parçanın bir
araya gelmesiyle odak oluşuyor.
İnsanların dikkati dağıldığında
bu neye mal oluyor?
İnsanoğlunun dışarıdan gelen
dikkat dağıtıcılarla ilgili şu
anda yaşadığı dönem en kötü
dönemlerden biri. Çünkü her an
bilgi üretiliyor. Senin bilgi işlemek
için kullandığın cihazlar bile
reklamlarla, e-postalarla, mesajlarla
sürekli odağını dağıtıyor.
Kaliforniya Üniversitesi Profesörü
Gloria Mark, tam odaklanmış
çalışırken ekranınızın köşesinde
beliren “e-posta geldi” uyarısının
odağınızı ortalama 25 dakika
bozduğunu söylüyordu. Bu üç saat
de olabilir 3-5 dakika da… Bu
da verimlilik anlamında ciddi bir
zaman maliyeti.
Odaklanma sorunu ne zamandan
beri hayatımızda?
150-200 yıl önce böyle değildi.
İş dünyasında yöneticiler dikkat
dağıtıcılarla uğraşmak için daha
fazla enerji harcamak zorunda.
Burn Out yani Tükenmişlik
Sendromu yaşayanlar bile oluyor.
S
izce odaklanma nedir?
“Odaklanma nedir?”
denince herkes bunu
önündeki işe yüzde yüz
konsantre olabilmek, bütün
enerjisini onda tutabilmek
olarak algılıyor. Bu, konuya dar
bir çerçeveden bakmak olur.
Oysa Varlık Yayınları’ndan
çıkan “Odak” kitabının yazarı
Daniel Goleman’ın odakla
ilgili başka bir modeli var. Bir
bireyin yaşam içerisinde elde
etmek istediği şeyin başarı,
mutluluk, iyi bir yaşam kalitesi
olduğunu düşünelim; odak bunun
neresinde? Daniel Goleman’a
göre odak, sürekli güçlü tutulması
gereken zihinsel bir kas.
Nasıl bir model bu?
Odağın gerçekten ne olduğunu
anlamak için onu parçalarına
ayırmak lazım. Goleman,
odağın dışarıdan bakıldığında
görüldüğü gibi tek bir parça
olmadığını söylüyor ve “Parçalarına
ayrıldığında birbirinden bağımsız
gibi görünen yapı taşlarının bir
araya gelmesiyle oluşur” diyor.
Odak kavramında üç ana etkene
bakıyor. Biri, kişinin kendine
odaklanması; sen kendi içindeki
itici güçleri iyi okuyabiliyor
“İnsan beyni bir şeye
odaklandığında dikkat
dağıtıcılar cazip
gelmeye başlar.
Normalde cazip
gelmeyen basit
aktiviteler daha keyifli
algılanır. İnsanın, bu
durumun farkında
olması ve içgüdülerine
karşı koyması gerek”
ÖYLE İSE VARIM!
ODAKLANIYORUM.
Mürsel ÇAVUŞ
Selim Geçit
Yeşilay
54