

26 HAZİRAN DÜNYA UYUŞTURUCU KULLANIMI VE KAÇAKÇILIĞIYLA MÜCADELE GÜNÜ ÖZEL GAZETESİ
4
Çocukların sosyal dünyaya ilk
adımı arkadaşlıkla başlıyor
AKRAN BASKISININ
ÇARPICI SONUÇLARI
Arkadaş ilişkisi geliştirme, kurabilme ve sınırlandırabilme… Çocuklar sosyal
hayata ilk adım attıkları bu süreçte becerilerini geliştirirken ebeveynlere de
önemli görevler düşüyor.
Yaşamımızı sürdürmek ve gelişmek için her za-
man başka insanlara ihtiyaç duyarız. Bunun için
arkadaşlık ilişkileri çocukluğumuzdan itibaren
yaşamımızda büyük önem taşır. Arkadaş edin-
mesi, çocuğunuzun sadece sosyal bakımdan de-
ğil, aidiyet duygusu, değer ve kabul görme hissi
kazanma ve özgüveninin gelişimine de yardım
eder. Arkadaş, çocuğunuzun birlikte vakit geçi-
receği bir kişi olmasının yanı sıra ona hayatı için
bilgi ve deneyim kazanma imkânı verir.
Uzmanlar, okul yıllarının çocukların sağlıklı
arkadaşlıklar kurabilmeleri açısından önemli
dönemler olduğuna işaret ederek, bu dönemde
kazanacakları sosyal becerilerin, arkadaşlık iliş-
kilerini de doğru orantılı olarak etkilediğini belir-
tiyor. Çocuklar ortaklaşa oyun kurabilme, paylaş-
ma, kendi isteklerini kontrol edebilme, sırasını
bekleyebilme gibi sosyal becerileri bu dönemde
kazanıyor.
Doğru arkadaş seçimi önemli!
Arkadaşlık kurma sürecinde, doğru arkadaş se-
çimleri de çocuğun gelişiminde önemli bir yer
tutuyor. Çocuklar, kurdukları ilişkiler sayesinde
kendilerini ve diğerlerini tanıma fırsatı yakalıyor.
Liderlik, sorumluluk, grup çalışması gibi yete-
nekler arkadaşlar sayesinde kazanılıyor.
Uzmanlar, her yaşta kurulan arkadaşlık ilişkile-
rinin farklı niteliklere sahip olduğuna, her dö-
nemin kişilik üzerinde farklı etkiler yarattığına
dikkat çekiyor. Çocuğun içinde yer aldığı arka-
daş ortamındaki ya da sınıftaki kurallar, bireysel
özelliklerinin de şekillenmesine neden oluyor.
Sosyal becerileri güçlü veya saldırgan kişilik ya-
pısı, çocuğun akranlarıyla ilişkilerini de olumlu
ya da olumsuz yönde şekillendiriyor. Uzmanlar
ailelerin özellikle ergenlik döneminde akran
ilişkileri konusunda dikkatli olmaları gerektiği-
ni vurguluyor. Yaşıtları tarafından kabul görme-
mek, grubun bir parçası olmamak, alay edilmek,
zararlı madde kullandırmaya yönlendirmek ço-
cuk üzerinde akran baskı oluşturabiliyor. Özel-
likle bu dönemlerde ebeveynler çocuklarını göz-
lemleyerek, onları dinleyerek ve olumlu yönlerini
onlara göstererek arkadaşlık ilişkilerinde destek
olmalarını öneriyor.
Yeşilay’ın
madde bağımlılığı
eğitimleri tüm
Türkiye’de
Yeşilay’ın, Bakanlıklar ve yerel
yönetimlerle el ele vererek
bağımlılıkları önleme alanında
yürüttüğü proje kapsamında,
uyuşturucu madde bağımlılığı
konusunda gençler ve aileler
bilinçlendiriliyor.
Okullarda ve ulusal düzeyde bağımlılıklar hakkın-
da bilinç oluşturulması amacıyla Milli Eğitim Ba-
kanlığı ve Yeşilay arasında imzalanan protokolle
dev bir eğitim hareketi başladı; Türkiye Bağımlı-
lıkla Mücadele Eğitim Programı (TBM). Alanında
uzman isimler tarafından tütün, alkol, uyuşturu-
cu madde, teknoloji bağımlılığı ve sağlıklı yaşam
alanlarında yaş gruplarına uygun içeriklerin geliş-
tirilmesi ve bunların okullarda yaygınlaşmasıyla
başlayan süreçte 28 bin rehber öğretmen yetişti-
rildi. Başta milyonlarca öğrenci olmak üzere tüm
halk bilgilendirilmeye başlandı. Bu kapsamda
genç ve yetişkinler kendi yaşlarına uygun şekilde
tehlikeli ve tedavisi güç bir bağımlılık türü olan
uyuşturucu bağımlılığına karşı bilinç sahibi ola-
cak, aileler de çocuklarını koruma ve onlara doğru
bilgiyi ulaştırabilme kabiliyetine sahip olacak.
• Erkekler, kızlara göre akran baskısını daha
yoğun yaşıyor.
• Otoriter anne-baba tutumunamaruz kalan
ergenler, akran baskısına daha duyarlı.
• Öğrencilerin, akran baskısı arttıkça okul
başarıları da düşüyor.
• Ergenler, arkadaşlarının kendileriyle alay
etmesinden ve bundan dolayı utanç duygu
yaşamaktan korkuyor.
• Akran baskısı altındaki çocuklar, yüksek
seviyede depresyon yaşıyor. Aile ilişkilerini
yürütmekte zorlanıyor
• Ergenler, sıklıkla akranları tarafından
sevilmediklerini düşünüyorlar ve genel
olarak kendilerini endişeli hissediyorlar.
• Çocuğun üzerindeki akran baskısı kontrol
altına alındığında, benlik saygısında artış
oluyor.
• Çocuklar, akran baskısıyla istemeyerek
arkadaşlarının olumsuz bazı davranışlarına
uymak zorunda kalabiliyor. Bu durum,
çocukların gelecekteki davranışlarını
olumsuz etkiliyor.
• Ergenler, heyecan aramayameyilli oluyor. Bu
duygu, onları risk almaya itiyor.
• Alkol ya damadde kullanan, yaşça büyük
ve üst sosyo-ekonomik düzeydeki okullarda
okuyan gençler daha çok akran baskısı
yaşıyor. Ergenler, üzerlerindeki akran baskısı
arttıkça, davranışlarını kendi kararlarıyla
değil, çevrenin yönlendirmesi ile almaya
başlıyorlar.