Background Image
Previous Page  27 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 27 / 84 Next Page
Page Background

ölümüne neden olan ve en fazla

ölüme yol açan hastalıkların

başında gelmekteydi. 1990’lı

yıllarda batı yarımkürede

başlanan kızamık

enfeksiyonuna karşı yürütülen

eliminasyon çalışmaları sonucu,

kızamık hastalığının görülmesi

Amerika kıtasında %75,

Avrupa’da ise %59 azaldı. Dünya

Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine

göre bugün kızamığa bağlı

ölümlerin %84’ü

Afrika ve Güneydoğu Asya

bölgelerinde gerçekleşiyor. Aşı

redlerinin arttığı ve aşılama

hızının düştüğü Avrupa

ülkelerinde ise, bugün itibarıyla

5 aylık dönemde on binleri

aşkın kızamık vakası ve 30’u

aşkın ölüm meydana geldi. Bu

bağlamda Çocuk Sağlığı ve

Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr.

Nalan Karabayır’dan çocuklarda

aşı karşıtlığı ve çocuk sağlığında

yaşanan ikilikler üzerine

değerlendirmelerini aldık, aşı

karşıtlığının olası sakıncalarını

ve gelecekte ortaya çıkaracağı

olumsuz tabloları konuştuk.

Prof. Dr. Nalan Karabayır,

günümüzde bulaşıcı hastalıkların

görülmemesinin nedenini

uygulanan ulusal bağışıklama

programıyla ilişkilendiriyor. Prof.

Dr. Karabayır, ulusal bağışıklama

programının tüm çocuklara

uygulanmamasının, görülmeyen

hastalıkların geri gelmesine,

çocukların bu hastalıklar

nedeniyle kaybedilmesi ya da

sakat kalmasına neden olacağı

uyarısında bulunuyor. Aşıların

bağışıklık sistemini uyararak

vücutta o mikroba karşı

özel savunma maddelerinin

üretilmesini sağladığını aktaran

Prof. Dr. Nalan Karabayır, vücut

mikrop ile karşılaştığında ortaya

çıkan koruyucu maddelerin

hastalığın gelişmesini önlediğini

söylüyor. Aşılama sayesinde

çocuklarda bulaşıcı hastalıklar

nedeniyle ölüm ya da sakat

kalma riskinin ortadan kalktığını

anlatan Prof. Dr. Karabayır, aşı

uygulamaları ile yalnız aşı yapılan

çocuğun değil, toplumun da

hastalıklardan korunmasının

sağlandığını vurguluyor.

“DÜZENLİ AŞILANMA

BULAŞICI HASTALIKLARI

TAMAMEN YOK EDEBİLİR”

Prof. Dr. Nalan Karabayır,

çocuk felci, difteri ve tetanos

gibi ölümlere yol açan bulaşıcı

hastalıkların günümüzde

neredeyse hiç görülmediğini

hatırlatırken düzenli ve toplumun

çoğunluğunun aşılanması ile

bulaşıcı hastalıkların yeryüzünden

silinmesinin mümkün olduğunu

dile getiriyor. Çiçek hastalığı

örneğini veren Prof. Dr. Karabayır

şunları kaydediyor:

“1977 yılından beri görülmeyen

çiçek hastalığı bu duruma en

güzel örnektir. Aşıya karşı

olan ebeveynler bir kez daha

düşünerek hareket etmeli. Aşı

uygulamaları ile yalnız aşı yapılan

çocuğun değil, toplumun da

bu hastalıklardan korunması

sağlanıyor. Yaklaşık 20-25 yıl önce

kızamık nedeniyle her yıl binlerce

çocuğumuzu kaybederken,

günümüzde kızamık hastalığı

sıklığının çok azaldığını

görüyoruz.”

Prof. Dr. Karabayır, ulusal bağışıklama

programının tüm çocuklara uygulanmamasının,

görülmeyen hastalıkların geri gelmesine,

çocukların bu hastalıklar nedeniyle kaybedilmesi

ya da sakat kalmasına neden olacağı uyarısında bulunuyor.

Prof. Dr. Nalan Karabayır

“Aşıların içerdiği

alüminyum miktarı

çok düşüktür. Tüm

çocukluk çağı

aşılarıyla

alınabilecek

alüminyum miktarı

0.5-0.8 mg. iken,

içilen sulardan ve

yiyeceklerden günde

en az 10 mg.

alüminyum alınıyor.”

NİSAN 2020 27