Plan yapmıyorsunuz peki evrene
mesaj gönderiyor musunuz?
Tabii…Dua önemlidir,
dua yönlendirilmiş beyin
dalgalarıdır. Kendi bilincinizi
belli bir enerji ile belli bir konuya
yönlendiriyorsunuz ki, önünüze
gelsin. Bunu yapmak çok doğru
bir şey. Bu da plan diyebilirsiniz,
ama burada önemli olan şu var.
“Olursa olur suyu, olmazsa karpuz
suyu” diye bir söz vardır. Bir şey
olacaksa olacaktır, olmayacaksa da
olmayacaktır. Siz bunun bilincine
vararak bunu istiyorsanız isteyin
ama “illa olmalı” ya da bu hayatta
mutlaka benim istediğim gibi
olacak dediğinizde süküt-u hayale
uğrarsınız çünkü sizin “olacak”
dediğiniz asla olmaz.
Asla olmaz da demeyelim...
Demeyelim ama olmaz, ben bunu
çok gözlemledim. Kimdiretiyorsa
aksi şeyler önüne geliyor ve o kişi
de o zaman sinirleniyor. “Bu böyle
olacak” dosyasını beyninizdeki
kabullerden kayıtlardan silerseniz
önünüze geldiğinde zorluk
yaşamazsınız. Çünkü dünya sizin
yaşadığınız köyden kasabadan
hatta ülkeden ibaret değil. Sonsuz
bir oluşum ve farklılık var.
Dolayısıyla her şey sizin bakış
açışınıza göre size cevap veriyor.
geçirip eğlenmek istedikleri yaşlar.
O yaşın kendine göre bir bakış
açısı oluyor. Ergenlikte çok sert
ve katı kurallarla yaklaşmamak
geriyor. Bu baskıyı uygulayan anne
babalar da kendi çocukluklarını
hatırlayarak o duyguyu bilebilirler
de belki hatırlamak istemiyorlar.
Sadece kendisine, bedenine ve
ahlaki değerlerine zarar verici
davranışlardan kaçınması önemli,
bunun dışındaki baskıların geri
dönüşleri farklı oluyor.
Gelecekle ilgili planlarınız
neler?
Aslında plan yapmıyorum,
hayatın ne getireceğini
bilmediğimiz için, “Şunu
yapacağım, bunu yapacağım”
demekten kaçınıyorum. Neden?
Plana kendinizi adapte ettiğinizde
bu başarı açısından güzel bir şey
olabiliyor, çok kaptırırsanız ve
gerçekleştiremezseniz de bu kez
hayal kırıklığı büyük oluyor.
Bu durumda da başkasının
yaptığı planlara uymak zorunda
kalmıyor musunuz?
Yooo, başkası dediğiniz kim?
Bu sürprizlerin sizin önünüze
gelmesi. Sürpriz nereden
geliyor? Eşinizden, dostunuzdan,
ailenizden, iş çevrenizden geliyor.
“Ciğerlerime saçma sapan bir hava
girdi” diye düşünüp yere attım,
üstüne bastım ve hayatım boyu bir
daha da sigara içmedim.
Güzel bir ders olmuş bu!
Hakikaten bu açıdan şanslı biriyim.
O sigaranın bedenime vereceği
zararı yaşamadım. Alkol için
de aynı şeyi söyleyebilirim. Hiç
sevmedim, sadece lise sonda, yaş
günü partilerinde, elimdeki bir
bardağı elimde saatlerce taşıyıp
gösterdim. Çünkü tadını hiç
beğenmedim, sevemedim. 2001
yılından itibaren asitli içeceklerden
hazır meyve sularından uzak
duruyorum. Ayrıca işlenmiş
gıdaları, ambalaja girmiş hayvansal
ürünleri de kullanmamaya gayret
ediyorum. Bunların vücuda
etkilerini biliyorum. Herkes, “Sen
ne kadar genç görünüyorsun,
vücudunu nasıl muhafaza
ediyorsun?” diyor. Halbuki onlar
benim yaşamadığım şekilde
yaşıyorlar. Siz bedeninize nasıl
bakarsanız, bedeniniz de sizi o
şekilde taşır.
Genetik de bir faktör tabii…
Doğru o daha da önemli konu.
Artık genetik test ve açılımı
tespit eden sağlık kuruluşları var.
Sigara konusu açıldığında şunu
duymuşsunuzdur, “90 yaşında,
günde iki paket sigara içmiş biri
var, halen çok sağlıklı.” Belki onun
genetiğinde sigaranın zararlarını
absorbe eden bir sistem var.
Genetiğimizi bilmediğiniz için
sizde o sistem var mı yok mu
bilemezsiniz. Öte taraftan sigara
kullandığı için kanser olan,
beyninde, ciğerlerinde hasar olan
insanlar var. Ayrıca üzerinde
öldürür yazılı bir ürünü düzenli
tüketiyor olmak ne kadar akıllıca?
Hayatınızla ilgili kumar mı
oynamak istiyorsunuz?
Kızınızla nasıl vakit
geçiriyorsunuz?
Kızım ergenlik döneminde, 15-
16’lı yaşlarda... Bu yaşlar aileyle
değil daha çok arkadaşlarıyla vakit
HAZİRAN 2017 53