Yeşilay Dergisi-Aralık-947.Sayı-Yıkıcı Bir Afet:Alkolizm - page 34

larında biri dört büyük kulüp ve bazı öne çıkmış ku-
lüpler haricinde diğer kulüplerin altyapısının yeterli
olamaması. Altyapıyı güçlendirmek için gündeminiz-
de hangi çalışmalar var?
Altyapı da üst yapıdan dolayı güçlenmiyor. Daha alt
olduğu için üstler oralarda zaman kaybetmek iste-
miyorlar. Yapıyoruz, ediyoruz diyorlar. Ben bu ko-
nularda çok doluyum kitap yazarım ama bir anlamı
olur mu bilmiyorum. Bugün Türkiye’nin çok önem-
li antrenörleri gerek milli takımın gerek altyapıların
koordinatörlüğünü yaptılar çok büyük paralarla. İlk
geldiklerindeki röportajlarını hatırlıyorum; on se-
nelik kontrat yapıyorlar ve düzelteceğiz diyorlar. Bi-
rinci senenin sonunda renksizler, ama önde olmak
istiyorlar, çıkamıyorlar. Medyamız da ilgilenmiyor.
Haliyle sabırla bu işleri yapacağız diye verdiği sözü
bir iki senenin sonunda kulüp takımına giderek,
medyanın önüne çıkmak için kulüpten ayrıldığını
söylüyor ve belki iki sene önce federasyonu bırak-
masına rağmen tazminatını alıyor. Orada çalışmı-
yor ama federasyon onu bir şekilde gönderdiği için
kontratın gereği olarak parayı veriyor. Yabancı ant-
renörlerimiz da var tazminatını alan. Şu anda Be-
şiktaş, Roman Dabrowski ile hala uğraşıyor. Bu eko-
lün düzelmesi için sadece altyapıdan yetişen oyun-
cuların değil bu söylediğimiz sporcuların arkaların-
dan yeni birilerini yetiştirmesi lazım.
Altyapıdaki sorunlar ve yetersizlik de haliyle kendi-
ni gösteriyor… Örneğin çim sahada idman yapamayan
bir gencin çim sahada karşılaşmaya çıkması bunun bir
getirisi. Tüm kulüplerde eğitimin aynı kalitede olması
çalışmalarınız arasında mı?
Bunu devlet politikası olarak sağlayabilirsiniz.
Spor kulüplerimiz ve federasyonumuz özerkler.
‘Siyaset futbola girmesin’. Böyle bir algı vardı, ben
oynarken de böyleydi. Bir yerde senin yaptığın ha-
talardan dolayı kapısına dayandığın yer devletin
ilgili yeri. Devlet bununla ilgili düzenleme getirir;
ama kulüpler buna ne kadar yanaşır? Çünkü ku-
lüplerin taraftar kitleleri farklı ideolojilere, fark-
lı farklı partilere bakan insanlar. Burada sizin gös-
terdiğiniz her bir katılım size eksi olarak dönüyor.
Tribünler bölünüyor; ama kulüplerin büyük bir
geliri ve marka değerleri var. Yeni biz düzenleme
geldi yabancı oyuncular için. Önceden 8 yabancı
oyuncu mutlaka saha kenarında olabiliyordu şim-
di ise 6+0+4 oldu. Buralara da muhtemel olmayan
insanlar geldi ve bu paralar yurtdışına gitti. Trans-
ferler hep yurtdışında halledildi. Yerli iyi oyuncu-
ların yetersizliği sebebiyle var olan iyi oyuncular
da dolayısıyla yabancı oyuncular kadar para al-
maya başladı. Siz sabırla iş yapayım demek yerine
günü kurtarmaya çalışıp hemen başarılı olayım psi-
kolojisiyle hareket ettiğiniz için de 500 milyonu ge-
çen borca ulaştınız. Bu borçlar için de devlete daya-
nıyorsunuz. Geçen İlhan Cavcav bir açıklama yaptı,
‘Ben olsam dört büyük kulüp takımına el koyarım,
bunları görevlerinden alırım’ dedi. Ha bu doğru mu?
Bunu yapmaya hakkı yok kişinin ya da devletin;
ama özüne baktığında uygulanan yanlış politikalar
ve bu kadar borç yüküyle kulüpleri zor durumda bı-
rakmak aslında bu tür eleştirileri hak ediyor.
Üç sene sonranın tribün gelirlerini şimdi satan
takımlarımız oldu
Kulüpler artık hep ileriden alma. Üç sene sonra-
ki tribün gelirlerini bugünden paraya çevirip o se-
nenin bütçesine katan takımlarımız oldu. Sonra
bunlar borca yazdı. Tribün gelirleri her sene kul-
lanılması gereken bir gelirdir. Siz üç sene sonra-
yı sattınız şimdi para yok. Bunların arasında sizin
dediğiniz şeyleri düşünmek çok zor. Bugün sente-
tik çimde oynayan kulüpler var; masraf olmasın,
çim eskimesin, bakımı olmasın diye. Buradan kıs-
tıkları şeyleri farklı yönde harcadılar, borç yaptılar
sonra da Türk milli takımı neden böyle? Tesadüf
kadrolar çıktı. Galatasaray’da bir iskelet kadromuz
vardı. Çok büyük oranda milli takım bünyesi oluş-
turuyorduk; o dönemde bir başarı grafiği de buna
bağlı olarak geldi yakaladığım bir istikrardan do-
layı. Büyük takımlarla uğraşmak zor bir süreç. O
açıdan devlet ne yapabilir konusunda; el koyarsa
siyaset olarak sorun yaşar, çünkü kulüp başkanları
çıkar veryansın eder, sen bizim işimize karışamaz-
sın der taraftarı yönlendirecek şekilde. Devletin
bu derece işin içine gireceğini sanmıyorum. Ama
devletin spor politikaları ile ilgili yapabilecekleri
noktasında ne lazımsa mutlaka yapacaktır.
Antrenörlerin ve sporcuların bilinçsizlik-
leri ile ödüle ulaşmak için temel değerler
unutularak maalesef dopinge başvurulu-
yor. Ülkemizin de dopinge karşı tavrı sıfır tolerans
1...,24,25,26,27,28,29,30,31,32,33 35,36,37,38,39,40,41,42,43,44,...84
Powered by FlippingBook