YAPIMLARINMESAJ VERMESİ
TOPLUMUNMESAJI ALMASI DA ÖNEMLİ
Kıyaslamaya binaen sormak isterim; yapımların mesaj
vermesi mi yoksa izleyiciyi eğlendirme ya da vakit ge-
çirmesini sağlaması mı temel amacı?
Mesaj almaya müsait bir toplum var ise her iş bir
mesaj verir. Güzel, romantik, insani,
duygusal mesajlar dışında
politik düşünce ve politik
taraf seçme mesajları
esas bizi düşündür-
mesi gerekendir. Bu
tür mesajlara ihtiyacı
olmayan, özgüveni,
ahlaki ve toplumsal
değerleri ve eğitim
seviyesi yüksek top-
lumlar zaten göze par-
mak batırırcasına bir mesaj
durumunu kabul etmezler.
Sorunuzda temel amacın ne olması
gerektiğini soruyorsunuz. Temel ihtiyacın ne olduğuna
bağlı bir durumdur bu. İhtiyaç var ise bu ihtiyacı doldur-
ma ihtiyacı ve çalışan da olacaktır her zaman. Her toplu-
mun, her ülkenin, her coğrafyanın bu ihtiyacı birbirinden
çok farklı maalesef.
Şu konuya Titus karakteriyle çokça şahit oluyorsunuz-
dur. Türk izleyicisi dizi ya da filmi çok benimsiyor, içsel-
leştiriyor. Öyle ki gerçek hayatla sanalı ayırt edemeye-
cek duruma gelip haliyle oyuncuları da karakterlerine
göre yorumluyor, eleştiriyor veya takdir ediyor. Bu nor-
mal midir, kişinin gerçek hayatına etkisi olumsuz olarak
döner mi, böylesi yapımlara bakış açısı nasıl olmalı?
Toplumun eğitim düzeyinin önemine geliyoruz yine.
Toplumun çoğunluğu hayatının büyük bir bölümünü
televizyon karşısında geçiriyorsa ve bu yapımların
reklamlarıyla, tekrar yayınlarıyla, magazin haberleriyle
hayatınızın her damarına tekrar tekrar girmesine izin
veriyorsanız, sonucun böyle olma ihtimali çok yüksek
tabii ki. Örnek vereyim: Bir gün Urfa’da çektiğimiz bir
dizinin bir bölümünde kovaladığım ve aradığım bir adam
bir odadaki dolaba saklandı ve bölüm o sahneyle bitti.
Ertesi gün sokakta yanıma sevgi dolu bir vatandaş gelip,
gerçek hayatta o adamı arıyormuşum gibi, o adamın do-
laba saklandığını ve oraya bakmam gerektiğini söyledi.
Kendisine teşekkür ettim, “Haftaya bakarım abi” dedim.
O sevgili vatandaşımıza tebessüm ettim ama aynı za-
manda da çok üzüldüm.
6YAŞIMDANBUYANA
SPORYAPIYORUM
Spor da yapıyorsunuz aynı zamanda; sağlıklı beden
ve zihnin en önemli gereksinimi. Hayatınıza katkıları
neler?Özel olarak ilgilendiğiniz branş varmı?
Çocukluğumdan beri spor hayatımdadır. 6 yaşımda
futbola başladım, yüzme, tae-kwon-do, karate, dalgıç-
lık, sörf, su ve dağ kayağı, koşu, paten gibi aklınıza ge-
lebilecek her tür sporu yapmışlığım var ve iyi derecede
anlarım. Burada tabiî ki Avrupa’da büyümüş olmamın
etkisi ve yurtdışındaki imkânlar söz konusu. Sporun
zihinsel ve bedensel olarak faydaları çok fazla. Psikolo-
jinizi inanılmaz pozitif etkiliyor, stresten arınıyorsunuz.
Su ile ilgili her spora da aşırı ilgiliyim.
ÇOCUKLARI KORKUTARAK
KONTROLÜ SAĞLAMAK YANLIŞ!
Çok tatlı iki oğlunuz var. Instagram’daki onların
scooter, sizin rollerblade kullanırken fotoğrafınız
çok güzel! Çocuklarınızla aranız nasıl?Onları
yetiştirmedeki doğrularınız neler?
Teşekkür ederim. Evet, o
fotoğraf benim de hoşuma
gidiyor. Kendi ailem olmasa
ne kadar hoş, sevgi dolu,
mutlu, sportif, eğlenceli bir
aile diye düşünürdüm. Ben
anne ve babanın çocuk-
larıyla arkadaş olmaları
gerektiğine inanıyorum.
Sınırsız, her şeyi yaşlarına
uygun dönemlerde konu-
şabilmelerini önemli bu-
luyorum. Öyle aşırı saygı
durumunu doğru bulmuyorum ve gereksiz olduğunu
düşünüyorum. Çocukluğumda kan kardeşim ve kardeş-
leri babası eve geldiğinde hepsi asker gibi ayağa kalkar
hoş geldin baba derlerdi, ama burada daha çok korkuya
dayalı bir saygı hissederdim hep. Korkutarak kontrolü
sağlamak çok yanlış bana göre. Ama bütün bunlar say-
gının ne olduğunu bilmeden büyüyen çocuklar yetiş-
tirdiğimiz anlamına gelmesin. Tam tersi dünyadaki her
varlığa, en ufak canlıya, bitkiye, ağaçlara, çevreye, çeşitli
insan kültürlerine, büyüğe ve küçüklere ayrı şekilde
saygılı ve anlayışlı olmalarını öğretmeye büyük özen
göstermemiz gerekiyor.
Bu
coğrafyada,
inanılmaz olaylar,
şahsiyetler var.
Okuma alışkanlığı
olmayan toplumumuza
bunların görsel olarak
tanıtılmasını iyi
buluyorum.
yesilay.org.tr
61
YEŞiLAY
•
TEMMUZ 2015