

Can, canına tak
ettiğinde...
Bu hikaye Can’ın
kulağına küpe oldu.
Birçok durumda
kendisine hakim
olmaya, sakinleşip,
mantıklı davranmaya
gayret ediyordu.
Örneğin;
Arkadaşlarından
biri hiç
hoşlanmadığı
bir şakayı
tekrar tekrar
yaptığında,
Kendisi
dağıtmadığı
halde salondaki
oyuncakları
toplamak
zorunda
kaldığında,
Haksızlığa uğradığını
ya da başkalarına
haksızlık edildiğini
düşündüğü bazı
durumlarda...
Kardeşi en
sevdiği kalemini
kırdığında,
Siz, bu
listeye
neler
eklersiniz?
tir tir titremiş ve bir daha hiç kötülük
etmeyeceğine dair yeminler ederek kaçıp
gitmiş. Korkan sadece tilki değilmiş. Tüm
hayvanlar öyle kormuşlar ki bir daha
Aslan’ın yanına uğramaya çekinir olmuşlar.
O günden sonra yalnız kalan Aslan,
durumun farkına varmış. Arkadaşlarını
davet edip onlardan özür dilemiş. Bir anlık
öfke sonucu öyle davrandığını, aslında
değişmediğini ve ona güvenebileceklerini
söylemiş. Birlikte eski mutlu günlerine
dönmüşler.
Çocuklar, gözlerini
bile kırpmadan
hikâyeyi dinlediler.
Gül Nine, boşalan
limonata bardaklarını doldururken;
“Ne dersiniz? Bir Aslan, Kupa’yı hak etmiş
mi sizce? Bence hak etmiş. Çünkü kendisini
kontrol etmeyi başarmış. Çevresindekilerle
anlaşmanın en güzel yolunun akıllıca
düşünmek ve sakin hareket etmek olduğunu
anlamış. Unutmayın çocuklar! Asıl güçlü olan,
kendisini tanıyıp kontrol edebilendir” dedi.
27
Mavi Kırlangıç - Eylül