Background Image
Previous Page  62 / 68 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 62 / 68 Next Page
Page Background

Yeşilay

62

H

ilal-i Ahdar Cemiyeti 1920

yılının başlarında dünyada alkol

karşıtı hareketlerden etkilenerek

kurulan bir sivil toplum kuruluşu olduğunu

ve bu amaca ulaşmak için çeşitli basın ve

yayın araçlarını kullanarak faaliyetlerini

sürdürdüğünü onun yüz yıllık tarihine

bakarak anlamamız mümkündür.

Topluma söyleyecek bir mesajı olanların

onu bir şekilde yolunu bulup gerekli

araçları kullanarak sözünü sakınmadan,

bıkmadan, usanmadan sözle, yazıyla

toplantı ve Yeşil Gün gezisi gibi çeşitli

toplumsal faaliyetlerle yapmaya çalıştığını

görmekteyiz.

Şöyle bir atasözümüz vardır: “Söz gümüşse

sükût altındır, ama sözü altın olanların

susması intihardır.” Nedense bu atasözünün

hep ilk cümlesi söylendi bize, ikinci

cümlesini pek söyleyeni duymadık. İşte

ilk adı Hilal-i Ahdar olan Yeşilay Cemiyeti

susmanın intihar olduğu bilinciyle

hareket ederek susmadı, haykırdı, isyan

etti. Gerçekler acıdır sözünden hareketle

bu isyanını bazen içine gömdü bazen

kurşun gibi cümlelerle satırlara dökerek

herkese duyurmaya çalıştı. Hilal-i Ahdar

diklenmedi, her zaman dik durmaya çalıştı.

Ayrıca bu ülkeden bir “Men-i Müskirat

Kanunu” geçti. Yani Alkol Yasağı Kanunu.

(1920-1924) Nasıl oldu, mecliste neler

yaşandı, tartışmalar, kanunun kabulü,

uygulanması, kaldırılması. Yeşilay’ın

ilk on yılının tarihi bilinmeden Men-i

Müskirat Kanununun kaldırılması ve onun

karşısında Mazhar Osman ve Hilal-i Ahdar

Cemiyetinin cesur, sözünü sakınmayan,

bilimsel temelli, akademik ve çağın alkol

düşmanlığını da göz önüne alarak yaptığı

mücadeleyi anlamamız mümkün değildir.

Alkol yasağı 14 Eylül 1920 tarihinde

TBMM’de kabul edilir. Yeşilay için bayram

günüdür. Tabi alkol yasağı o dönemde

bütün dünyada yaygındır. Batılı ülkeler de

bu yasak bizden önce başlamıştır. Mazhar

Osman hem sevinir, hem üzülür. Sebebi

alkol yasağının neden bir Müslüman ülkede

değil de Hristiyan bir ülkede bizden önce

yasaklanmasına üzülür. Üstelik onların

dininde alkol serbest bizde yasak olduğu

halde. Bunda da birinciliği onlara kaptırdık,

keşke biz birinci olsaydık der.

“Cemiyet, Men-i Müskirat Kanun Teklifini

TBMM’ye sunan Trabzon Mebusu Ali

Şükrü Bey’e bir madalya vermiştir. Mayıs

1921’deki toplantıda Meclisin içki satışını

ve tüketimini yasaklaması takdirle

karşılanmıştır. Hilâl-i Ahdar Cemiyeti

Reisi Mazhar Osman Bey, Men-i Müskirat

Kanunu’yla içkinin yasaklanması nedeniyle

Meclise teşekkür telgrafı çekmiştir. 4

Temmuz 1921’de Mecliste okunan telgraf

aynen şöyledir:

“Ankara: T. B. M. M. Riyaseti Aliyesine

Hilâliahdar Cemiyeti Mayıs içtimaında

Meclisi Âlilerinin vatanımızda içki furuht

ve istimalini katiyen meneden Kanunun

kabulünden mütevellit hissettiği memnuniyet

ve şükranı azimini muhalleri mümkün

kılan muhayirülukul azminin bu badirei

uzmadan da yurdumuzu tahlise muvaffak

olması temennisini Meclisi Âliye tebliğ ve

takdime bendelerini memur ettiklerini

ihtiramatı fevkalâdemle arz eylerim.

Hilâliahdar Cemiyeti Reisi

Mazhar Osman” (1)

“Kanun’un asayiş üzerinde olumlu etkisi

ona muhalif olanlar tarafından dahi kabul

edilmiştir. İçki ile suç işleme arasında

özellikle hırsızlık, tecavüz, yaralama ve

öldürme gibi fiiller doğrudan ilişkilidir. 1923

yılı İstanbul Hapishane İstatistikleri içkinin

suç üzerindeki etkisini göstermesi açısından

önemlidir. Buna göre 1923 yılında 2600

mahkûm değişik suçlardan hapse girmiştir.

Bunların 1125’i günde ortalama yüz dirhem

rakı içen müptelalardır. Diğerleri ise hiç

içki kullanmayan veya arada bir içenlerdir.

Hilâl-i Ahdar Cemiyeti Katib-i Umumisi

Fahrettin Bey’in değişik belediyelerden gelen

resmî verilere göre hazırladığı alttaki tablo

ise Kanun’un ülke asayişi üzerindeki etkisini

göstermesi açısından oldukça önemlidir:

Hilâl-i Ahdar Cemiyeti Katib-i Umumisi

Fahrettin Bey, Ekim 1924’te Cemiyet’in

5. Kongresi’nde İstanbul’da içkiden

kaynaklanan suçları Kanun’dan önce ve

sonra olmak üzere kıyaslamıştır. Ona

göre Kanun’un tatbike başlandığı ilk üç

ayda İstanbul'da içkiden kaynaklanan suç

miktarı 21’dir. Kanunun değiştirilmesinden

sonra 1924’ün Temmuz, Ağustos ve Eylül

aylarında 131’e yükselmiştir. İki sayı

karşılaştırıldığında %523 artış olduğu

anlaşılmaktadır.(2)

Hilal-İ Ahdar Arşivinden

*

HİLAL-İ AHDAR GAZETESİ

NEDEN ÇIKARILDI?

Hilal-i Ahdar Gazetesi'nin yayın hayatına başlamasına 1924 yılı Aralık ayında yapılanbir toplantıda

karar verilir. Toplantının eylemplanları arasında gazetenin çıkışı da vardır.

İlk sayısı 2 Şubat 1925 tarihinde yayınlananHilal-i Ahdar, 15günlük olarak başladığı yayın hayatına

13 Temmuz 1925’ten itibaren aylık olarak devameder.