

BENİM NİNEM
“IŞILDIYOR”
YAZAN: GÜL NİNE’NİN TORUNU CAN
Gül Ninem, çok özel bir nine. Tabi benim
ninem olduğundan benim için çok daha özel.
Ninemi özel kılan öyle çok özelliği var ki! Sürekli
sürprizlerle dolu. Bazen onu takip etmekte dahi
zorlanıyorum doğrusu.
Beni en çok şaşırtan yönü ise meşgul olacak
bir sürü iş bulması. Sorsalar “emekli öğretmen”
dersin. Bence çalıştığı dönemden daha
meşgul. Gün geçmiyor ki evde farklı malzemeler
görmeyeyim.
En ilginci ise kutu kutu çiviler ve ince tellerdi.
Bunlarla ninem ne yapacak diye epeyce
düşünmüş ama bulamamıştım. Sorduğumda
ise “filografi” diye ilginç bir yanıt verdi. Bir
panonun üzerine bu çiviler ve tellerle öyle güzel
bir “semazen” figürü yaptı ki! Hayran kaldım.
Filografi bilmecesini de böylece çözmüş oldum.
Ninemin kitap okuduğunu biliyordum. Ara sıra
da okuduğu kitaplara göz gezdiririm. Bazıları
ilgimi çeker. Ben de okurum. Geçen hafta ne
okuyor diye merak ettim. Kitabı açtım. Ama
okuyamadım. Farklı bir alfabe ile yazılmıştı.
Meğer Gül Ninem “Osmanlıca”sını geliştirmeye
karar vermiş.
Bu arada Gül Ninem sadece öğrenmeye
devam etmiyor. Öğretmeye de devam ediyor.
Mahallemizde okuma yazması olmayan birkaç
teyze varmış. Tanışır tanışmaz onlara ders
vermeye başladı. Sanırım öğretmenlik hiç
emekliliği olmayan bir meslek. Ben ninemin
yaşında bu kadar faal olabilir miyim? Hayal bile
edemiyorum.
Dün akşam yemekte “ebru” sanatının ilgisini
çektiğini söyledi. En kısa zamanda bir ebru
teknesi alacakmış. Katılabileceği kursları
araştırıyormuş. Artık daha fazla dayanamadım.
“Nineciğim, sen hiç gerçekten emekli olmayacak
mısın? Sürekli bir kurstan diğerine koşuyorsun.
Yorulacaksın diye endişe ediyorum artık.”
deyiverdim.
“Can’ım, hayatın kendisinden emekli olunmaz
ki. Ben öğrendikçe mutlu oluyorum. Yaşantım
renkleniyor. Kendimi üretken, faydalı hissetmek
yaşama sevincimi arttırıyor. Hem bu sayede
zihnim de ışıldıyor. Bu atasözünü işitmiş
olmalısın: İşleyen demir, ışıldar...”
Gün Ninem, yine tatlı bir gülümsemesiyle sözün
güzelini söylemiş oldu.
12
Mavi Kırlangıç - Mart