

DÜNYADAKİ TÜM
ÇOCUKLAR GÜLSÜN DİYE
Cuma akşamıydı. Can, okul çıkışı doğruca
ninesine gitti. Akşam ailecek birlikte yemek
yiyeceklerdi. Gül Nine mutfaktaki hazırlıklarını
tamamlıyordu. Can’ın gözü salondaki sehpanın
üzerinde duran resimli büyük boy bir kitaba
takıldı. Kitap renkli ve renksiz fotoğraflardan
oluşan bir albüm gibiydi. İçerisinde çok az yazı
vardı. Dünyanın çeşitli yerlerinden çocukların
fotoğrafları sayfaları kaplıyordu. Fotoğraflara
baktıkça Can, kendisini dünya üzerinde seyahat
ediyormuş gibi hissetti.
Çocukların gözleri uzun cümlelerin
anlatabileceğinden çok şey ifade ediyordu.
Bakışları kendi hikâyelerini özetliyordu. Kitap
sayfalarını çevirdikçe farklı manzaralarla
karşılaştı. Can’ın kafası da duyguları da
karışmıştı. Dünya üzerinde ne çok ülke ne kadar
çeşitli yaşama biçimi vardı. Tıpkı coğrafya
şekillerinin ülkelere özgü olduğu gibi insanlar da
yaşadıkları topraklara özgüydü. Bu fotoğrafların
tek ortak noktası ise çocukların gözlerindeki
umut dolu bakışlardı. Anlaşılan dünyanın
neresinde olursa olsun tüm çocuklar çok güzel
gülüyorlardı.
Kitabın sonlarına doğru Can’ın hislerini koyu
bulut kapladı adeta. Çünkü bu bölümde
gıda ve su kıtlığının yaşandığı bölgelerden
çocukların resimleri vardı. Elindeki bir parça
ekmeği diğer çocuklarla paylaşarak yiyen
çocuk, Can’ı çok etkiledi. Yüzleri toza toprağa
bulanmış çocuklar, birbirlerine yaslanarak neşe
bulmaya çabalıyorlardı. Azıcık lokmayı paylaşarak
çoğaltıyorlardı. Çocuk olmak, her şeye rağmen
hayata güzel ve umutlu bakmak demekti.
Gül Nine, salona girdiğinde Can düşüncelere dalıp
gitmiş gibiydi. Gül Nine, şefkatle Can’ın başını
okşadı. Can, irkilerek kendine geldi. Gül Nine,
torununun sevgi dolu kalbinin hüzne kapıldığını
anlamıştı.
“Ama bazı çocuklar çok zor koşullarda
yaşıyormuş.” dedi Can.
“Bunu hangi kelimeyle izah edebilirim,
bilemiyorum. Keşke yeryüzünde her çocuk kolayca
gıdaya suya ulaşsa, barış içinde yaşasa. En güzel
eğitimi alabilse…” diye karşılık verdi Gül Nine.
Can, “Peki, neden böyle?” diye sordu.
“Dünyamızdaki tüm farklılıklar çok doğal. Asıl
sorun ‘paylaşmayı öğrenmek’ ve ‘kendimiz için
istediğimizi başkaları için de istemek.’ ‘Her şeyin
en güzeli bizim olsun!’ diye bencilce düşünmek,
haksızlıklara neden oluyor maalesef.”
“Hiç haksızlık olmasın nineciğim.”
“Olmasın tabi. Gel, biz de seninle haksızlıklar
olmasın diye çaba gösterelim.” dedi Gül Nine.
“Nasıl yani? Elimizden ne gelir ki?”
10
Mavi Kırlangıç - Kasım