![Show Menu](styles/mobile-menu.png)
![Page Background](./../common/page-substrates/page0023.jpg)
Bir diğer mesele, ‘kapatıp ne yapacağız’ denmesidir. Cep te-
lefonunu ve bilgisayarı kapattıktan sonra eğlenebileceği ya
da vaktini geçirebileceği alternatif imkanlar sunmazlarsa
yine problem var. Bu uygulamanın kalıcı olabilmesi için anne
babanın bu noktalara dikkat etmesi lazım. İkinci mesele içe-
rik meselesidir. Yani çocuğun seyrettiği süre kadar içeriğin
ne olduğu da önemli. Maalesef anne babalar içerik kontro-
lünü çok fazla yapmıyorlar. Bilgisayarı, telefonun eline veri-
yor, ne yaparsa yapsın diyorlar. Ya da kendi seyrettiklerini
çocuğa da seyrettiriyorlar. Mesela çok bildiğimiz bir dizi, ba-
kıyorsunuz 3 yaşındaki çocuk da seyrediyor. Halbuki içerik
ona hiç uygun değil. Yani kadın erkek ilişkilerindeki o sıcaklı-
ğı, romantizmi 3 yaşındaki çocuğun bilmemesi lazım. Çünkü
onun da bir ritmi var. Olgunlaşmanın, hayattaki gerçeklerin
farkına varmanın süreleri var. Bu sefer erken ergenlikler, er-
ken uyarılmalar söz konusu oluyor. Çocuklar çocukluklarını
yaşayamadan yetişkinlerin dünyasına giriyorlar. Günümüz-
de ergenliğin bu kadar uzamasının en büyük sebeplerinden
birisi de bu. Ergenlik dönemi 12-13 yaşında başlar, 18 yaşında
biterdi. Ama bugün gelişim psikolojisi 9 yaşında başlıyor, 30
yaşına kadar sürebilir deniyor. Baktığınızda 20-25 yaşların-
da insanların ilişkilerini devam ettirme kapasiteleri düşük. Bir
işte devam edebilme, sebat edebilme, sorumluluk alabilme
kapasitesi düşük. Çünkü gelişim ritmik bir şekilde hakkı ve-
rilerek yaşanmamış. Bebekken bebek olmamış, çocukken
çocuk olmamış, ergenken ergen olmamış. Bundan dolayı ye-
tişkinken de yetişkin olmuyor.
İNSAN İLİŞKİLERİNİ OLUMSUZ ETKİLİYOR
Aile ‘ekran bağımlısı’ bir çocuk yetiştirdiğinin farkına vardı-
ğında geri dönüşü var mıdır?
İnsan nefes alıp verdiği müddetçe şartlar değişebilir. Ama te-
melde bir şey oturmamışsa düzeltmek, yeniden yapmaktan
daha zordur. Zaman ve emek ister. Bu konuda çalışan uzman
sayısı az. Tedavi etmesi imkansız değil ama zor. Fakat baş-
tan itibaren kontrollü bir şekilde sağlıklı bir kullanım içerisin-
de çocuklara teknoloji ile ilişki kurması öğretilirse o zaman
hiç problem olmadan, teknolojiden faydalanarak hayatlarını
zenginleştirerek ve kolaylaştırarak kullanmaları mümkün. Şu
anda hayatı fakirleştiren bir kullanım söz konusu.
Teknoloji kullandığı için ilişki kurmayı beceremeyen, duy-
gu kontrolü sağlayamayan gençler söz konusu. Yaratıcı
düşünce gelişmiyor. Çünkü yaratıcı düşünce sıkıntı za-
manlarında, boşluk zamanlarda ortaya çıkar. Ama sürekli
bir içerik var. Çocuk hiç düşünmüyor. Niye sıkılsın ki. Niye
yaratıcı düşüncesini ortaya koymak istesin ki. Kullanmı-
yor. Kullanamadığı zaman da gelişmiyor.
Bir de devamlı birileri bana bir şey sunsun beklentisi olu-
şuyor. Öfkelendim mi biri beni sakinleştirsin! Canım sıkıl-
dı, buna bir çözüm bulun! Bir dönem sonra bunlar devamlı
idare edilmesi gereken, alttan alınması gereken insanlara
dönüşüyor. Halbuki insan ilişkileri vermeden almayı kabul
etmiyor. Dolayısıyla teknoloji insanı yalnızlaştırır, ilişkileri
derinleştirmez.
yesilay.org.tr
23
YEŞiLAY
•
OCAK 2016