Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  35 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 35 / 84 Next Page
Page Background

AĞUSTOS 2017 35

Ebru sanatıyla meşgul

olmanın sosyal hayatımıza

ve kendi iç dünyamıza ne

gibi olumlu yansımaları

olur, talebelerinizde neler

gözlemliyorsunuz?

Yüzlerce öğrenci ile aynı tekne

başında bulunmak elbette

birçok gözlem yapma fırsatı da

tanıyor. Bu gözlemlerimden ve

kendi deneyimlerimden yola

çıkarak Ebru’nun birçok faydası

olduğunu söyleyebilirim. Her

şeyden önce Ebru yapan kişi

iletişim kurmayı öğreniyor,

iletişim yollarını genişletiyor.

Çünkü Ebru tek kişinin

yaptığı bir sanat olsa da çoğu

kez aynı tekneyi birden çok

kişi paylaşıyor. Bu paylaşım,

kişilerin iletişimini ve

duygudaşlık (empati) yeteneğini

güçlendiriyor. Kendini ifade

yönünden de kişiye kolaylık

sağlıyor. Ortaya kendini ifade

eden çalışmalar koyabilen

kişilerin, kendine olan güvenleri

de artıyor.

Ebru’daki bir diğer önemli

nokta da son dakikaya kadar ne

çıkacağını bilmiyor ve kontrol

edilemiyor olması. Kullanılan

içinden süzülüp gelen, zaman

geçtikçe farklı kültürlerle daha

da güzelleşen ve sırrına vakıf

olmak şöyle dursun bizim

için gizemini hâlâ koruyan

Ebru sanatı, Hikmet Hoca’nın

da dediği gibi “bir sonsuzluk

armonisi”. Çocuklar için de

“zengin bir içsel yolculuğun”

en özel araçlarından biri

olan Ebru’yla yolunuz bir kez

kesiştiğinde bambaşka bir

dünyanın kapıları da açılmış

oluyor. Orada bizi nelerin

beklediğini Hikmet Barutçugil’e

sorduk…

Teknolojinin gelişmesine ve

neredeyse tüm hayatımızı

ele geçirmesine karşın

geleneksel sanatlara yönelim

eskiye nazaran giderek

artıyor. En büyük ilgiyi de

kuşkusuz ki Ebru sanatı

çekiyor. Bu durumu nasıl

yorumluyorsunuz?

Kültür ve sanatta ‘Globalist’

(küresel) düşünme, insanları

biraz sıkmaya, usandırmaya

başladı. Dünyanın her

yerinde aynı veya çok benzer

şeyleri görmek artık kimseyi

heyecanlandırmıyor. Yerel ve

farkı kültürlere, genetiğe bağlı

olarak gelişen geleneğe, kökleri

sağlam kadim düşüncelere

hasret kalanlar eskilere

yönelerek onların yaşatılmasını

ve güncellenmesini aradılar.

Bu durum sadece bizde değil

tüm dünyada da hissedilen

bir olgudur. Ebru’nun nasıl

yapıldığını öğreten ilk

bilgiler 1608’de yazıldığı

bilinen küçük bir kitapçıktır.

Nerdeyse 400 yıldır hiçbir

başka kaynak bulunamamıştır.

1973 yılında gönül verdiğim

Ebru sanatının gizli kalmış

bilgilerini paylaşarak ve sanata

güncellik-yenilik katarak hayal

bile edemeyeceğim boyutlara

ulaşıldı. Bilginin paylaştıkça

bereketlendiğine inandığımdan

bugüne kadar 37 kitabım

yayınlanmıştır.

Sanat ve güzelliklerle uğraşmak,

huylarda son derece olumlu gelişmelere

neden olmaktadır. Öfke, nefret, kırgınlık

gibi birçok istenmeyen duygulardan

korunmuş hatta kurtulmuş olunur.

“Ebru sayesinde yüzde

yüz kontrol

edememenin aslında

bir dezavantaj

olmayabileceğini

öğreniyoruz. Harika

sonuçlar almak için

muhakkak tüm süreci

kontrol etmemiz

gerekmediğini, eğer

üzerimize düşeni

yaparsak geri kalanın

bizi tehdit etmektense

anlamlı bir bütün

oluşturmak için

aslında bize yardımcı

olduğunu

öğreniyoruz.”