Background Image
Previous Page  28 / 52 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 28 / 52 Next Page
Page Background

Gül Nine, tabletini kullanmayı bir hayli

öğrenmişti. Hiç beklenmedik anlarda

tabletini çantasından çıkarıp, fotoğraf

çekiyordu. Can, bu duruma içten içe

seviniyor gibiydi. Ne güzel işte! Ninesi de

tablet kullanmaya alıştığına göre, o da

dilediği kadar tablette vakit geçirebilirdi.

Yüklediği yeni oyunları oynamak için çok

heyecanlıydı. Odasına kapanıp saatlerce

çıkmadı. Hiç kimse karışmıyordu ona. Bu

durumda bir tuhaflık vardı sanki. Ama Can

henüz çözememişti.

Pazar günü Can, ninesine gitti. Kafası

oyunlarla o denli meşguldü ki, kahvaltıda

doğru dürüst sohbet bile etmediler. Can,

tabletini alıp en sevdiği oyuna adeta

gömüldü. Arada sırada heyecanla yüksek

sesle bağırıyordu:

“Oley! Kazandım!”

“Yaşasın zengin oldum! On milyon üç yüz

seksen bin yedi yüz otuz altı tane altınım

var!”

“Kimse geçemez beni!”

“Ha! Ha! Ha! En yüksek puanı aldım yine.

Birinci benim.”

“Altınlarım var altınlarım, var mı beni

geçebilecek biri?”

“Evet var!” dedi Gül Nine daha fazla

dayanamayarak. “Senden daha varlıklıyım.

Hem de öyle sanal değil! Gerçek

hazinelerim var benim.”

Can, şaşırıp kaldı. Ninesinden böyle bir

cevap beklemiyordu hiç. Ne demekti şimdi

bu? Demek ninesinin “hazineleri” vardı.

Tableti elinden bıraktı. Merakla fırladı

koltuktan.

“Ne? Nerede? Nasıl yani? Nineciğim. Sen

gizli bir harita mı buldun?”

“Yoksa Paşa Dedenden miras mı kaldı?

“Peki, bugüne kadar nasıl sakladın

hazinelerini?”

Gül Nine, kahkahalara boğuldu:

“Aaa benim Tekno-Torunum! Çok mu

merak ettin benim hazinelerimi?”

“Tabii ki Nineciğim! Nasıl merak etmem?”

“Pekala öyleyse, merakını gidereyim”

diyerek cebinden iki tane anahtar çıkardı.

Salonun köşesindeki oyma süslemelerle

bezeli ceviz sandığa yöneldi. Can’ın kalbi

giderek hızlı atmaya başlamıştı. Gül Nine

anahtarları tek tek yerine takıp sandığı

açtı. İçerisinden beş, altı tane albüm

çıkardı. Ortadaki geniş sehpanın üzerine

koydu.

“Gel bakalım Can, hazinelerin kapağını sen

aç!”

Can’ın gözleri faltaşı gibi açılmıştı.

Albümlere baktı. Üzerlerindeki yazıları

okudu: “Ailem, Dostlarım, Torunlarım,

Karadeniz Gezisi, Umre Seyahati...”

SAKLI HAZİNE

26

Mavi Kırlangıç - Mayıs