Yesilay Dergisi-Eylul-944.Sayi-Televizyon - page 52

Aile büyüklerinizden, bilhassa dedenizden gördü-
ğünüz eğitim ile zaten içinizde olan doğa sevgi-
si bir anlamda tamamen hayatınız oldu. Bir de bu
yaşadıklarınız, kimolduğunuzu dergimizin için dillendirme-
nizi isteriz.
Geçmişte atalarımızda olduğu gibi benim de asıl
eğitimim ebeveynlerimden başladı. Şimdi çocukla-
rın eğitimlerine baktığımızda; çocuklarımız maale-
sef ya bakıcılarından ya gittiği kreşlerden ya da git-
tiği okulda çevresinde kim varsa onlardan bir şey-
ler öğrenmeye çalışıyor. Anne, babanın evde çocuk-
larıyla zaman geçirecek bir süre veya süreçleri yok.
Maalesef artık günümüzde evde yemek yapan an-
neyi bile bulmak zorlaştı. Biz böyle büyümedik. Biz
dedesiyle, babaannesiyle, annesiyle, onların anlat-
tığı mitolojik hikâyelerle, efsanelerle, halk kahra-
manlarıyla, doğal hikâyelerle, doğada yaşanan bir
sürü yaşanmışlıklarla ve masallarla büyüdük. Ha-
kikaten babaannem öyle bir masal anlatırdı ki san-
ki kurt yanınızdaymış gibi hissederdiniz, ürperirdi-
niz. Adeta sizi hikâyenin içine sokardı. Biz bunlarla,
böyle bir kültürle büyüdük ve Allah’a şükür ki böyle
bir coğrafyada, dedem gibi bir insanla, onun taşıdı-
ğı kültürle yetişebilme imkânı buldum. Dedem Sivas
Sarkışlalı. Onlar da Güney Kafkasya’dan göç eden
Karapapak Türk boyuna mensuplar ve Osmanlı-
Rus harbinde Anadolu’ya göç etmek zorunda kal-
mışlar. Ben dedemin yanına gidip bir şeyler öğren-
mek için her yaz tatilini iple çekerdim. Çünkü ne öğ-
rendiysem ondan öğrendim ve halen dedemden öğ-
rendiğim bilgileri, onun yöntemlerini kullanıyorum.
Toprak, doğa ve insan üçlemesi sizin düsturunuz diyebiliriz.
Bu çerçevede doğanın sizdeki manasını öğrenmek isterim…
Doğa benim için her şeyi ifade ediyor. Sonuçta bir
Yaradan var, O’na inanıyoruz. Ülkemizin %99’u
Müslüman, yüzde biri Müslüman olmasa bile yine de
bir yaratıcının var olduğuna inanan bir toplum. He-
pimiz O’na inanıyoruz. Toprağı da, bütün canlılara
hayat ve su veren hatta Yaradan’ın içine, her bir par-
çasına koyduğu yaşam enerjisi ve güç kaynağı olan
bir canlı olarak görüyorum. Biz onunla temas kur-
duğumuz sürece hemYaradan’la hem de kendi iç
dünyamızla bağ kurabiliriz. Ondan koptuğumuz sü-
rece insan ilişkilerimiz de bozulur. İnanın bana dağ-
da, kırsalda yaşayan bir insanın ibadeti ile şehirde
yaşayan bir insanın ibadeti aynı değil.
O halde biz doğadan uzaklaştığımızda bazı yetilerimizi de
fark etmeden kaybetmiş mi oluyoruz?
Kesinlikle kaybediyoruz. Bakın, yüzlerce yıl ya-
şamış, toprakla yoğrulmuş bir insanlık deneyi-
mi var ve biz bu deneyimi şimdi teknoloji çağında
elimizin tersiyle ittik.
İnsan kolaya çabuk
adapte olan bir yapıya
sahiptir. Bağımlılık du-
rumu da aslında insanın
zayıflığıdır, acizliğidir.
1...,42,43,44,45,46,47,48,49,50,51 53,54,55,56,57,58,59,60,61,62,...68
Powered by FlippingBook