Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  54 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 54 / 84 Next Page
Page Background

KÜLTÜR

RÖPORTAJ

Reyting kaygısı yapımcıları daha

fazla şiddet, kavga, dedikodu

içeren program ve dizilere

itiyor. Burada izleyici ken-

dini nasıl korumalı? Yapım-

cılar için başka bir seçenek

mümkün mü?

Televizyonun icat edilme-

sindeki temel amaç, 'sinemayı

eve getirmek'ti. Ancak sinemaya

kendi beğeninize uygun düşeceğini

düşündüğünüz bir filmi seçip, bilet alarak

girersiniz. Yani burada kat'i bir tercih söz konusudur. Ama

televizyon öyle değil. Kanallar arasında dolaşırken karşını-

za ne zaman ne çıkacağı izleyicinin inisiyatifinde olmuyor.

Bu nedenle ekran karşısında daha bilinçli, eğitimli, hatta

tetikte bulunmak gerek. Çünkü karşınızda izletmek için

her yolun mubah olduğunu düşünen, sadece ticari kay-

gılarla hareket eden satıcılar var. Eğer siz ve eğittiğiniz

çocuğunuz iyiyi, kötüyü, doğruyu, yanlışı ayırt edecek bir

kültürel alt yapıya sahip değilse, tehlike büyür. Burada asıl

öğrenilmesi gereken, uzaktan kumanda cihazına bilinçle

hükmedebilmektir.

TELEVİZYONCULUK DİZİ

YAYINLAMAKTAN İBARET OLDU

Yazarken siz nelere dikkat ediyorsunuz? TV kanallarında-

ki yöneticiler, yapımcılar hangi konularda hata yapıyor?

Çoğunlukla hangi konularda eleştiri ya da önerilerde bulu-

nuyorsunuz?

Ben büyük bir çoğunlukla izleyicinin tarafındayım. Ama

emeğe de saygım büyük. Örneğin, bir diziyi eleştirirken,

o işten ekmek yiyen 100 kişi ve ailesini de düşünüyorum.

Bir sahneyi kritik ederken, o iki dakikalık sahnenin sadece

ışığının kurulması için iki saat emek harcandığını biliyo-

rum. Çünkü televizyon eleştirmeni olmadan önce uzun

yıllar muhabir olarak o setlerde haber kovaladım. Aynı

zamanda televizyon kanallarında editörlük, müdürlük,

yapımcılık, sunuculuk deneyimlerim de oldu. Durum böyle

olunca kalemimin ucuna öncelikle bir 'hassas kuyumcu

terazisi' asmak zorunda hissediyorum kendimi. Eğer kıya-

sıya eleştireceksem de, kalemimi 'mizah sosuna' banma

ihtiyacı hissediyorum ki, fazla acıtmasın. Bence kanal

yönetimlerinin en büyük hatası, yönettikleri kanala kimlik

oluşturma becerisinden yoksun olmaları. Şu anda büyük

kanalların logolarını kaldırın, o sırada hangi kanalı izlediği-

nizi bilemezsiniz. Televizyon çok masraflı bir sektör. Kimse

büyük risklerin altına girmek istemiyor. Denenmişlerin

izinden giderek, kendilerini garanti altına almak istiyorlar.

Bu da birbirinin benzeri, tek tip kanal yaratıyor. Bir

de televizyonculuk son dönemde sadece “dizi

yayınlamaktan ibaret oldu. Yapımcıya 500 bin

lira ver, o da sana kaseti getirsin, oynatıcıya tak

ve izlettir. Bunun adı bana göre televizyonculuk

değil, eski deyimle video dükkanı işletmeciliği...

Bu konuda kreatif kabızlık çekildiğini düşünü-

yorum.

Televizyonun amacı nedir? (Eğlence, eğitmek..)

Türkiye’de kaç kanal bu konuda başarılı?

Son dönemde bu işi cesaretle ele alan tek girişimci Acun

Ilıcalı oldu. Ülkenin gerçek anlamda bir eğlence kanalına

ihtiyaç duyduğunu fark etti ve tüm yapıyı bu düşünce-

nin üzerine inşa etti. Son iki ay içinde elde ettiği yüksek

reytingler ise doğru yolda olduğunu kanıtlıyor.

İZLEYİCİYİ KİMSE HAFİFE

ALMAMALI

Kaç yıldır TV eleştirmenliği yapıyorsunuz?

İlk yıllardaki izleyici ile son yıllardaki izleyici

arasında fark var mı?

İlk televizyon kritiklerim 1987 yılında Güneş ga-

zetesinin Ekran ekinde yayınlandı. Daha sonra

spordan, ekonomiye ve magazine uzanan geniş bir

yelpazede gazeteci olarak çeşitli görevlerde bu-

lundum. Sonunda yeniden televizyon yazarlığına

döndüm. Yakından Kumanda, 12 yıldır okurlarına

hizmet veriyor. Ben Türk televizyon izleyicisinin

seçiciliği konusunda çok önemli bir aşama kaydet-

tiğine inanıyorum. İzleyiciyi kimse hafife almamalı.

Onlar 'oltaya gelecek balık' olmaktan kurtulalı uzun

yıllar oluyor.

Bir

tabletin

başında tüm gününü

alışveriş sitelerine

tık’layarak geçiren genç,

televizyon başında da ‘hap

gibi yutacağı’

kolaylıkta ürünler

arıyor.

yesilay.org.tr

54

YEŞiLAY

HAZİRAN 2015