Background Image
Previous Page  28 / 52 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 28 / 52 Next Page
Page Background

Can ve arkadaşları yaz başında mahalleler

arası futbol maçları düzenlemişlerdi. Son

maçta hangi mahallenin kupayı alacağı belli

olacaktı. Gül Nine onlar için eski bir pirinç

sürahiden harika bir kupa tasarlamıştı. Tabii

kupayı vermek de onun hakkıydı.

Ertesi gün Can ve Gül Nine maçın yapılacağı

sahaya birlikte gittiler. Çok çekişmeli ve

heyecanlı bir maç oldu. Maçın kazanını ise Can

ve arkadaşları değil, diğer takımdı. Moralleri

çok bozulmuştu, kazanmayı çok istiyorlardı.

Gül Nine, tebrik ederek kupayı kazanan takıma

verdi.

Derken kazanan takımdan birkaç kişi,

kaybedenlere sözle sataştı. Can’ın takımına

üzüntünün üzerine kızgınlık eklenmişti. Gül

Nine çocuklara göz kırparak gülümsedi.

Eliyle ‘’sakin olun’’ der gibi işaret yaptı.

Onların duyacağı bir sesle “Haydi gidelim!

Sizin için esaslı bir hikâyem var” dedi. Birlikte

Gül Nine’nin bahçesine gittiler. Limonata ve

keklerin tadına öykü tadı eklendi:

Kükremeyen Aslan

Ormanların birinde hiç kükremeyen bir

aslan yaşarmış. Çünkü babası Aslan

Kocayürek, ona tüm meseleleri akıl

yoluyla ve sakin bir tavırla çözmesini

tavsiye etmiş. O da babasının

tavsiyesine uymuş. Öyle ki kükremeye

kükremeye kendisi nasıl kükrendiğini

unutmuş, arkadaşları da onun

kükremesini...

Tüm hayvanlar onu çok sever ve

sözünü dinlerlermiş. Birisi hariç;

yaramaz ve yerinde duramayan Tilki...

Ah bu Tilki, türlü türlü sorunlara yol

açıyor, ormandaki herkesi rahatsız

ediyormuş.

Günün birinde öyle kötü bir şey

yapmış ki, bizim Aslan artık daha

fazla dayanamamış. Kendisi bile

nasıl olduğunu bilmeden güçlü bir

şekilde kükremiş. Öyle ki sesi tüm

ormanda hatta civardaki ova ve

vadilerde yankılanmış. Tilki korkudan

HERKES

BİR KUPA

KAZANABİLİR!

26

Mavi Kırlangıç - Eylül