Yesilay Dergisi-Eylul-944.Sayi-Televizyon - page 39

tede de bu devam etti. Arşivcilik-yöneticilik
bölümüne geçtikten sonra işlerimin yoğun-
luğundan dolayı çalışmalarım biraz dur-
du. O dönemler Tarlabaşı’nda oturuyordum.
Daha sonra kardeşlerim de üniversite için
İstanbul’a geldiklerinde Yeşilay’a yakın bir yer
olan Çatladıkapı civarına taşındık.
Yeşilay Dergisi’nin eski sayılarına baktı-
ğımızda dergide yazılar yazdığınızı görü-
yoruz. Sizinle beraber dergide çalışan ar-
kadaşlarınızdan da bahsedebilir misiniz?
Dergide her şey bizdik. Yazı işleri,
mesul müdür de, yazar da Özgen’le
bizdik. Onun dışında liselerden ar-
kadaşların yazıları olursa onla-
rı dergide yayınlıyorduk. Bazen şiir-
leri kendimiz yazıyorduk ama başka
isimle yazıyorduk. Tabi bu ilgiyi ço-
ğaltmak için yapılmış bir şeydi.
Yine sahne oyuncularından Baki Tu-
ranlı, Ersan Uysal hakkında pek bir bil-
giye rastlamaydık. Sizler kendileriyle
tanışıyor muydunuz?
Baki Turanlı sanat okulundan ge-
len misafir bir arkadaşımızdı. Ersan
Uysal kilolu bir yapısı olan, yardım-
sever, neşeli bir arkadaştı. Kendisi-
nin tiyatroya merakı büyüktü. Fer-
di Merter de aktifti. Annesi, babası
tiyatrocuydu zaten. Yeşil Sahne’nin
direk kurucu isimlerinden de bah-
sedemeyiz; zira sahne ilk kuruldu-
ğunda kimler o sahnede yer aldıysa
kurucuları arasında da onlar var-
dı isim olarak. Bir de bazı oyuncu-
lar, örneğin İzzet Günay, Sedef Kızıltunç gibi
isimler de Yeşil Sahne’de yer aldılar ama on-
ların hepsini Yeşilaycı olarak addedemeyiz.
Hiç sahne aldığınız oyun oldumu?
Evet, Dava Meraklıları adlı oyunda yer al-
dım. Bunun dışında Yeşilay’ın kütüpha-
nesini ilk ben düzenledim. Beyazıt Umumi
Kütüphanesi’nde görev yapar gibi bilgi edin-
dim ve Dewey onlu tasnif sistemine göre Ye-
şilay kütüphanesini düzenledim.
Yıllarınızı Yeşilay’da geçirmiş biri olarak yeni nesil
Yeşilaycılara hangi tavsiyelerde bulunursunuz?
Tabi alkollü içkinin zararlarını dün-
ya fark edene kadar Yeşilay pek ko-
lay anlaşılmamıştı. Sonradan kıy-
meti ortaya çıkan bir kuruluş oldu.
Yeşilay alkolün zararlarını anlatıyor-
du. Anlatırken de bizzat kötülüğün-
den ziyade kötü sonuçlarına dikkat
çekiyordu. Cinayetler, kavgalar, aile
yapısının bozulması içkiden kay-
naklanıyordu. Bunları ortadan kal-
dırmak için aydın insanlar bu cemi-
yeti kurmuşlar, adını da Yeşilay koy-
muşlar. Yeşil insanda ferahlığı uyan-
dırır. Şimdi biz ferahlığa mı koşalım,
yoksa ferah olmayana mı? Yeşilay’ı
sevmek ve sevdirmek lazım. Tabi
şimdi mücadele alanlarına yeni baş-
lıklar da eklendi Yeşilay’ın. Peki, biz-
ler Yeşilay’ı nasıl sevdireceğiz? Kar-
şımızdakini kırmadan, sert konuş-
madan onu ikna etmeye çalışacağız.
Unutmayalım her insanın kendine
göre bir fikir yapısı var. O fikir yapı-
sına doğrudan doğruya saldırır gibi
konuşma yaparsanız onunla anla-
şamazsınız. Onunla anlaşabilmenin
geçer yolu onun fikri hakkında bilgi
sahibi olmaktır. Ondan sonra onun
fikir yapısı doğrultusunda kendi fik-
rinizi yönlendirirseniz o zaman onu da ikna
etme imkânına sahip olursunuz. İşte böyle ha-
reket edildiğinde Yeşilay, insanlara yaptığı fay-
daları saymakla bitmeyen bir duruma gelmiş
olur. Bu yolda yürüyenler ve yürütenler sağ
olsun. Allah onlara kolaylıklar versin.
Unutmayalım her insanın kendi-
ne göre bir fikir yapısı var. Bizler
Yeşilay’ı anlatırken karşımızda-
kini kırmadan, sert konuşmadan
onu ikna etmeye çalışmalıyız.
cüneyt türel
ersan uysal
ferdi merter
Sedef kızıltunç
1...,29,30,31,32,33,34,35,36,37,38 40,41,42,43,44,45,46,47,48,49,...68
Powered by FlippingBook