

yasal zorunluluktan hem de
sosyal sorumluluktan dolayı
görevini tam anlamıyla yerine
getiriyor. Eğer medyanın
hassasiyeti, aile ve diğer kurumlar
tarafından da gözetilseydi daha
iyi yerlerde olabilirdik. Medya,
bu konuda üzerine fazladan
sorumluluk yüklenecektir. Yeter
ki milli bir duruşumuz olsun.
Bunu bir sağlık seferberliği gibi
düşünmek lazım. İş, sokakta, aile
içinde ve okulda bitiyor. Derste
zararlı alışkanlıkları öğrenmeye
çalışan çocuk, en yakınlarının
bu zararlı maddeleri kullandığını
görünce öğretilen bilgilerin hiçbir
önemi kalmıyor. Kendimizi
kandırmayalım. Medya,
sorumluluğunu yerine getiriyor
ama onları yönlendirecek
merkez mekanizmanın
daha organize çalışması
gerekiyor. Yeşilay’ın çabaları
tek başına yeterli olamıyor.
Medyanın yönlendirilmesi ve
bilgilendirilmesi için eğitimler,
haber imkanları sağlanmalı
veya ortak kampanyalar
düzenlenmeli. Mesela Türkiye'nin
hiç yeşil bir dizisi var mı?
Yeşilliklerin anlatıldığı değil,
zararlı alışkanlıklardan hiç
bahsedilmeyen bir dizimiz neden
olmasın?
Toplumsal sorunlar ya
da dayanışma boyutunda
sivil toplum örgütlerinin
önemi konusunda neler
söyleyebilirsiniz?
Sivil toplum örgütleri,
toplumun halkalarını
birbirine bağlayıp zincir yapan
unsurlardır. Sivil toplum
örgütleri, dayanışmayı ve
bireye balık vermeyi değil
balık tutmayı öğretir. STK’lar,
örgütlü insanlar demektir.
Mesela İsveç’ten nüfusumuz
katbekat fazla olmasına karşın
sivil toplum örgütü sayımız
onlarınkinin çok gerisinde.
Etnik, kültürel ve politik
konular bir yana sağlıkla ilgili
konularda dahi sivil toplum
örgütlerinin çok ileri olduğunu
düşünmüyorum. Eğer olsaydı
zararlı maddeleri kullanım
yaşı bu kadar düşük olmazdı.
Bu, bir yerde hata yapıldığını
gösteriyor.
Şu sıralar yaptığınız
çalışmalardan söz edebilir
misiniz?
İş hayatımdaki değişikliklerden
dolayı kendimi Washington
DC’deki yeni görevime
hazırlıyorum. Bundan dolayı
yapılacak çok işim var.
bilim olmalı. Bilimin ne dediğini
insanlarımıza anlatmanın doğru
yolları bulunmalı. Mesela tütün
zararlı mıdır? Tabii ki zararlıdır.
Ama biz bunu anlatırken her yerde
o ürünün adını ve görüntüsünü
kullanıyoruz. Sağlık için
kampanya yapacağız denilirken
zararlı ürünlerin isimleri sık
sık zikrediliyor. Öncelikle bunu
ortadan kaldırmak lazım. Çocuk
kendi evinde görmese bile
televizyonda o zararlı ürünü
görüyor. Siz o ürünün zararlı
olduğunu ona anlatmaya çalışırken
zaten o ürün çocuğun hayatına
giriyor. Buna mutlaka engel olmak
gerekiyor. Gençleri böyle zararlı
alışkanlıklardan uzak tutacak,
bireysel yeteneklerini ve bilgilerini
arttıracak sosyal etkinlikleri
çoğaltmamız lazım. Mesela onları
spor ve sanata yönlendirmek
gerekiyor. Bilimsel olarak o zararlı
alışkanlıkların insan vücuduna
etkilerini derslerde anlatmak,
gerekirse çocukları gerçeklerle
yüzleştirip bu zararlı ürünlerden
dolayı sağlığını kaybedenlerle bir
araya getirmek lazım.
Medyanın bu konudaki görev
ve sorumluluklarından söz eder
misiniz?
Çocuklarımızı ve gençlerimizi
zararlı alışkanlıklardan korumak
için medya üzerine düşen görevi
belki de en dikkatli yapan kesim.
Bunda çok iddialıyım. Her medya
kuruluşu, bu konuda hem
Okuduğunuz kitap…
En son okuduğumkitapYuval NoahHarari'nin “Sapiens”i. İnsanlığın geçmişini
anlamak için iyi bir kaynak. Herkese tavsiye ederim.
İzlediğiniz film…
En son Londra dönüşü Morten Tyldum’un yönettiği “Pas-
sengers” filmini izledim.
Dinlediğiniz müzik albümü…
Royal Flarmoni Orkestrası’nın Elvis
Presley’in şarkılarını tekrar onun
sesiyle senfonik olarak çaldığı albümünü
dinledim, harika olmuş.
Yaptığınız alışveriş…
Alınan hediyeler söylenmez. Kendime ihtiyaçtan dolayı bir spor ayak-
kabı aldım. Alışverişi de zararlı alışkanlıklar arasına soksak mı acaba?
Çocuk kendi evinde
görmese bile
televizyonda zararlı
ürünü görüyor. Siz o
ürünün zararlı olduğunu
ona anlatmaya
çalışırken zaten o ürün
çocuğun hayatına
giriyor.
SONGÜNLERDE…
SONGÜNLERDE…
MAYIS 2017 203