KÜLTÜR
RÖPORTAJ
Bu kadar derin bir hikâye içerisinde yer almak size neler
hissettirdi?
Cansel Elçin:
Bu film zorlu bir dönemin aile draması as-
lında. Bir baba haksız yere hapse giriyor ki o dönem za-
ten önüne geleni içeriye attıkları bir dönemdi. Ve geriye
zorluklarla baş etmeye çalışan bir aile kalıyor. Dört ana
karakterimiz var; ben İsmail'i, Sera Nimet’i, Haluk Piyes
Ahmet’i ve Naz Elmas da Nesrin’i canlandırıyor. Ba-
banın hapse girmesi tüm ailenin hikâyesi olu-
yor. Aslında bu bir jenerasyonun, bir neslin
hikâyesi…
Sera Tokdemir:
Gerçek bir hikâye var
bu filmde. Biz de ruhumuzla, bedeni-
mizle, aklımızla, kalbimizle hikâyenin
içine girerek, bu hikâyeyi yaşayarak
rolümüzün hakkını vermeye çalıştık.
Kadın olmak zordur; savaşta, ihtilal-
de hem anne hem baba olmak daha
da zordur... Canlandırdığınız karakte-
rin eşi hapishanede ve babasına tekrar
itibarını kazandırmaya çalışan bir oğlu var.
Oğlunun babası gibi mücadeleci olması, sade-
ce davaya odaklanması anneyi nasıl hissettiriyor?
Sera Tokdemir:
Düşünce özgürlüğünden dolayı İsmail
cezaevine girdikten sonra Nimet de çocuklarıyla birlikte
inançlarından vazgeçmeden bir hayat mücadelesine
giriyor. Fakat her şartta, her durumda kocasına olan
sevgisinden ötürü, birlikte inandıkları hiçbir şeyden taviz
vermeden çocuklarını büyütmeye çalışıyor. Ahmet de
evin erkeği artık. Babasının izinden giden, mücadeleci
biri. Annesi artık onun mutlulu-
ğunu görmek istiyor ama oğlunun
amacı babasının iade-i itibarını sağ-
lamak…
Ahmet’in artık ‘her şeyi’ olan bir günlük
var filmde. Babası cezaevinde tutuyor o günlü-
ğü… Neler yazıyor günlükte?
Cansel Elçin:
Roberto Benigni’nin
Hayat Güzeldir (La
vita è bella)
diye bir filmi var. Ben karakterimi oradan
çıkarttım daha çok. Filmde Nazi döneminde bir adamın
çocuğuyla birlikte kaldığı hapishanede verdiği müca-
deleyi anlatıyor. Oradaki baskıyı görmesin diye oğluna
hapishaneyi başka türlü hayal ettirmeye çalışıyor. Kah-
ramanımın günlüğünde yazılanlar da bir nevi bu şekilde
aslında; duygusal, pozitif, samimi, sıcak ve ayakta tu-
tan…
BİR NESLİN KURTULUŞU İÇİN
MÜCADELE EDENLER VAR
Filmin hapis sahneleri tarihteki çok önemli şahsiyetlerin
kaldığı Sinop Cezaevi’nde çekildi. Rolünüz gereği gör-
düğünüz işkenceler, hapishane duvarları sizi o geçmiş
yıllara götürdü mü?
Cansel Elçin:
Götürdü tabi. Ben oyuncuyum; çekim
esnasında yaşadığım zorlukları anlatmaktan bile utanı-
yorum. Ama o işkenceleri gerçekte yaşamış olanlar var.
Zindana atılmışlar, sevdiklerinden uzaktalar, kurtula-
mayacaklarını bile bile bir neslin kurtuluşu için mücadele
ediyorlar dört duvar arasında. Sahnelerim Sabahattin
Ali’nin yattığı koğuşta çekildi. Onun tüm kitaplarını oku-
muşumdur, hayranıyımdır. Ama bakıyorsunuz bir kitap
yüzünden hayatları zindan oluyor.
Ben
oyuncuyum, çekim
esnasında yaşadığım
zorlukları anlatmaktan bile
utanıyorum. Ama o işkenceleri
gerçekte yaşamış olanlar var.
Zindana atılmışlar, sevdiklerinden
uzaktalar, bir neslin kurtuluşu
için mücadele
ediyorlar.
yesilay.org.tr
50
YEŞiLAY
•
NİSAN 2015