Background Image
Previous Page  81 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 81 / 84 Next Page
Page Background

* Hilal-i Ahdar, Yeşilay Cemiyeti’nin ilk ismidir. Aynı zamanda 1925

yılından bu yana yayınlanan Yeşilay Dergisi’ne de adını vermiştir.

Hilal-i Ahdar* 18 Mayıs 1341 (1925), C:1, No: 8

Hilal-i Ahdar

Müessisi Doktor Mazhar Osman

Başmuharrir Doktor Fahrettin KerimGökay

On beş günde bir neşrolunur sıhhi ve içtimai içki düşmanı gazete

İÇKİ KURBANLARI

(Önceki sayının devamı) mensup akrabalardan birinin delaletiyle

İstanbul’a avdet etmiş ve bir memuriyete geçirilmişti. İnkılaptan

sonra kendisine tesadüf ettim. İçki içiyordu, hem de biraz fazla ka-

çırıyordu. Mamafih yine zekâ ve cerbezesiyle etrafındakileri teshir

ediyor,şıklığıvezarafetigözeçarpıyordu.Eskiarkadaşıhekimoldu-

ğu için bir kaç defa çarpıntısından, öksürüğünden bahsederek şöy-

lecemuayeneettirmişti. Ehemmiyetli bir şeyi yoksadaaslen içkinin

sıhhatine mazarratı hakkında birkaç söz söylemek istedim. Uzun

uzadı söyletmeden evet içkinin mazarratlarını takdir ediyorum,

mamafih bizimkine içmek denmez, arada sırada diye beni baştan

atlattı. Hâlbuki birmüddet sonra farkına vardımki alkol arkadaşımı-

zınher yerini sarmış, yangınalevlenmiş…O, nasihatten,musibetten

anlayacak devreyi çoktan geçmiş. Fakat zahirde dışarıya bir şey

sızdırmıyordu. İsviçre’deki hayatı pek şerefli olmadığını işitmiştim.

İçkiye ve kadına para tedarik etmek için şantaj yaparak ötekinden

berikinden para çektiğini duymuştum. Hatta inanmamıştım. Çün-

kü bu kadar mütekâmil bir gençten böyle hal beklenemezdi. Henüz

yirmi yaşında iken kırklık dört çocuk sahibi bir kadınla evlendiğini,

ev eşyalarını gizlice sattığını ötekinden berikinden istikrazlarda

bulunduğunu söylemeye başladılar. O artık bir ayyaş olmuştu. Bir

müddet sonra o kadından ayrıldı. İkinci bir kadınla, bilahare üçüncü

ve dördüncü ile evlendi. Artık bir serseriydi. Eve geliyor, babasından

kalan servetin kırıntılarını yiyor ve anasıyla kız kardeşlerinin başını

soktuğu küçük bir evi bile onlardan habersiz satıyordu. Ailesinden

hiçbir kimse nefret etmeksizin onun ismini ağzına almıyor, o kadar

zeki ve haluk gencin içki yüzünden bu derece sefil olduğunu anlat-

makla bitiremiyorlardı.

İçki eşini de buldu, frengi yakalamış ve bunu karısına da aşılamıştı.

Bu hastalığın akıbetlerini bildiği için kendisini iyi tedavi ettirmeye

çalışıyordu, hekimlere, hastanelere koşarak afiyet dileniyordu. Pa-

rası yoktu. Olsa ancak içkiye verebiliyordu.

Birmüddet yüzünügörmedim. SıcakbürgünRecep’te limonata içi-

yordum. Biri doktor bana on kuruş ver, bak içki beni ne hale koydu,

gideceğim yine içeceğim diyordu. Epey güçlükle tanıdım, saçları

uzamış, sakalı büyümüş, ayakları tamamen çıplak ve başı açıktı.

Ben kendimi tutamadım. Utanmıyor musun sefil, sen bu hale gele-

cek adammıydın diye bağırdım. Ne yapabilirimdedi. Cebine üç dört

taş koyup kendini denize atmakta mı gelmiyor. İçkiden vazgeçmi-

yorsan şu hale geldikten sonra canından da mı vazgeçemiyorsun

dedim. Hayır, dileniyorum, sokaklarda sürünüyorum, ailem beni

Amerika’da biliyor, bu halimi bilse belki arlarından ölürler, kim bilir

belki dealışırlar. Fakatyineyaşamak, içmek içinyaşamak istiyorum

dedi. Anlattı ki ailesinin elindeki her şeyi satmıştı. Anasının sığındı-

ğı evi bile habersiz rehine koymuştu. Nihayet evini satıp da Ame-

rika’ya gidip para kazanmak, ıslah-ı halletmek kararının katiyetine

inandıraraksonparaları daellerindenalmış, onlarlavedalaşmıştı. Yol

paralarını bitirmiş, eşyasını satmış nihayet şu kıyafete düşmüştü.

Üş beş ayda bir sallana sallanamuayenehaneme gelir, işrete tövbe

ettiğinden bahisle bazen beş on kuruş ister, bazen de bir hastane-

nin bir köşesinde sefil vücudunu birkaç gün tamir ettirmek için bir

tavsiye kartı rica eder. Her tövbede yeni bir zevce alınır, kuul itiya-

dına mani olamayan eskileri bırakılır. Fakat ne yad-ı mazi, ne fikr-i

ati, ne zenginlik, ne fakirlik bu perhizkarlığı devam ettirebilmiştir.

Kilise kapısı önünde, gazinolarda Fransızca nutuklarla dilenerek, bu

suretledilenciliksanatınınpsikolojisinehürmetederekyaşıyorveya

sürünüp duruyor. Şimdi hastahaneye alacağız, aylarca tutacağız,

oradanebulsa içmeyeçalışacak. Altı aysonraşifazannıylaçıkarılın-

ca ilk rast geldiği meyhanede tedavinizi takdis edecek.

yesilay.org.tr

81

YEŞiLAY

AĞUSTOS

2016