Background Image
Previous Page  29 / 52 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 29 / 52 Next Page
Page Background

Raya Hanım yerinde duramıyordu.

Gözlerindeki yaşları gizlemeye çalışıyor

gibiydi. Can, neler olduğunu sormamak

için zor tutuyordu kendisini. Derken

mavi kıyafetleriyle Moldova grubuna

geldi sıra. Grubun içerisinden esmer,

uzun boylu, saçları sıkı topuz şeklinde

toplanmış, on üç yaşlarında bir kız

çocuğu onlara doğru koşmaya başladı.

Can, çok şaşkındı. Bu kızı hayatında ilk

kez gördüğüne o kadar emindi ki.

Aynı anda Raya Hanım da ok gibi

fırladı. Mavili kızla birbirlerine

doğru koşuyorlardı. Nihayet

buluşabildiklerinde gözyaşları

içerisinde sarıldılar. Can, daha evvel

hiç böyle bir kucaklaşma görmemişti.

Artık neler olduğunu anladı. Hiç

kimseye sormasına gerek kalmamıştı.

Ancak birbirlerine özlem duyan bir

anne ve yavrusu böyle sarılabilirlerdi

birbirlerine.

Gözyaşları yanaklardan süzülüyordu.

Gül Nine, Can, annesi, babası... Hüzünle

karışık sevinç gözyaşlarıydı bunlar.

Bayram, mutlu olmuştu.

Gül Nine, Raya Hanım’ın kızı Elena’nın

23 Nisan Bayram Kutlamaları nedeniyle

Lüleburgaz’a davet edildiğini

duymuştu. Anne ve kızının görüşmesini

sağlamak için bu seyahati planlamıştı.

Kavuşmanın ardından Elena ve onu

misafir eden aileyle birlikte Edirne’ye

gittiler. Yemekler yenildi, sohbetler

edildi. “Gerçek bayram neşesi bu olmalı”

diye geçirdi Can içinden. Raya Hanım

çok iyi Türkçe konuşabiliyordu, o bir

Gagavuz Türküydü. Kızı ise sadece

Moldovaca biliyordu.

Çünkü babası Moldovandı. Can,

Gagavuz Türkleriyle aynı etnik

kökenden geldiğimizi; farklı dinlere

mensup olduğumuzu öğrendi.

Ulusal Çocuk Bayramı, Türk milletinin

farklı etnik kökenlerden çeşitli dinlere

mensup tüm çocuklara hediye ettiği tek

çocuk bayramı değil miydi?

Gül Nine, Can’a ve ailesine; Raya Hanım

ve kızına daha güzel bir bayram

hediyesi veremezdi.

Can, insanların gönüllerini

sevindirmenin ne kadar büyük bir

mutluluk olduğunun tadına varmıştı.

İşte bu, en güzel bayramdı.

27