Yesilay Dergisi-Eylul-944.Sayi-Televizyon - page 37

Söyleşi:
Said Kayacı
Fotoğraf:
Ferdinaz Koyuncu
35
Gençlik yıllarınızdan itibaren Yeşilay’da
yer aldınız. Öncelikle kendinizden, mes-
leki hayatınız da dâhil olmak üzere
bahsedebilir misiniz?
1934 senesinde Çanakkale’nin Gelibolu ilçe-
sinde doğdum. Babam ayakkabıcıydı. İkinci
Dünya Harbi çıkınca babam Tapu Müdürlüğü-
ne müracaat etmiş. Ödemiş’te kendisini tapu
memuru olarak görevlendirdikleri zaman ben
daha okula başlamamıştım. Daha sonra ba-
bamKula’ya tapu müdürü olarak tayin oldu.
Kula’da sarılık hastalığına yakalanınca isti-
fa edip memlekete geri döndük. İzmir’den va-
purla döndük memlekete. O zamanki vapur-
lar yolcu taşıyan lüks vapurlar değildi. Yük ta-
şıyorlardı. Bizler de o yüklerin üzerlerinde yol-
culuk yaptık. Yolculuk boyunca harp gemile-
riyle karşılaştık. Herkeste bir korku vardı, aca-
ba saldırırlar mı diye. Çanakkale’ye giriş ya-
pınca vapurdaki herkes bir “oh” çekti.
Eğitimhayatınız nasıl devametti?
Ne Gelibolu’da ne de Çanakkale’de oku-
yabileceğim bir lise vardı. Babam sürek-
li İstanbul’a gidip geldiğinden İstanbul’a da
aşinaydık. Kısmet, Kabataş Erkek Lisesi’nde
başladım. Liseden mezun olduktan son-
ra 1957 senesinde yedek subay olarak as-
kere gittim. Askerden döndükten sonra
İstanbul’da önce hukuk okudum, sonra tarih
bölümüne geçiş yaparak mezun oldum.
Yeşilay’la alakanız hangi dönemde başladı?
Lisede İsmet Tayşi adında bir arkadaşım var-
dı. Yeşilay Cemiyeti’nin kongresi var, beraber
gidelim demişti. İlk onun vesilesiyle Yeşilay’la
tanıştım. İsmet arkadaşımla birkaç defa git-
tik geldik Yeşilay’a. Sonra o İstanbul’dan gi-
dince ben devam ettim Yeşilay’a. Folklor eki-
bi kurduk, okullara konferans vermeye gittik.
Çalışmalarımızı Cağaloğlu’ndaki binada ya-
pıyorduk. O zamanlar Vecihi Divitçi Bey baş-
kanlık sıfatıyla Yeşilay’da bulunuyordu. Ya-
nında arkadaşları da vardı. Arkadaşlarından
bir tanesinin oğlu olan Özgen Bilgisel ile de
Yeşilay Dergisi’ni çıkarıyorduk. Özgen’le bir-
likte dergiyi yaymanın yollarını düşündük.
Sonra dergiyi Millet Meclisi’ne, vekillere
postaladık. Her birinin ismine özel gönder-
dik dergiyi. Ondan sonra Yeşilay’a bazı ka-
zanımlar sağlanmaya başlandı.
Yeşilay’ın o dönemler imkânları nasıldı?
Fazla bir imkânı yoktu. İmkânlarımızı kendi-
miz oluşturmaya çalışıyorduk. Mesela her sene
bir üzüm bayramı yapıyorduk. Belgrat orman-
larına gidiyorduk. Orada üzüm dağıtıyorduk
herkese. Bu programa gelenler Yeşilay’a yar-
dımda bulunuyorlardı. Bu yardımlarla daha da
çalışıp, baskı malzemelerimizi çıkartıyorduk,
dergiyi devam ettirmeye çalışıyorduk.
Sizin döneminizde, özellikle 50’li ve 60’lı yıllar-
da, başta Sivil ToplumKuruluşları olmak üze-
re özelde ise alkollemücadele eden Türkiye Yeşilay
Cemiyeti’nin nasıl bir yeri vardı? Yeşilay dendiğinde
insanların aklına ne geliyordu?
Yeşilay denince ilk akla gelen okullar oluyordu.
Okullardaki çocuklara bilhassa çocukların si-
gara içmelerine engel olmak için Yeşilay Haf-
tası içerisine Yeşilay’la birlikte sigarayı da ko-
yuyorlardı. Sarıay (sigarayla mücadele eden
bir dernek, sonraları kapandı), Yeşilay’ın kar-
şısında sigara ile mücadele eden bir cemiyetti.
Okullarda fazla etkin olmadığından sigara ko-
nusunda da hazır okullarda bulunan Yeşilay’ı
kullanmaya başladılar. Biz alkollü içki ile mü-
cadele ediyorduk. -“Biz içkiye karşıyız. İçki
içene değil” diye bir sloganımız oldu. İçki içe-
ni azaltmak, içkinin kötülüğünden bahsetmek,
içkinin aile yapısındaki yıkımlarını anlatmak,
çocuklar üzerindeki ve o ailelerdeki durumları
çok iyi açıklamak için zaman zaman okullarda
konferanslar vermek suretiyle aileleri de kon-
feranslara dâhil edebilme çabası içine girdik.
Münazaralar yaptık okullar arasında. Birinci-
ler, ikinciler ve üçüncülere ödüller verdik.
Bir de tiyatro geçmişiniz var Yeşilay’da…
Evet, Yeşilay’da bir tiyatro ekibimiz de oldu. Bu
tiyatro ekibimizden profesyonel tiyatroculuğa
çıkanlar da oldu.
Peki, amatör ya da profesyonel “bir tiyatro eki-
bimiz olsun, sahneler yapalım, oyunlar oynaya-
lım” velhasıl “tiyatro kuralım” fikri nasıl doğ-
muş oldu. Bu fikrin sahibi kimdi?
Türkiye o dönemde dışarıdan gelen öğrencile-
rin gösterilerine ev sahipliği yapıyordu. Buna
tiyatro gösterileri de dâhil. İşte bu gösterile-
re biz de katılmayı, kurumumuzun adını du-
yurmayı istedik Yeşilay Cemiyeti olarak. Ta-
bii ki fikrin sahibi yine yönetimdeki arkadaş-
lardı. Özgen kardeşimiz çok faal arkadaşlar-
dan biriydi. Her zaman şunu da yapalım, bunu
da yapalım diyenlerden biriydi. Beni de hiç bı-
1...,27,28,29,30,31,32,33,34,35,36 38,39,40,41,42,43,44,45,46,47,...68
Powered by FlippingBook