

AĞUSTOS 2019 69
K
ültürlerin harman olduğu
Anadolu topraklarındaki
çok özel yerlerden
birindeyiz. Hani bazı yerler vardır
ilk andan itibaren tanıdık oluşu
ve sıcaklığıyla içine çeker. İşte
Sille de böyle bir gezi durağı.
Zengin bir kültürün temsilcisi,
büyük medeniyetlere sahne olmuş,
tarihi İpek Yolu’nun ticaret ve
konaklama merkezi, adı sevgi ve
hoşgörüyle özdeşleşen Mevlana’yı
bağrında taşıyan Konya’da uzun
yıllar saklı kalmış kendine özgü bir
yer Sille... Kendinizi çok eski bir
tarihte ve bambaşka bir atmosferde
hissedeceğiniz bu sakin ve huzurlu
köy, Selçuklu ilçesine 8 km.
uzaklıkta yer alıyor. Sille, Rumlar
zamanında yapılan taş evlerin
özgün mimarisi ve dokusuyla
ziyaret edenleri bugünden
uzaklaştırıp geçmişte bir yolculuğa
çıkarıyor. Bu yolculuk, Friglerden
Anadolu Selçuklu’ya,
Karamanoğlu Beyliği’nden
Osmanlı İmparatorluğu’na uzanan
zengin bir tarihin izlerini taşıyor.
Anadolu mozaiğini yansıtan küçük
bir örnek sunan Sille’de tarih
boyunca bölgede iz bırakmış tüm
kültür, medeniyet ve dinlerin etkisi
görülüyor. Bir vadinin iki yakasına
kurulmuş ve ortasından dere
geçen bu şirin köyde, ilk dikkati
çeken doğanın güzelliğiyle birleşen
tarihi silüet oluyor. Öyle ki burada
gezerken tarihin izleri her adım
başı karşınıza çıkıyor.
Kuşkusuz ki Konya gezisinin
en hoş sürprizlerinin başında
da Sille Köyü geliyor. Buraya
gelene dek burada böyle bir tarih
olacağı aklınızdan dahi geçmiyor;
ancak şehir merkezine yalnızca
8 km. uzaklıkta olan Sille, sizi
tüm sıcaklığıyla karşılıyor ve
gezdikçe şaşırtıyor. Kendine özgü
havasıyla yaşayanlar arasındaki
bağın hissedildiği, Anadolu’ya
özgü samimiyet ve ev sahipliğinin
devam ettiği Sille’de günümüze
dek varlığını sürdüren cami, kilise,
şapel, çeşme ve hamamlar tarihi
dokunun parçalarını oluşturuyor.
Devam eden zanaat, örf, adet
ve gelenekleri, bağ ve bahçeleri,
sayıları 40’ı bulan mağaralarıyla
Sille, kendine has bir güzellik
barındırıyor.
AYA ELENAMÜZESİ
ASIRLARDIR AYAKTA
Selçuklu ilçesine bağlı Sille
Köyü’nde gezilmesi gereken
yerlerin başında Aya Elena Kilisesi
geliyor. Çeşitli restorasyonlar
geçirerek günümüze kadar ayakta
kalan kilise erken Hıristiyanlık
döneminin önemli bir merkezi
olarak kabul ediliyor. M.S.
327 yılında Bizans İmparatoru
Konstantin'in annesi Helena,
Kudüs'e giderken Konya'ya
uğramış ve burada bir mâbed
yaptırmaya karar vermiş. Kesme
Sille taşından inşa edilen Aya
Elena Kilisesi’nin avlu kısmındaki
odalar kayalara oyulmuş, kilisenin
kitabesi ise günümüze kadar
ulaşmış. Kitabe 1833 yılına
ait olup, Sultan Abdülmecit
döneminde dördüncü defa
onarımdan geçtiği biliniyor.
Osmanlı padişahı II. Mahmut’un
da onarılması talimatını verdiği
kilisenin kubbesinde çeşitli
tasvirler yer alıyor. Anadolu’daki
erken dönem kiliselerinin güzel
bir örneği olan yapının kubbesi
#JS WBEJOJO JLJ ZBLBTOB
LVSVMNVĆ WF PSUBTOEBO
EFSF HFÎFO CV ĆJSJO
LÚZEF JML EJLLBUJ ÎFLFO
EPĈBOO Hà[FMMJĈJZMF
CJSMFĆFO UBSJIJ TJMàFU
PMVZPS ½ZMF LJ CVSBEB
HF[FSLFO UBSJIJO J[MFSJ IFS
BEN CBĆ LBSĆO[B
ÎLZPS
7MPPI 6YQPEV ^EQERØRHE ]ETØPER XEĽ
IZPIVMR }^KR QMQEVMWM ZI HSOYWY]PE ^M]EVIX
IHIRPIVM FYKRHIR Y^EOPEĽXØVØT KIpQMĽXI FMV
]SPGYPYĴE pØOEVØ]SV &Y ]SPGYPYO *VMKPIVHIR
%REHSPY 7IPpYOPY¸]E /EVEQERSĴPY &I]PMĴM¸RHIR 3WQERPØ
őQTEVEXSVPYĴY¸RE Y^ERER ^IRKMR FMV XEVMLMR M^PIVMRM XEĽØ]SV
Belit ŞENOL
5BSJIJ 5BĆ ,ÚQSà