Bu şekilde eğitimalamamış çocuklar bu tür baskıyla na-
sıl başa çıkacaklar? Bu konuda kimlere, ne tür görevler
düşmekte?
Ali Ünlü: İş dönüp dolaşıp gelişim konusuna geli-
yor. O yaşa kadar annesi, babası çocuğu doğru ye-
tiştiremediyse, okulda çocuğun yaşam becerile-
ri geliştirilemediyse ve çocuk olumsuz bir ortam-
da maddeyle karşılaştıysa ve hiç kimse herhangi bir
tedbir alamadıysa sırtını dön, git demek zor. Anne
baba çocukla yeterince ilgilenemediyse, okulun ak-
ran baskısı, grup aidiyeti, yaşam becerileri, iletişim
gibi konularda o eksiği doldurması gerekir. Hadi
orda da bazı problemler olabilir; o zaman çocuğun
sosyal hayatını kapsayacak tedbirlerin alınması ge-
rekiyor. O tür çocukların sokakta başıboş, kontrol-
süz bir biçimde istediği insanlarla vakit geçirmesi-
nin önüne geçilmesi gerekiyor. Ki onlar maddey-
le karşılaştıklarında onların hayır deme ihtimalleri
çok daha düşük. En azından dış tedbirleri korursu-
nuz. Ama o da yapılamazsa büyük bir sıkıntının ol-
duğu gayet açıktır.
Eğitim-öğretimmüfredatlarında bağımlılıklar ve ileti-
şimkonusunda yeterli derecede içerikmevcut mu?
Ali Ünlü: Belki birçok ders içerisinde parça parça
vardır ama buna benzer bu amaçla hazırlanmış ayrı
derslerin olması muhakkak etkili olacaktır.
Uğur Evcin: Geçenlerde bir rapor yayımlandı. Ra-
porda Türkiye’deki gençlerin günde yaklaşık 5-7 sa-
atlerini televizyon ve internet karşısında geçirdikleri
saptanmış. Şöyle düşünelim; bir gencin günde 5 sa-
atini televizyon karşısında geçirmesi haftada 35 saa-
te tekabül ediyor. Normalde haftada 30 saat ders alı-
yor. Ama çocuk 35 saat kendi seçtiği kanalı izliyor,
kendi seçtiği internet sayfasına giriyor ve öğren-
me böyle gerçekleşiyor. Ama milli eğitimde zorun-
lu olan derslere çocuk çoğunlukla giriyor. Bir kıs-
mını alıyor, bir kısmını tam olarak almıyor. Önem-
li olan bir noktada aynı çocuk bir hafta boyunca ne
kadar etkin vakit geçiriyor? Etkin vakitten kastımız
şu; normalde baktığımızda aile günde 5 saat birlikte
oluyor ama çocuğa vakit olarak 1-3 saat vakit harcı-
yor. Zaten o da babanın televizyon karşısında, anne-
nin mutfakta zaman geçirmesiyle kaynıyor. Bunla-
rı dikkate aldığınızda çocuk aileden görmediği ileti-
şimi dışarıda arıyor, internet üzerinden, televizyon
üzerinden yine dışarıda arkadaşları ile birlikte vakit
geçiriyor. Gencin alternatifinin olması lazım. Bu bir
eğitim programı olmalı veya dersler o şekilde işlen-
meli. Aile bununla ilgili öncü olup buna göre adım
atmalı. Bu çerçevede hayır demek sağlıklı olarak
gerçekleşir. Biz okullarda 1 saatlik eğitim veriyoruz.
Biz bu eğitimi verdiğimizde onların kulağına su ka-
çırıyoruz. Bu farkındalık kazandırmak açısından
önemli bir şey. Ama davranışı değiştirip geliştirmek
için çok daha farklı yollar izlenmeli. Bizler davranış
eğitimleri vermek için yıllık eğitimler alıyoruz.
Ali Ünlü: Gençlerin bu konuyu anlayabilmesi, be-
nimseyebilmesi günlük hayatına uygulayabilir hale
gelmesi için akran projesini bu yüzden 1 yıllık uy-
guluyoruz. Biz onlara maddeyle karşılaştıkların-
da nasıl hayır diyebilecekleri, bu konuda onlara bil-
gi verdiğinde nasıl cümleye başlayacaklarına kadar
bilgileri anlatıyoruz. Onlar da deneme yanılmayla,
zorlandıkları konularda tekrar bize dönerek, bizlere
danışarak öğrenmeyi pekiştiriyorlar.
Çocuğa bu noktada yön veren ailedir. Aile perspektifin-
den akran ilişkisini nasıl değerlendirirsiniz?
Ali Ünlü: Bizim ailelere yönelik şu an 4 farklı pro-
jemiz var. Bunların en temeli farklı organizasyon-
larla bir araya gelen ailelere eğitim vermek. Örne-
ğin okul toplantıları. Sadece ailelere ihtar niteliğin-
de bir program hazırlıyoruz. Bu birinci adımı. Şu
an yürüttüğümüz kalkınma ajansının da destekle-
diği bir projemiz daha var; aile destek projesi diye.
3 ilçede uyguluyoruz bu projeyi. Proje kapsamında
18 yaşından küçük olup da polisin madde kullan-
maktan yakaladığı çocukların ailelerini tespit et-
tik, ortalama her ilçede son bir yılda yakalanan iki-
yüze yakın aile var. Bu aileleri tek tek ziyaret edi-
yoruz. Bu konuda eğitim almış ekiplerimiz var. Bu
arkadaşlar aileleri ziyaret edip önce bağımlılığın
ne olduğunu, bu aşamada çocuklarına nasıl yar-
dımcı olabileceklerini, çocuk yakalandığında de-
netimli serbestlik sistemine göre nasıl hareket ede-
ceklerini içeren bir eğitim sunuyoruz. Kaynakları
yani kitapçıkları da onlara ulaştırıyoruz ve onlar-
dan şunu istiyoruz; çocuğunuzu biz istediğimizde
bize gelmesini sağlayın. Burada çocuklara yönelik
psiko-drama eğitimleri hazırladık.
Uğur Evcin: Psiko-dramanın temelinde de gencin
iletişim derecesini, sosyal desteğini artırmak, karar
verme becerisini geliştirme mantığı var.
28