SAĞLIKLI YAŞAM
BU ALIŞKANLIKLAR UYKUDA NEFESİMİZİ KESİYOR
‘HEP YORGUNUM’ DİYORSANIZ, DİKKAT
!
Dr. Mustafa Bilazer, Uyku Apne Sendromu’nun
en temel belirtisinin şiddetli horlama olduğunu
söylüyor. Kimi zaman komşuların da duyabileceği
şiddette olabilen horlamanın kısa aralıklarla
kesilmesi, apnenin, yani vücudun nefessiz
kaldığını gösteriyor.
“Horlama daralmış olan hava yollarında vücudun
aşırı çaba sarf ederek nefes almaya çalışması
nedeniyle oluşuyor” diyen Dr. Mustafa Bilazer
diğer belirtileri şöyle sıralıyor:
“Kişi uykuya daldıktan sonra bir nevi kendi
kendine savaşıyormuş gibi, zorlanarak
nefes almaya başlıyor, ardından nefesinde
duraksamalar oluyor. Bu sırada kalp hızlanmaya
başlıyor, tansiyon yükseliyor. Uykuda kabus
görme, terleme, kabusla uyanma gibi başka
belirtiler de oluşuyor. Çok nadiren de olsa kalp
krizi gibi yaşamsal sorunlar da gelişebiliyor.
Hasta gece derin uyuyamadığı için sabah yorgun
uyanıyor ve gündüz genelde kendini yorgun
hissediyor. Uyku Apne Sendromu hastalarında
kronik bir yorgunluk söz konusu oluyor. Hasta
kaliteli uyuyamadığı için günlük performansını
yaparken zorlanıyor. Bazen basit işleri yaparken,
hatta trafik lambalarında kırmızı ışık beklerken
bile uyuyakalıyor.”
TEDAVİ KESİNTİSİZ BİR UYKU SAĞLIYOR
Dr. Mustafa Bilazer, uyku apnesi tedavisinin altta yatan
neden ve hastalığın şiddetine göre değiştiğini belirtiyor.
“Tedavi tıkanıklığa yol açan etkenin ortadan kaldırılmasıyla
sağlanıyor” diyen Dr. Mustafa Bilazer, kesintisiz bir uyku için
başvurulan yöntemleri şöyle sıralıyor:
Hasta obez ise mutlaka zayıflaması gerekiyor. Alkol veya
sakinleştirici ilaç kullanımı varsa bunları
bırakması isteniyor.
Günümüzde en etkin tedavi yöntemi ise
uyku süresince kullanılan, 'pozitif hava
basıncı veren cihazlar'. Bu yöntemde
burun maskesiyle pozitif basınçlı hava
verilerek solunumyollarının açık kalması
sağlanıyor. Bu sayede hastada apne
oluşmuyor ve horlama kesiliyor. Ancak
hastaların yüzlerinde bir cihazla uyumaları
kolay olmadığı için adaptasyonda sıkıntı
çekiliyor. Hastanın burnunda anatomik bir tıkanıklık ya da
eğrilik varsa, bu sorun cerrahi yöntemle düzeltiliyor.
Ayrıca yeni çıkan ve henüz çok yaygın kullanılmayan
'yumuşak damak aparatı' da tedaviler arasında yer alıyor.
Cerrahi yöntemle dile takılan ve 'sinir yarıcısı aparatı' olarak
da bilinen bu yöntem uyku apnesi sırasında otomatik olarak
devreye girerek, dilin kasılmasını ve hava yolunun açılmasını
sağlıyor.
Dr. Mustafa
Bilazer
Kulak Burun
Boğaz Uzmanı
1- Hatalı beslenmek:
Hatalı ve aşırı beslenme
sonucunda kilo arttıkça uyku apnesinin görülme riski
de artıyor. Çünkü kilo alınınca dil kökü, yumuşak damak
ve yutak kısmında yağlanma ve büyüme oluyor.
Buna bağlı olarak hava yolu daralıyor ve Uyku Apne
Sendromu gelişiyor.
2- Sırtüstü pozisyonda uyumak:
En tehlikeli
yatış pozisyonu olarak ifade edilen sırtüstü pozisyonda
dilin ve yumuşak damağın geriye sarkması hava
yolunun daralmasına yol açıyor. Bu nedenle uzmanlar
yan veya yüzükoyun yatarak uyunmasını öneriyor.
3- Alkol kullanmak:
Alkol alımı boğazdaki
dokuların sarkmasına ve bu bölgelerin gevşemesine
neden oluyor. Yatmadan önce uzun süre alınan alkol,
beyin faaliyetlerinin gücünü azaltıyor ve yeterli
oksijenin alınmasını engelliyor.
4- Sigara içmek:
Sigara içimine bağlı olarak dil ve yutak
bölgesindeki dokular büyüyor. Bunun sonucunda da hasta
nefes almakta zorlanıyor. Ayrıca sigara beynimizdeki uyku
merkezini de etkileyerek Uyku Apne Sendromu’na yol
açıyor. Yapılan araştırmalara göre; uyku apnesi sigara içen
kişilerde üç kat fazla görülüyor.
5- Sakinleştirici ilaç kullanmak:
Kaslarda
gevşemeye ve uyku merkezini etkileyerek uyku kalitesinin
bozulmasına neden oluyor. Hastalara sakinleştirici ilaçlarını
bırakmaları öneriliyor, bırakmaması için nedenleri olması
durumunda ise ilaçlarına göre tedavi planı oluşturuluyor.
6- Aşırı yorulmak:
Gün içinde yapılan iş ve ya aktivite
nedeniyle oluşabilecek aşırı yorulmalar, kasları gevşeterek
Uyku Apne Sendromu’nun gelişmesine yol açıyor.
Daha kaliteli bir uyku için yan ve yüzüstü yatmak kişiyi
rahatlatarak bu tablonun oluşmasını önlüyor.
yesilay.org.tr
36
YEŞiLAY
•
MAYIS 2015